Merhabalar. Wattpad üyeliğimle yeni hikayeler yazmıyorum. Yeni hikayelerime göz atmak için Turkfanfiction.net'te Elizabethrank'ı takip edebilirsiniz.
Turkfanfiction sitesinde okuma kolaylığı pek fazla olmadığından, orada okumak yerine burada okumak isteyen ve buradaki Percy Jackson fanları için hikayelerimi buraya aktarıyorum.
İyi okumalar dilerim.
-Multide tanıtım videosu var ;)-
- - -
Tamam, başıma bir çok bela açmıştım. Hatta bu yüzden annem beni dışarıya tek başıma salmıyordu. Farklı biri olduğumu biliyordum. Yani yaşadıklarımı bir bilseniz siz de normal biri olmadığımı anlardınız. Bu kadarını annem bile tahmin edemezdi.
Ben Elizabeth Myleen Rank. İsmimin fazlasıyla uzun olduğunu ve de Elizabeth isminin çok eski moda olduğunun aşırı derece farkındayım. Zaten aklı başında olan kimse bana Elizabeth demez. Annem hariç. Annemin bu konuda keçi inadı var. Sanki bana Elizabeth demese olmazmış gibi... Kesinlikle annemde isim zevki yok. Yirmi birinci yüzyılda yaşayan bir 'Amerikalı'ya bu ismi vermek çok çok saçma. Ben bir İngiliz asilzadesi değilim. Asla!
Bu arada annemin adı İsobel Rank. Tabi İsobel Rank Green oluyor. Sevgili üvey babam George'un soyadı Green olduğu için... Annemin ismini mahvettiği kesin. Keşke mahvettiği tek şey annemin ismi olsaydı. Ne yazık ki başta benim hayatım olmak üzere daha bir çok şeyi de mahvediyor.
Annem ve üvey babam, üvey babamın reklam ajansında tanışmış. Annem onunla evlenmeden önce o reklam ajansında genel müdürmüş. Daha sonra benden habersiz yakınlaşmışlar. Sonra bir bakmışız, bu George Green benim üvey babam olmuş! Bu sarı saçlı, neredeyse kel şişko adamda ne bulduğunu gerçekten anlamıyorum. Aa, ama annem içine bakıyormuş. Saçmalık! Bana berbat davranıp anneme muhteşem davranan bir iki yüzlüyü sevmesi bile söz konusu değilken onunla evlenmesi çok.. kötü!
Annemle birbirimizi pek benzemiyoruz. Sadece saç renklerimiz aynı. Onun dışında gerçekten farklı insanlarız. Mesela benim gözlerim kahverengi. Boyum ondan daha uzun ve gülüşüm de çok daha farklı. Tabi, ikimizin de fazlasıyla keçi inadı olduğunu saymazsak.
Annem ve üvey babamın tek yaptığı şey bu değil. Aynı zamanda bir çocuk da yaptılar. Aman ne harika. Aslında balayına çıkan bir çift olduklarını sayarsak, bu o kadar da saçma değil. Bence orta yaş bunalımına girmiş iki insandan farksızlar.Orta yaş bunalımı, iğrenç bir şey gibi gözüküyor.
Küçük kardeşimi suçlamıyorum. Yani, büyüdüğünde bana gıcıklık yaparsa durum farklı olabilir. Fakat şuanda bir bebek ve benimle oynamayı seviyor. Ben de seviyorum. Tabi, üvey babam onu düşürebileceğimi söylüyor ve pek kucağıma almama izin vermiyor. O kadar da küçük değilim hem ben. 16 yaşındayım ya. Reşit bile oldum fakat bir bebeği tutamıyorum.
Saçmalık.
''Elizabeth, aşağıya gelir misin?''
Evet, annemin işkencelerine başladık. Annem her zamanki gibi aşağıya gelip onlarla birlikte oturmamı isteyecek. Sanki bir şey konuşuyoruz da. Boş boş oturmak ne kadar da saçma bir şey? Ama dinleyen kim? Sanırım tarafsız piskologlar.
Yatağımdan oflayarak kalktım. Yatağım gerçekten rahattı. İki kişilikti bir kere. Üstelik bilmem ne taşıyla da ilgiliymiş. Bu nedenle de benim 'negatif' enerjilerimi emiyormuş. Ha ha ha.
Saçmalık.
Evimiz Manhattan'deki müstakil evlerden biri diyemeyiz. Evet ev müstakil, fakat çoğu müstakil evde daha geniş ve lüks. Yani, havuzundan balkonuna, her odadaki tuvaletinden mini barlarına kadar her şeyi var. Tabi mini barlardan sadece salonda yararlanabiliyoruz. Annem nedense odama götürmeme izin vermiyor. Sanki içki içeceğim. Bir bardak meyve suyu içmek için bile yok. Adalet istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Skinny (Percy Jackson Fanfiction)
FanfictionTamam, tam bir baş belası olduğumu biliyorum. Fakat bu kadarını ben bile tahmin edemezdim.