Çünkü Beni Sevdin -45-

7.8K 331 70
                                    

"Hayatım ne oldu?" diye sordu Deren endişeyle, Barkın'ın kolundan tutarken. Gözlerinde ve yüzünde gördüğü öfke kalbini sıkıştırmıştı. Barkın kolunda hissettiği ele bakıp, bakışlarını sahibine çevirdi. Deren kendisine korkuyla bakıyordu. Yapmış olabilir miydi? Sırf eski dostluklarının hatırına çağırmış olabilir miydi? "Esila'nın düğünden haberi var mıydı?" diye sordu tıslarcasına. Nefesini artık burnundan soluyordu. Deren, ateşe dokunuyormuş gibi elini hızla çekti. Barkın'ın gözlerinde daha önce hiç görmediği karanlık bulutlar vardı. Onu böylesine gözü dönmüş bir şekilde bir tek Ulaş ile kavga ettiği gün görmüştü. "Ha-Hayır, Barkın ama duymama ihtimali çok düşük biliyorsun." dedi ürkekçe. "Kendisi gelemeyip, nişanlısı olacak puştu yollamış," derken bilgisayarı gösteriyordu. Oktay, "Abi bir de buna bak istersen," dedi. Barkın'ın ne kadar sinirlendiğini görebiliyordu. Ancak bir şeyler yapacaklarsa böyle sinir harplerine alışmaları gerekiyordu. Oktay bilgisayarı Barkın'a çevirerek konuşmaya başladı.

"Abi bu kamera normalde çok net gösteriyor herkesi. Ancak şu köşede duran biri var, yüksek ihtimal bilerek kör noktada duruyor. Aynı görüntüyü diğerlerinden de tarattım ama başka bir açıdan hiçbir görüntüye ulaşamadım. Programlar bile anca bu kadar netleştirdi."

Barkın, yeteri kadar sinirlenmişti zaten. Puslu bakışları bilgisayar ekranındaki belli belirsiz gölgeden ibaret olan cisimdeydi. Mehmet'i yetmemişti çünkü. İçinden bir ses bu işin daha da zorlaşacağını söylüyordu. Aradığı kişi bir iken, dörde çıkmıştı. Hangisine nereden başlayacağını bilememek ise en zoruydu. "Oktay, binanın önünü gören kameradan bahsetmiştin, ona bakın tüm kayıtlarını istiyorum. Gerekirse iki üç ay öncesine bile bakılacak. Bunu yap gerisine o zaman bakarız." dedi Barkın, buz gibi bir sesle.

"Abi, benim içim hiç rahat değil. Şu güvenlik işini öne çekelim."

"Hallederiz bir şekilde."

"İstersen ben hemen şimdi halledebilirim. Hepinizin adına birkaç adam bulurum."

"Nasıl?"

Barın, açıkça sırıtarak "Kimin oğlu olduğunu söyle, sende kurtul bende kurtulayım," diye söylendi.

Oktay, Barın'ın sırıtan yüzüne bir tane geçirmek istese de Barkın'ın hala sinirli halinden nasibi almak istemediği için yeltenmedi. "Babam sayesinde," dedi kısaca. Tek kaşı havada "Baban?" diye soru tonlamasında yanıt verdi Barkın. Oktay sarı saçlarını karıştırıp "Numan Çeliker, abi. Nam-ı Diğer 'Baba Numan'" dediği anda Ilgar ile Yaman koro halinde güçlü bir "Haaassssiktir!" diye bağırdılar. Barın sırıtmaya devam ederken, Barkın, Ilgar ve Yaman hayrete düşmüştü. İstanbul'un eski mafya babası olan Numan Çeliker'i hepsi tanıyordu. Her ne kadar Çeliker Teknoloji'nin sahibi olsa da, bu aslında tamamen paravan bir şirketti. İşlerini el altından yürütüyor, kimsenin ruhu duymuyordu. Haksızlık yapan, kara para aklayan birçok soysuz kişiye acımadan kıydığı da olmuştu. Bunun dışında birde pamuk ticaretinde olduğu söyleniyordu ancak henüz kimsenin net bir bilgisi yoktu. Barkın kafasını hafifçe önüne eğip gülümsedi. Anlaşılan Baba Numan'ın elini üzerinden çekmeye hiç niyeti yoktu. Yeniden kafasını kaldırdığı sırada. "Neler oluyor? Ne diye ağzınız bozuldu sizin? Hem suratınıza bakılırsa, bu Baba Numan denilen adam korkulacak bir tip," dedi Ilım.

"Sen korkulacak tip görmemişsin, güzelim. Ancak senin söylediğinin aksine Baba Numan çok merhametlidir. Bir o kadar sempatik ve hoş sohbettir. Tabi sadece sevdiklerine karşı öyledir. Sevmediklerinin, arkasından iş çevirenlerin, fakirden zorla varını yoğunu alıp türlü pis işlere bulaşanların, Allah yardımcı olsun. Elinden kurtulanını gören olmadı." diyen Ilgar'dı.

"O zaman bırakın, o el atsın. Belki daha çabuk ulaşırız aradıklarımıza." diyerek yanıtladı Ilım. Yüzünde hiçbir korku belirtisi yoktu. Çocukluğundan beri silahlı adamların içindeydi neden korksundu ki?

Çünkü Beni Sevdin | Tamamlandı | Maviye Tutkun Serisi-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin