Merhaba canlarım😍
Yine bir Cumartesi ve ben yine yeni bir bölümle telefonlarınıza bildirim olarak düştüm. İnanın bana gerçekten her Cumartesi çok keyifli geçiyor. Biliyorum ki bir yerlerden sessiz sedasız benim hikayem okunuyor. Bu beni gerçekten fazlasıyla mutlu ediyor😊 Birazdan sizi yeni bölümümüzle baş başa bırakacağım ama onun öncesinde yaptığım küçük bir değişikliği de bildirmek istiyorum. Biliyorsunuz ki düzenlemelere başladığım da hikayemin ismide değişmişti. "Because you loved me" olarak. Ancak bunun çevirisini kullanma kararı aldım. İngilizce olan ismimizi Türkçesi ile "Çünkü Beni Sevdin" olarak değiştirdim. Eminim bu haliyle daha da seveceksiniz. Bundan sonra her Cumartesi "Çünkü Beni Sevdin!" diyeceğiz. Son olarakta bölüm afişimizi hazırlayan OzBeyznur bebeğime güzel emeği için çok teşekkür ediyorumm😍😍😍
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
."Nerede kaldı bu Allah'ın cezası ambulans! Aramadınız mı daha!"
Barkın'ın normalden daha gür çıkan sesi adeta bağırmaktan çok haykırmak gibiydi. Kollarının arasında cansız bedeniyle yatan kadını içine hapsetmek istercesine sarılıyordu. Bu geceye böyle bir son düşünmemişti. Belki Deren'den olumsuz bir cevap alacaktı ama yine de onu böyle kollarında kanlar içinde hayal etmemişti. Yağmur damlaları alnına düşen saçlarından göz kenarlarına sızarken bir kez daha haykırmak istedi. Yapamadı.. kelimeler tükenmiş, boğazında kocaman bir yumru oluşturmuştu. Uzun zaman olmuştu içinin böylesine acıdığını hissetmediği. İstanbul'un şaşalı ışıklar saçtığı geceye kıyamet gibi çöktü ambulansın acı veren sesi.
Derin, dizlerinin üzerine çökmüş haykırışlarıyla ablasının tepkisiz elini tutuyordu. Ne diyecekti babasına? Ne yapacaktı? Hiçbir şeyi düşünemiyordu. Deren'in kanla kaplı narin bedeni gözlerinin önündeyken beyninin yerinde olduğundan bile şüphe ediyordu. Barın bir kolunu Derin'in beline dolamış boşta kalan eliyle telefonda birileriyle görüşmeye çalışıyordu. Etraftaki insanlar adeta sessizliğe bürünmüştü. Ölü gibiydi şehir, İstanbul'a yakışmayacak şekilde sessizdi tüm cadde. Barın bilmiyordu böylesine ağlayabileceğini. Hiç ağlamamıştı ki.. o abisinin bile yıkılacağına inanmazdı! Ama şimdi nasıl da dağılmıştı.
Ambulanstan inen sağlık ekiplerinden biri Barkın'ın kollarından tutarak "Beyefendi.. lütfen bırakır mısınız? Kan kaybı çok yüksek müdehale etmek zorundayız." diyerek genç adamın sıkıca sardığı kollarını çözmeye çalışıyordu. Barkın kucağında yatan bedeni ne kadar sıktığının farkında bile değildi. Bırakamıyordu. Bırakırsa bir daha böyle saramayacağını hissediyor sol yanında içini delen bir ağrı yükseliyordu. Görevliler genç kızı zorda olsa Barkın'ın kollarından alıp yatırdılar sedyeye. Barkın'ın yanaklarına süzülen gözyaşları şiddetini arttırırken, boşta kalan kolları iki yanına düşmüş elindeki ufacık kutuyu avuç içine alıp yumruk yapmıştı. Son kalan kuvvet kırıntılarıyla ayağa kalktı. Yağmurun silmeye çalıştığı izleri görüyor, gördükçe daha çok yanıyordu. Yıkılamam diye düşündü kendince.. Deren gözlerini açtığında onu sapa sağlam görmeliydi. Ellerinin tersiyle yüzünü silerek ambulansa doğru ilerledi.
Elindeki kutuyu bir kez daha sıkarken burnunun sızladığını, gözlerine yeniden yaşların biriktiğini hissetti. Kanlı kutuyu öylece cebine atarak sağlık ekiplerinin tüm itirazlarına aldırmadan Deren'in yanına geçti. Araç siren sesleriyle hareket etmeye başladığında iki eliyle genç kızın elinden tutarak varlığını hissetmek istiyordu. Bir kıpırtı arıyordu gözleri ufacık bir umut ışığı. "Nabzı çok düşük!" diyen sağlık görevlisine kısık gözleriyle bakarken tekrar bakışlarını Deren'in yüzüne çevirmişti. Kısık sesiyle fısıldadı sevdiğinin kulağına. "Yapma minik!.. Bu sırık sensiz olamaz artık.. Dayan biraz daha güzelim.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Beni Sevdin | Tamamlandı | Maviye Tutkun Serisi-1
Romance☆ Tüm hakları şahsıma aittir. ☆ Gölgesinde yaşayacağı geçmişi olmayan bir adam, Geçmişin acılarını unutmaya çalışan yaralı bir kadın. Ortaya çıkmayı bekleyen onlarca sır, aydınlatılmayı bekleyen karanlık bir geçmiş. İmkanların imkansızlığına yenik...