Tuvalet masasının karşısında makyajını tamamlamaya çalışan kız, bir yandan da göz ucuyla arkasındaki yatakta hala uyumakta olan adama bakıyordu. Kendisi tüm gece boyunca kıvranıp durmuş doğru düzgün uykusunu bile alamamıştı. Barkın ise rahatlığından ödün vermeyecek bir şekilde huzurla uyuyordu. Oldukça erken bir saatte gözlerini açtığında ise hızlıca bir duş alıp hazırlanmıştı. Düz kesim gri eteğinin üzerine, narçiçeği rengindeki gömleğini giymiş, uç kısımlarını ise eteğinin içerisine almıştı. Deren makyajını bitirip gömleğinin manşetlerini geri doğru kıvırdı. Bu sırada bakışları dekoltesine kaymıştı. Düğme başlangıcı göğüs çatalının bitimindeydi. Barkın vücuduna yapışan eteğini ve üzerine tam oturan dar kesim iddialı gömleğini gördüğünde küplere binecekti. Oturduğu sandalyeden kalkarak masanın üzerinde bulunan ince kahverengi kemerini eteğinin beline geçirdi. Son olarak da sivri topuklu kemeri ile aynı renk tonunda olan ayakkabılarını giydiğinde artık tam anlamıyla hazır sayılırdı. Salık bıraktığı saçlarını tek omuzuna alarak bir kez daha inceledi kendisini. Mavi gözleri memnuniyetle ışıldadı. Geriye bir tek uyuyan ayıyı uyandırmak kalmıştı. Gerçi Barkın'ın dün geceki hareketinden sonra ona ayı demek ayılara hakaret sayılabilirdi. Sıkıntıyla bir nefes alıp omuzlarını düşürdü. Adımlarını büyük yatağa doğru atarken içindeki haylaz çocuk varlığını hissettiriyordu. Eteğinin müsaade ettiği kadar yatağın köşesine oturarak Barkın'ın yüzünü inceledi. Ne kadar zaman olmuştu döneli. Yine de ona olan özlemi dinmiyor aksine her gün biraz daha artıyordu. Uykusunda yan dönen adam, Deren'in gözlerine geniş omuzlarını, pürüzsüz sırtını sunmuştu. Vücudundaki alev kalbindeki duygularla karıştığında ona küs alamayacağını anladı. Ne kadar sinirlenirse sinirlensin, içinde bir yerlerde saniye geçmeden affediyordu. O kadar çok ayrı kalmışlardı ki artık hiçbir anı onsuz geçmesin istiyordu. Hızla ayağa kalkıp birkaç adımda yatağın diğer tarafına geçti. Dizlerinin üzerinde yatağa çıkarak oturdu. İşte şimdi hasretinin mimarı olan yüzünü daha yakından daha net görüyordu. Yüzüne sıcak bir gülümseyiş yayılırken, Barkın'a doğru eğildi. Dudakları yanağıyla buluştuğunda nefesini içine çekti. Gözleri kapanmış, öz kokusunu ciğerlerinin tamamına doldurmak istemişti. Bu kadardı işte, yine dayanamamış affetmişti onu. Hem küçük bir şey için, küs kalmak olur muydu? Tabi ki affedecekti.
Barkın yanağında hissettiği sıcak hareketlilikle araladı gözlerini. Deren'in sarı saçları yüzüne dağılmış, üzerine doğru eğilmişti. İçinde yükselen huzurla üst dudağı kıvrılırken, uykulu sesiyle boğuk bir şekilde "Affedildim galiba," diyerek kızı kucağına çekip saçlarının arasına öpücüklerini bırakmaya başladı. "Barkın! Barkın, yapma lütfen gömleğimin ütüsünü bozacaksın!" diyerek söylendi Deren. Ancak Barkın hiçte dinliyormuş gibi gözükmüyordu. Birkaç saniye sonra kızın kollarının arasından çıkmasına müsaade etti. Deren hızla yataktan inip üzerini düzenlerken, Barkın'da kalkmak için doğrulmaya çalışıyordu. Gözleri tamamen açıldığında saçından makyajına kadar hazır olan kıza baktı. Lakin bakışları bir türlü dekoltesinden aşağıya inmiyordu. Sertleştiğini hissederken, aslında sinirlenmişti de. Bir eliyle alnını ovalayarak sakinleşmeye çalıştı öncelikle. Bakışlarını yeniden Deren'e çevirdiğinde sesinin ayarını tutturamayarak "Allah aşkına, Deren! O gömleğin yakası ne öyle?" diyerek sinirle gürledi. Deren irkilerek yorganla savaşarak yataktan çıkmaya çalışan adama baktı. Sakince bir cevap vermeliydi. Yoksa dudaklarından dökülecek herhangi bir yanlış kelime, Barkın'ın üzerine atlamasına sebep olabilirdi. "Hayatım, bir an önce hazırlanmalısın. Kahvaltı yapmadan toplantıya geçmek istemiyorum."
"Birlikte! hazırlanmalıyız. Çünkü sen o gömleği hemen çıkarıyorsun."
"Hayır, çıkarmayacağım. Senin yanında olduğum sürece sıkıntı olacağını düşünmüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Beni Sevdin | Tamamlandı | Maviye Tutkun Serisi-1
Romance☆ Tüm hakları şahsıma aittir. ☆ Gölgesinde yaşayacağı geçmişi olmayan bir adam, Geçmişin acılarını unutmaya çalışan yaralı bir kadın. Ortaya çıkmayı bekleyen onlarca sır, aydınlatılmayı bekleyen karanlık bir geçmiş. İmkanların imkansızlığına yenik...