Tek başına eve geri döndüğünde cebindeki anahtarını çıkarıp sessizce kapıyı açtı. Adamlarla birlikte arka araziye geçmeden eve dönüp, Deren'in uyumuş olabilme ihtimaline karşı anahtarını almıştı. Yüzünü dağıttığı adamın kanları birazcık da olsa gömleğinin kollarına sıçradığından ceketini çıkarmadı. Salondan gelen hafif ışıkla o taraf doğru yöneldi. İçeriye girdiğinde Deren başını Oğuz'un dizlerine yaslamış, bacaklarını karnına toplamış bir halde uyurken gördü. Gözlerinin önündeki manzara karşısında içinde hiçbir kıskançlık belirtisi yoktu. Karısının Oğuz'a karşı olan hislerini çok iyi biliyordu. Oğuz bir abi ya da bir kardeş edasıyla, Deren'in saçlarını okşuyordu. Salonun içinde fark ettiği gölgeyle kafasını kaldırıp kapı tarafına baktığında Barkın'da onları izliyordu.
Barkın sessiz birkaç adımda yanlarına geldiğinde, Oğuz elini ayağını nereye koyacağını şaşırdı telaşlı yüzüyle "Abi ben," diyebildi. Barkın'ın sus işaretiyle susmak zorunda kaldı. Huzurla uyuyan karısına biraz baktıktan sonra bakışlarını Oğuz'a çevirdi. Oğuz, Barkın'ın gözlerinde gördüğü minnet dolu bakışlara bir hayli şaşırmıştı. Barkın, sessizce fısıltı halinde "Çok oldu mu uyuyalı?" diye sordu. Oğuz yerinde kıpırdanarak "Yok abi fazla olmadı. Çok korktu sen geri dönmeyince sonra dizime uzandığında," deyip cümlesini tamamlayamadı. Mahcup bir ifadeyle Barkın'ın yüzüne baktı. "Abi cidden ben istemedim ama saçlarımı okşar mısın deyince de dayanamadım içim gitti gözlerinden yaşlar süzülürken."
Barkın'ın üst dudağı yukarı doğru kıvrılırken "Oğuz, açıklama yapmana gerek yok koçum. Deren'in size ne kadar değer verdiğini biliyorum. Seni ne Devrim'den ayırıyor ne de Barın'dan. O yüzden benim içim nasıl rahatsa senin içinde rahat olsun. Şimdi kıpırdamada uyandırmadan alayım Deren'i," diyerek kollarını kızın altından geçirip kucağına aldı.
"Abi ben ne desem bilmiyorum ki."
"Bir şey söylemene gerek yok, Oğuz. Sadece bir süre Deren'in gözünün önünden ayrılma."
"Sen nasıl istersen, abi."
Oğuz'u yüzündeki mahcup ifadesiyle arkasında bırakıp, üst katın merdivenlerine doğru yöneldi. Ağır adımlarla merdivenleri tırmanırken Deren birkaç anlamsız şey mırıldanıp boynuna doğru sokuldu. Dudaklarının dibinde olan alnını öptüğünde, Deren çatlamış kısık sesiyle "Sırık," diye fısıldadı. Üst dudağı bir kez daha yukarı doğru kıvrılırken "Benim, miniğim," dedi yanıt olarak. Bu sırada yatak odasına ulaşıp, açık olan kapıdan içeriye girmişti. Usulca yataklarına yaklaşıp, Deren'i güzelce yatırdı. Deren, yatağın üzerinde yan dönerek ellerini yanağının altına toplayıp, bacaklarını ise karnına doğru çekmişti. Barkın, seri hareketlerle gardırobuna yönelip Deren'e rahat edebileceği bir pijama takımı çıkardı. Onu uyandırmayı hiç istemiyordu fakat üzerindeki kıyafetlerde de rahat bir şekilde uyuması imkansızdı.
Elindeki pijama takımını komodinin üzerine bırakıp, Deren'in kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Bedeni küçük dokunuşuyla bile arzuyla tetiklense de umursamadı. Hızla pijamalarını giydirip, yeniden rahatça uyumasını bekledi. Neyse ki, karısının uykusu oldukça ağırdı da tüm hareketlerine rağmen uyanmamıştı. Kendi kıyafetlerini de öylece odanın ortasında bırakıp, üzerindeki boxer iç çamaşırıyla duşa yöneldi. Üzerinde hala saatler önce olanların gerginliği vardı. Banyonun ışığında ellerini inceledi. Eklem yerleri kızarmıştı. Ancak hiç acı hissetmiyordu. Sırf sahibine haber uçurabilsin diye serbest bırakmıştı adamı. Elbette ki takip edilecek gittiği yer öğrenilecekti. Adamı ne kadar çok öldürmek istese de onlarla uğraşanın kim olduğunu öğrenebilmeleri için sağlam lazımdı. Musluğu ılık suya ayarlayıp üzerindeki son parça çamaşırını da çıkarıp kendini suyun altına bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Beni Sevdin | Tamamlandı | Maviye Tutkun Serisi-1
Romance☆ Tüm hakları şahsıma aittir. ☆ Gölgesinde yaşayacağı geçmişi olmayan bir adam, Geçmişin acılarını unutmaya çalışan yaralı bir kadın. Ortaya çıkmayı bekleyen onlarca sır, aydınlatılmayı bekleyen karanlık bir geçmiş. İmkanların imkansızlığına yenik...