Final! Herkesten güzel yorumlar bekliyorum, oylar falan. Bu uzun bölüme uzun yorumlar bekliyorum-hihihi-
İyi okumalar dilerim. :*
Son kez saçmalıyoruz
LX
Cenazeden sonra saraya geri döndük. Üstümüzdekilerden, olayın etkisinden kurtulmamız gerekiyordu.
Odama yavaşça girip o büyüyü tekrarlayarak üstümü değiştirdim. Acelem yoktu, diğerlerinin normal bir şekilde hazırlanmaları bir beş dakika daha sürerdi.
Oturup etrafa bakındım. Burası benim evim olduğu kadar da değilmiş gibi geliyordu. Evet, hayatımın bir kısmı burada geçmişti, fakat buraya ait hissetmiyordum.
Evet, o klişe laf benim için de geçerliydi. Evim gibi hissettiğim tek yerdi Melez Kampı.
Ben oraya aittim.
Onlara yeterli olduğunu umduğum süreden sonra dışarı çıktığımda Arizona'nın hazır bir şekilde kapıda beklediğini fark ettim. Beni görünce gülümseyerek yanıma geldi.
"Selam." dedi o tatlı sesiyle. Ben de istemeden gülümsedim.
"Selam."
"Sanırım Henry de iyileşmiştir, değil mi?" diye sordu merakla karışık bir endişeyle. Dudağımı ısırdım.
"Benim nasıl iyileştiğimi duydun, Arizona. Yani-"
"Biliyorum." dedi derin bir nefes alırken. Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Bakışları beni buldu."Yine de ummaktan vazgeçemem, değil mi? Tedaviyi bulmuş olabilirler, herkesi ölüme terk edemezler sonuçta."
Kısa bir an sessizlik oldu. Ben de derin bir nefes aldım. Gözlerimi onunkilere diktiğimde yüzünde acı bir ifade vardı.
"Özür dilerim." dedim alacağım yanıttan emin olmama rağmen. Özür dilemiş olmam gerekiyordu. Bu benim vicdanımı biraz olsun rahatlatıyordu çünkü.
"O sıralar kendimde değildim. Ne yaptığımın, ne hissettiğimin farkında değildim. Ama biliyorsun, büyü olayı-"
"Önemli değil." diyerek susturdu beni. Yüzümde acı bir gülümseme oluştuğunu hissettim.
Yutkunarak boğazımdaki yumruyu geri itmek istedim fakat hala oradaydı, asla kaybolmayacağım der gibi kendini iyice belli ediyordu.
Son kez yutkundum."Önemli olduğunu biliyorsun. Hepiniz biliyorsunuz fakat sürekli aynı şeyi söylüyorsunuz. Yaptıklarım, Size yaşattıktırdıklarım önemsiz şeyler değildi."
"Biliyorum Myleen, hepimiz biliyoruz." dedi Arizona gergin bir sesle.
"O zaman neden öyle söylüyorsunuz? Neden yalan söylüyorsunuz, Arizona?" diye sitem ettiğimde Arizona sesli bir şekilde iç çekti.
"Çünkü arkadaşlar bunun için var Myleen, dedi sert bir sesle. Sesinin sert çıktığını fark etmiş olacak ki kaşlarını çatıp omuzlarını düşürdü."Arkadaşlar birbirine destek olur. Gerekirse birbirleri için canlarını bile feda eder. O yüzden seninle birkaç maceraya atladık diye mızmızlanmayı bırak. Sen bizim için daha iyisini yapardın, bunu ikimiz de biliyoruz."
Başımı tamam anlamıyla sağladığımda koluma vurdu."Hala arkadaşız, değil mi?"
Güldüm."Arkadaş mı? Tabi ki hayır."
"Ne?"
"Oraları geçeli çok oldu Zona, uzun zamandır en yakın arkadaş koltuğunda oturuyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Skinny (Percy Jackson Fanfiction)
FanficTamam, tam bir baş belası olduğumu biliyorum. Fakat bu kadarını ben bile tahmin edemezdim.