Nihayet sorunsuz bir şekilde evden çıkıp, Barkın'ın gelmesini engellemişlerdi. Genç kızın telefonuna, sayısız çağrı yağsa da umursamıyordu. Hele ki bu akşama kadar yaşadıklarından sonra, genç adam ile konuşabileceğini düşünmüyordu. Gençler tatlılarını sipariş etmiş, sessizce servis edilmesini bekliyordu. Derin ile Barın bakışlarını genç kızın üzerinden ayırmıyordu. Konuşmak istiyor fakat çekiniyorlardı. Deren ise aklındaki düşünceleriyle birlikte içinde yükselen sıkıntıyı çözmeye çalışıyordu. Karşısındaki iki gencin suskunluğunu bozmak için "Evet gençler, hep böyle susacak mıyız?" diyerek konuştu. Tek amacı düşüncelerini farklı yöne çekebilmekti. İki genç birbirlerine anlamsızca bakışlar atıp, yeniden Deren'e baktılar. Nereden başlayacaklarını bilmeseler de, Barın boğazını temizleyip protokol konuşmasına hazırlanan bir birey edası ile "Abla, seni buraya canını sıkmak için getirmedim ama sanırım konuşmamız gerekiyor." deyip genç kızın gözlerinin içine baktı. Deren ne olduğunu anlamayarak, bir kaç saniye kadar öylece bakakaldı. Genç adamın neyden bahsettiğini anlamıyordu.
"Barın'ım bilmediğim, bir şey mi var?" deyip kaşlarını kaldırarak, gencin yüzüne baktı. Mavi gözlerinin ardındaki gizemi çözemiyordu. Çünkü Barın Sancar'ı hiç bu kadar ciddi bir yüz ifadesi ile görmemişti.
"Bana kalırsa abla, sende bir şeyler var." dedi Derin.
"Ne demeye çalıştığınızı, hala anlamış değilim." diyen genç kıza, Barın küçük bir göz devirmeyle bakarak "Abla.. Abimle aranızda ne geçti?" diye sordu. Genç kız kendisine yöneltilen bu soru üzerine kaşlarını iyice kaldırarak, üzerindeki gözlere baktı. Bu zamana kadar saklamayı başarmışken, şimdi nasıl anlaşılır hale gelmişti tavırları bilmiyordu. Gizemli hayatından kaçmaya çalışırken, yolunun çıkmaz sokağa düşeceğini hiç tahmin etmemişti. Dalgınlığını ve şaşkınlığını bir kenara bırakıp, boğazını temizleyerek "Bir şey yok, her zaman ki biz işte." diyerek yapmacık bir şekilde kıkırdadı. Oysa karşısındaki iki gencin istedikleri zaman ne kadar cin olduklarını bilmiyordu. İkiside bu gülümseyişin kendisine ait olmadığını anlayabilecek yaşa ve zekaya sahipti. Genç kız artık kalbini de avutamıyordu. Çocukluğunu özlüyor ve en çokta Barkın ile birlikte oldukları o zamanları geri istiyordu. Barın sıkıntılı tavırıyla olduğu yerde doğrularak "Sizinle beraber büyüdük abla, belki de sizi sizden daha iyi bildik. Mesela ben hep abime özendim. Çünkü asla senin ona baktığın gibi, kimse bana bakmayacaktı. Oysa şimdi ikinizin bakışlarıda donuk, ruhsuz ve de hissiz. Affedemem demiştin, ne yaptı da affedemezsin? Abla... En azından bize anlat, bizde bilelim." diye konuşan genç adamı iki kızda sessizce dinliyordu. Deren gözlerinde bir yanma hissetti. Derin ise Barın'ın tüm söylediklerinden sadece bir noktasını ayırarak "Barkın abi sana bir şey mi yaptı?" diye ayarsız bir ses tonuyla soru yönelti. Deren artık köşeğe sıkıştığını hissediyordu. Anlatmaya içini dökmeye ihtiyacı vardı aslında. Kardeşinden daha ne kadar saklayabilirdi ki. Peki ya Barın, öğrenince neler olurdu? Beyninde kendi kendine yönelttiği soruların ardı arkası kesilmiyordu. Bildiği tek bir şey vardı... Affedemem dediği adamı, ilk gördüğü günden beri affetmişti aslında.
"Peki anlatacağım her şeyi. Ama bu anlatacaklarım asla dışarıya çıkmayacak, unutucaksınız. Çünkü ben unuttum.." dedi her ne kadar doğru olmasa da.
İki genç aynı anda "Abla anlat artık(!)" diyerek sitem ettiğinde genç kız son zamanlarda sürekli yaptığını yaparak, gözlerini kapatıp derin bir nefes çekti. Ve gözlerindeki yanma hissiyle başladı konuşmasına.
"Affedemem çünkü... Çünkü dokunmaya kıyamadığım kitaplarım gibiydi o. Sırf yıpranmasın diye, açıp okuyamadığım. Ama gözlerimi de alamadığım. Baş ucumda saklayıp, kimselere dokundurtmadığım. Kendi ellerimden dahi kıskandım mesela. Hani şu sizin 'çok kitap okuyorsun, azıcık sosyalleş' diyerek sitem ettiğiniz kitaplarım gibiydi işte. Sonra bir gün, bir gece yarısı yüreğimdeki kütüphaneden, en yakınım alıp götürdü onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Beni Sevdin | Tamamlandı | Maviye Tutkun Serisi-1
Roman d'amour☆ Tüm hakları şahsıma aittir. ☆ Gölgesinde yaşayacağı geçmişi olmayan bir adam, Geçmişin acılarını unutmaya çalışan yaralı bir kadın. Ortaya çıkmayı bekleyen onlarca sır, aydınlatılmayı bekleyen karanlık bir geçmiş. İmkanların imkansızlığına yenik...