Skinny (Percy Jackson Fanfiction)

Bölüm 6 Geçici bir yemek masam oluyor

Arizona gerçekten çok hızlıydı. Yarım saat içerisinde beni önce Büyük Ev'e, oradan da kamp mağazasına götürdü. Büyük Ev karışık olmasına rağmen Arizona beni köşeden lavaboya sokup saçımı başımı düzeltmeme yardımcı oldu-neyseki yanında yedek bir lastik vardı. Yoksa kabarmış saçlarımla elektrik çarpmış gibi gözükecektim.- Kamp mağazasından ise bir kamp tişörtü, bir kot pantolon, bir hırka ve temizlik malzemesi aldı. Daha sonra da beni tekrardan Büyük Ev'e bıraktı. Ben de üst kata çıkıp pinpon masasına oturdum. Ve sonuç olarak yine yanlız kalmıştım. 

Yanılmak benim işim.

"Merhaba." dedi bir ses. Sesin geldiği yöne başımı çevirdim. Kıvırcık siyah saçlı, kısa boylu, asker ceketi giymiş bir çocuktu. Çocuk gülümsedi.

"Aa, şey, merhaba." dedim afallamış bir halde. Çocuk bunu garipsemedi. Burada yeni gibi gözüküyordu. Üstünde kamp tişörtü bile yoktu. Dalgınlıkla elini uzattı.

''Ben Leo. Yani Leo Valdez. Sen?'' dedi adı Leo olan çocuk. Ben de elimi uzattım.

''Ee, aslına bakarsan benim iki uzun ismim var. Ee, Myleen diyebilirsin, ya da Lizzie? Daha kısa ararsan Eliza, Elisa, Lisa, Liz, My diyebilirsin. Ama toplu halde Elizabeth Myleen Rank.'' Çocuk benim karışık konuşmam karşısında hem şaşırmış hem de kendisi daha iyisini söyleyebilirmiş gibi bakıyordu.

''Muhtemelen Elizabeth ismini sevmiyorsundur.'' diye başladı Leo.'' Çünkü kendi okulumdan bildiğim şımarık kızlar bu isimden nefret ederdi. Şey, yanlış anlama. Sana şımarık demiyorum. Sadece yeni-moda kızlar.'' 

''Şımarık olmayan ama yeni moda bir kız gibiyim yani?'' 

''Ee, neyse, ben sana... Myleen diyeyim. Olmadı, kısa E ve L ile başlayanlardan seçerim. Benimki zaten kolay li-o.'' dedi Leo.

''Tamam.'' dedi Leo tekrardan.''Tamam, Myleen.''

''Neye tamam?'' diye sordum. 

''Sana.''

''Bana derken?'' 

''Myleen diyeceğim yani.'' dedi Leo.''Ona tamam yani.'' 

''Ha, tamam.''

''Sen neye tamam dedin?'' diye sordu Leo. Fakat o benim gibi ciddi olarak sormuyordu soruyu. Bayağı bir sırıtarak soruyordu.

''Belki de seni bir ara pataklamalıyım diye.'' dedim. Leo cevabı yemiş bir halde başını salladı. 

''Ta... Yani işte bu çok açık oldu. Şey, Piper'ı gördün mü?'' diye sordu Leo. 

''Piper?'' 

''Ha sen onu tanımıyorsundur. Saçında küçük küçük örükler olan bir kız, hiç gördün mü?'' diye sordu Leo. Evet anlamında başımı salladım.

''En son Annabeth ile yemeğe gidiyorlardı sanırım. Yemek gazinosu... Şeydeydi, dur hatırlayacağım...'' Leo bana beklentiyle baktı. Ofladım.''Kampa bugün geldim, bilmiyorum yani.''

Leo sırıttı.''Ben de bugün geldim. Bir ara hatırlat da kampa bugün gelenler partisi yapalım. Yalnız ben sadece içecekleri alırım. Yiyecekler senden.'' 

''Ben bunu unuturum ki? Bende balık hafızası var. Bir yerlere yazmam lazım.'' dedim gülerek.'' Unutmazsam tamam ama.''

''Anlaştık. Şey ben şimdi Piper'ı ve Jason'ı bulsam iyi olacak. Seninle sonra görüşürüz.'' dedi Leo. 

''Tamam. Sonra görüşürüz.'' Leo tamam esprisini uzatmadan Büyük Ev'e gelen herkes gibi gitti. Köşedeki odadan tıkırtılar duyuluyordu. Kapı açıldı ve Kheiron içeri girdi. Şaşkınlıkla bana baktı.