Günaydııınnnnnn, günaydınnnn canlarımmm! Boll kahkahalı! Bol eğlenceli! Bana göre harika bir bölümle yine bildirim panelinize düştüm😍 Ben yazarken kıkır kıkırdım, umarım sizde olurken gülüşlerinizi tutamazsınız😌
Hepinizi çok ama çok seviyorum bunu hiç unutmayın, yorumlarınız benim için ilham perisi!❣ Keyfile okuyunn bebekler💕💕❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣❣
Alaz'ın tatlı mırıltılarıyla açmıştı gözlerini. Yataktan hızla çıkıp bir gemi gibi olan beşiğine doğru ilerledi. Kollarını kenarına yaslayıp, eğildi. "Günaydın, babacım. Yine canımız erken uyanmak mı istedi?" diye söylendi gülümseyerek. Alaz, anlıyormuşçasına mırıldanınca gülümseyerek yerine doğrulup, kollarını uzatarak kucağına aldı. Minik kafasını geniş omuzuna yaslayıp birkaç öpücük bıraktı. "Madem uyandık o zaman, anne biraz daha uyusun. Biz de seninle baba oğul güzel bir kahvaltı hazırlayalım."
Alaz'ı da alıp sessizce ayrıldı yatak odasından. Deren'in şirkette olduğundan daha çok evde yorulduğunu biliyordu. Karısının uzun zamandır kendine bile vakit ayıramadığını düşündü. Ancak bir kez bile dile getirmemişti. Onun için her şeyden önce geliyordu minik bebeği. Mutfağa ulaşıp Alaz'ı düzgünce pusetine bıraktıktan sonra buzdolabına doğru ilerledi. Buzdolabındaki önceden hazırlanmış yemeklerden neredeyse kahvaltılar gözükmüyordu. Birkaç saklama kabını tezgahın üzerine çıkarıp, eline geçen tüm kahvaltılıkları da yanlarına ekledi. Ara sıra arkasına dönüp, Alaz'ın ne yaptığına bakıyordu. Küçük oğlu, öylece pusetinin içerisinde sessizce kendisinin ne yaptığını seyir ediyordu.
Çok geçmeden mutfaktaki masanın üzerini kusursuz bir şekilde hazırlamıştı. Geriye bir tek omlet yapmak kalmıştı ki, onun içinde Deren'in uyanmasını bekleyecekti. Pazar günün rahatlığıyla hareket etse de Deren'in fazla uyuduğunun farkındaydı. Ancak Alaz yüzünden uyku düzenin bozulduğunun farkındaydı. Haliyle soluksuz bir uyku çekiyor olmasını yadırgamadı. Alaz'ın ufak ufak ağlama sesleriyle oğluna doğru yöneldi. Evin her köşesinde hazırda bulunan oyuncaklarından birkaç tanesi de mutfaktaydı. Alaz'ı susturmaya yeteceğini düşündüğü zilli oyuncağı eline alıp oğluna doğru sallamaya başladı. "Babacım ama ne güzel sessiz duruyorduk. Ne oldu şimdi?"
Alaz, Barkın'ın sesiyle ağlayışını birkaç volüm daha yükseltirken istemsizce kaşlarını çattı. Neden ağlıyor olabileceğini düşünürken, diğer bir yandan da nasıl susturabileceğini düşünüyordu. Alaz'ı kucağına alıp başını okşayarak sallamaya başladı. Çok geçmeden Alaz nihayet susmuştu. Fakat minik parmakları babasının göğüs ucunda dolanıyordu. Barkın, kafasını eğip oğlunun ne yapmaya çalıştığını izlemeye başladı. Minik Alaz, acıkmış olacaktı ki, babasının göğüs ucuna dokunup kafasını yaklaştırmaya çalışıyordu. Barkın'ın boğuk kahkahası mutfağı doldururken, Alaz'ın mırıltıları da onlara eşlik ediyordu. Alaz'ın minik parmaklarını dudaklarının arasına alıp, hafifçe kıstırarak öptü. "Hayır, babacım! Orada senin işine yarayacak bir besin kaynağı yok. Bunun için anneni beklemelisin." Alaz bu kez anlamamış olacak ki, babasının dudaklarından kurtardığı parmakları yeniden göğüs ucuna doğru yola çıkmıştı.
Mutfaktaki saate göz atıp, Deren'i uyandırma vaktinin geldiğine karar vererek Alaz ile birlikte yatak odasının yolunu tuttu. Alaz'ın bebeksi kokusunun kaynağı olan minik boynuna defalarca öpücükler bırakarak tırmandı merdivenleri. Yatak odasına girdiğinde Deren koca yatağı ortalamış dağınıkça yatıyordu. Karısının geceliğinden belli olan vücut hatları kanını hızlandırırken, kucağında oğluyla birlikte olduğu yerde kıpırdandı. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, Deren'e hissettiği tutku azalmaktan ziyade daha da artıyordu. Bunun karşılıklı olduğunu bilmek ise vücut ateşini tetikliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Beni Sevdin | Tamamlandı | Maviye Tutkun Serisi-1
Roman d'amour☆ Tüm hakları şahsıma aittir. ☆ Gölgesinde yaşayacağı geçmişi olmayan bir adam, Geçmişin acılarını unutmaya çalışan yaralı bir kadın. Ortaya çıkmayı bekleyen onlarca sır, aydınlatılmayı bekleyen karanlık bir geçmiş. İmkanların imkansızlığına yenik...