LV
Erken davranıyorum
Derin bir nefes alıp Martin'in ela gözlerine baktım.''Beni öldürmen gerekiyor.''
Martin, yüzünde tek bir kas bile hareket etmezken bana sonsuzluk gibi gelen bir sürenin sonunda konuştu.''Kafayı mı yedin sen?''
''Bir planım var.'' diye açıklamaya koyuldum. Her saniye daha da kötüleştiğimi hissediyordum. Ne kadar erken yaparsam o kadar çok şansım olurdu.
Kafam yerinde olmalıydı. Bu, hata kabul etmeyecek, ve ucunda beni öldürebilecek kadar tehlikeli bir işti. Ya yapardım, ya ölürdüm.
İki seçenek. Yüzde elli şans.
''Ateşin hala yüksek.'' dedi Martin biraz daha kendine gelirken.''Uzanmalısın, kafan karışmış olmalı.''
''Ben ne yaptığımı biliyorum!'' dedim yüksek sesle.''Beni iyileştireceğiz, iyi olacağım. Ama bunu yapmana ihtiyacım var.''
''Seni öldürdüğümde iyileşemezsin Myleen, ölürsün.''
''Ölmeyeceğim, tam o anda büyüyle tersine çevireceğim.'' diye açıkladım.''Ben iki kere bu hayata geldim, Martin. İki kere Hades'in melezi olarak doğdum. Birini tersine çevirerek ölümümü yaşamım yapabilirim.''
''Ya işe yaramazsa?'' diye sordu. Ela gözlerindeki endişeyi görebiliyordum.''O zaman... öylece-''
''Zaten ölüyorum. Bunu sen de biliyorsun, sırf umudumu kaybetmeyeyim diye söylemiyorsun. Ben aptal değilim, Martin. Öldüğümü hissedebiliyorum.''
Duraksadı. Biliyordu. Bunu yüzüme söylemese de böyle bir anda duraksaması cesaretimin biraz kırılmasına sebep olmuştu.
Odaklanmalıydım. Hata yok. Tekrar yok. Tek şans, tek seçenek.
''Başka seçeneğimiz yok.'' dedim fısıltıyla.''Ölmemi mi izlemek istiyorsun?''
Ellerini saçlarına daldırıp sinirle nefesini dışarı verdi. Yapmak istemiyordu. Belki de yapamayacağına inanıyordu.
''Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?'' diye sordu.''Hata yapabilirsin, bir şeyler yanlış gidebilir.''
''Her şekilde ölüyorum. En azından bu şekilde bir şansım olabilir. Kendimi kurtarabilirim.'' diye açıkladığımda Martin gözlerime dik dik bakmaya başladı. Bu tüylerimin diken diken olmasına sebep oluyordu fakat bir şey söylemedim. Martin uzanıp bana sarıldı.
Evet, Luke olsa Martin'i fena benzetirdi. Ama bunu Luke'a söyleyecek kadar beyinsiz değildim. Hey, Luke, biliyor musun, Martin bana sarıldı!
Hayır, kesinlikle söylemeyecektim.
''Dikkatli ol.'' diye fısıldadı kulağıma. Tamam anlamıyla başımı sallarken gergince geri çekildim. Martin'in üzülmesini istemiyordum. Bunların hiçbirini hak etmemişti fakat...
Ben Luke'u seviyordum, üstelik onunla çıkıyordum. Yapacağım yanlış bir hareket her şeyi mahvedebilirdi.
Açıkçası... Bir aşk üçgenini kaldırabilecek kadar sağlam bir kafaya sahim olduğumu pek sanmıyordum.
''Ayağa kalkmam gerek.'' dedim kısık sesle. Martin kaşlarını çattı.
''Ben getireyim, zorlama kendini.''
''Ayağa kalkmam gerek.'' diye tekrarladığımda itiraz etmedi. Yatağın kenarından ayaklarımı sarkıttığımda bir aydır bu yatakta yatıyormuşum gibi hissediyordum. Yavaşça Martin'in kolundan destek alarak doğruldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Skinny (Percy Jackson Fanfiction)
FanfictionTamam, tam bir baş belası olduğumu biliyorum. Fakat bu kadarını ben bile tahmin edemezdim.