Son 2.
LVIII
Karanlıkta kayboluyoruz
Bakışlarım yere düşen Jade'e döndüğünde bütün bedenim kilitlenip kalmıştı.
Yüzüğü bana vermemişti. Benim yerime yüzüğü takmıştı. Benim yerime gücü çekilmişti.
Hayır, diye düzeltti iç sesim. İkinizin gücü çekildi.
Jade ölümsüzdü. Bir defa olursa normal bir meleze dönerdi. İkinci seferde...
Hareket etmeliydim. Yanına gitmeliydim. Yere düşmesini engellemeliydim. Ama hareket edemiyordum.
Beni harekete geçiren Leydi Grentsank'ın sesi olmuştu.
"Ne yaptın sen? " dedi şaşkın ve bir o kadar da korkmuş bir sesle. O an Jade o şekilde olmasaydı, benim için böyle bir şey yapmazdı diye düşünebilirdim. Ama o An tek düşündüğüm Jade'di.
Benim yerime kendini feda etmişti. Benim için. Benim için kendinden vazgeçmişti.
Koşar adım yanına gelip kolumu başının altına koydum. Yüzü bembeyazdı, teni kırışmış, gerçek yaşını ortaya çıkarmıştı. Saçlarında belli belirsiz beyazlar gözüküyordu. Avucunun içini bana çevirdi. İçindeki iki kırlangıç modeli işlenmiş yüzüğe baktım. Başından beri, ta maceramın ilk gününden beri peşimi bırakmamıştı bu kırlangıç. Hem umudum, hem de belam olmuştu.
"Al." diye fısıldadı. Sesi çok güçsüz çıkıyordu. Bu o kadar canımı yakmıştı ki! Jade benim gözümde hep harika olmuştu. Güçlü, güzel, yetenekli. O benim daha tanıma fırsatı bulamadığım ikiz kardeşimdi. Bakışlarımı yüzüklerden yüzüne çevirdim.
"Jade," Sesim en az onun kadar güçsüz çıkıyordu."Na-nasıl? "
O an ne arkadaşımın bedenini ele geçirmiş iktidar uğruna her şeyini veren kadın umurumdaydı, ne de beni öldürebilecek kadar savunmasız olmam.
"Bir tür büyü." diye mırıldandı Jade."Çok vaktimiz yok, Myleen."
Varsın öldürsün seni, diyordu içimdeki o kederli ses. Ama Jade'in bakışları bunu reddediyordu. O savaşmamı istiyordu. Pes etmeme izin vermiyordu.
Onun için. Bunu onun için yapacaktım.
Yüzükleri seri bir şekilde parmaklarıma geçirip ayağa kalktım. Arkamı dönüp Sophie'nin bedenindeki biyolojik anneme baktım.
"Sen lanet olası sürtüğün tekisin!" diye bağırdım yüzüne."Senin gibilere bu dünyada yer yok."
Bu sefer gafil avlanmayacaktı. Bu sefer işim düşündüğüm kadar kolay olmayacaktı.
Elini sallayarak bana bir büyü yaptı. Büyü belimde keskin bir acı oluştururken acıyı umursamadım. Şu anda hiçbir fiziksel acı kalbimdekiyle yarışamazdı.
Tekrar elini salladığında geriye doğru uçup sırtımı duvara çarptım. Bu canımı yakmıştı, ağzımdan tiz bir çığlık çıktı fakat yere düşmedim. Duvardan destek alarak dengemi salladığımda yürümeye devam ettim.
"Bundan daha iyisini yapabilirsin." diye mırıldandım."Hadi yapsana, durma! Sen çocuklarının katili olmayı istemiyor muydun? Al sana fırsat!"
Ama dikkati tam olarak bende değildi. Jade'e kaçamak bakışlar atıyor, beni durdurmak için basit büyüler yapıyordu. Burnumu kanatıyor, başımı döndürüyor, dengemi kaybetmemi sağlıyordu. O anda Jade'in yanına gitmek istiyordu.
Jade bunu bilerek yapmıştı. Her şeyi ta en başından planlamıştı.
Gözlerime hücum eden gözyaşlarını umursamadan tamamen refleks olarak elimi salladım. Leydi Grentsank sendeleyip arkasındaki duvardan destek aldığında etrafımdaki hayaletlere odaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Skinny (Percy Jackson Fanfiction)
FanfictionTamam, tam bir baş belası olduğumu biliyorum. Fakat bu kadarını ben bile tahmin edemezdim.