Tahir Mavioğulları

127 6 0
                                    

Onunla daha önce kimseyle gelmediğim bu mekana geldiğim için oldukça mutluydum. Buraya neden getirdiğimi anlamasam da çok da soru sormayıp anı yaşayacaktım. Masaya oturduk ve siparişleri verdik. "Kahvaltıdan önce mi sonra mı tanışırız?" diye espiri yaptım. Gülüştük. Çok güzel gülüyordu. Gülerken alnının ortasından tıpkı beninkine benzeyen bir damar kabarıyordu. Bu onun güzelliğine güzellik katıyordu. Acele ediyor olabilirdim ama sanırım evleneceğim kadını bulmuş olabilirdim. Hemen burda evlenme teklifi etsem kabul eder miydi? Tanıştıktan sonra adının Dilyar olduğu öğrendim. Çok güzel bir isimdi. Ve kendine de çok yakışmıştı bence. Edebiyatla ilgilendiğimden isminin anlamını biliyordum. Konuşkan sevgili.. Şimdiye kadar pek konuşkanlığını  görmedim ama sevgiliydi. O sırada telefonu çaldı ve masadan uzaklaştı. Konuşurken çok mutlu ve coşkulu geliyordu sesi. Siparişler geldi ve yumurtalar soğumasın diye ona haber etmek için yaklaştığımda aşkım dediğini duydum. 'Aşkım' demişti. O birinin aşkıydı. Beynimden vurulmuşa döndüm ve ne yapacağımı bilemeden masaya geri döndüm. O da kısa bir süre sonra masaya güleryüzlü bir şekilde oturmuştu. Sevgilisi varsa kahvaltı teklifimi neden kabul etmişti. Moralim bozulmuştu ve tek kelime etmek gelmiyordu içimden. Kahvaltı bitince arabamla onu gideceği yere bırakmayı teklif ettim ve kabul etti. Büyük ihtimalle sevgiliyle buluşacaktı ve ben kendi ellerimle sevgilisine götürüyordum. Çok acımasızdı. Kesinlikle acımıyordu. Arabayla istediği yere geldik ve durdum. Ona öyle bir şey olup olmadığını sormak istiyordum. Ama soramazdım, buna hakkım yoktu. Emniyet kemerini çıkarıp bana doğru baktı ve "Kahvaltı için teşekkürler Tahir Bey." dedi. İsmimi bu kadar güzel duymamıştım yıllarca. Bir annem bu kadar güzel Tahir diyordu. Cevap veremiyordum. "Canınızı sıkacak bir şey mi yaptım?" dedi. Yaptın, yaptın evet. Bana o gece öyle baktın. Baktın ve unutturmayacak şekilde kilitlendin boğazıma. "Yok hayır estağfurullah" dedim. Sevdirdin diyemezdim ya. "O zaman kusuruma bakmayın ama kahvaltıda ne oldu?" dedi. İşte o can alıcı soruyu sordu. Hayatım boyunca yalan söylemedim ve zaten yalan söyleyemezdim. Ama belli ki bir sevdiği vardı ve onu bırak da diyemezdim. "Hiçbir şey olmadı, sadece acele bir işim çıktı. Gideceğiniz yer burasıysa buyurun lütfen." dedim. Hayatımda kalbimin bu kadar ağrıdığını hatırlamıyorum. İnsan nasıl olur da tam aksini istediği halde istemediği şeyi söyleyebilir. 'Gitme! Gitme kal!' demek isterken onu arabamdan indirmiştim. Bunca yıl güzelce sakladığım ve koruduğum sevgim, bir başkasını seven bir kadına mı aitti. İçimden kalbimin kırıklarının sesi geliyordu. Paramparçaydım. Acıklı bir aşk şarkısının içindeymiş gibi hissediyorum kendimi. Bir daha göremeyeceğime mi yoksa ilk hissettiğim duyguların böyle sonlanmasına mı yanmalıydı yüreğim? Dökülüyordum. Dökülüyordum ve o beni toparlamıyordu. Arabadan inişini ve gidişini izlemek ölüm gibiydi.

Sahilde Bir BankHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin