Dilyar

65 4 0
                                        

Kahvaltı bitmişti ve eğitime bir saat vardı. Cemal, Elmas ve Yiğitlerle çardaklara gitmiştik. Bana önceki gün eğitimde olanları anlatmışlardı. "Bugün nasılsın?" dedi Cemal. "Daha iyiyim, teşekkürler." "Yalnız Tahir Bey sinirlenince de çok fazla sinirleniyormuş." dedi Elmas. Anlam veremedim. "Nasıl, neden sinirlendi ki?" "Dün ortalığı birbirine kattı. Eğitime yetişemeyecekti. Senin yanın geldi, görmedin mi?" Şaşırmıştım. Olayı baştan sona anlattılar. Tahir benim için endişelenmişti. "Başkası olsa ona da öyle davranırdı." dedim. "Saçmalama, gözlerinden ateş fışkırıyordu. Şahsen ben o durumda olsam öyle davranmazdı." dedi komik bir edayla Yiğit. Hepimiz gülmüştük. "Hadi artık eğitime gidelim, az kaldı başlamasına dedi Elmas ve kalkıp konferans salonuna doğru yürümeye başladık.

Geçen 4 gün boyunca Tahir'le gözgöze bile gelmemeye çalıştım. Eğitim bitmişti ve sınavı da başarıyla geçmiştik. Kalan iki gün boyunca tatil yapacaktık. "Evet arkadaşlar, yorulduk ve buna değdi. İki gün kendinize zaman ayırın. Yarın gecede size özel balo hazırlandı. Herkes partnerini seçsin ve adını yazdırsın. Vals yapmayı bilmeyenler için bugün birkaç saatlik ders var haber edeyim dedim." Mahir Bey bile heyecanlanmıştı. Daha önce bu kadar geniş platformlu bir baloya katılmamıştım. Ama sanırım yine katılamayacaktım. Çünkü partnerim yoktu. Otururken diğer servislerdeki personeller arasında partner tartışması çıkmıştı. Mahir Bey de çözümü kura çekmekte bulmuştu. Kura her zaman işe yarardı. İsimler yazılmış, bir fanusun içine atılmıştı. Bu sefer biz değil, erkekler çekiyordu. Benim ismim sanıyorum ki Tahir'e çıkmıştı çünkü biriyle değiştirebilir miyim diye etrafa bakınıyordu. Değiştirecek kimse bulamayınca mecbur yanıma gelmişti. "Bana siz çıktınız." Geçen gece 'Sen' diye hitap ederken, şimdi 'Siz' olmuştu. Demek ki benimle iş dışında bir münasebeti olsun istemiyordu. Bende karşılık olarak aynı ciddiyetle "Memnun değilseniz, herhangi biriyle değiştirin." dedim. Ses tonum kendimden çok emin çıkmıştı. "Benimle baloya katılmak istemiyorsanız, eğer bu size zor gelecekse, katılmayın o zaman." Her zamankinden daha ciddiydim O'na karşı. Bunu kendi istemişti. İçimdeki yanan alevleri bir yana atıp, bunu yapmak zorundaydım. Karşımda artık yeni tanıştığım biri vardı. Ona göre davranıp, ona göre yaşayacaktım. Elindeki kağıda bakıp, "Gerek yok. Siz vals veya tango biliyor musunuz? Büyük ihtimalle bilmiyorsunuz o yüzden isminizi yazdırıp kursa gidin bence." Demek düello istiyordu, tamam ben hazırım. "İnsanları dış görünüşüne göre yargılarsanız, büyük hayal kırıklıklarına uğrarsınız. Ben çok yaşadım, ondan biliyorum. Kibar, nazik zannedersiniz aslında pek de bir şeye benzemez." Kalbim ağzımda atıyordu. Muhtemelen gözbebeklerim de büyümüştü ama savaşı başlatan oydu. Artık naif aşık yerine, dişli savaşçıyı görecekti. Onun için karşıma gelen bütün engelleri tarumar edecektim. Buna Oda dahildi. Artık korkup kaçan bir Dilyar değil, korkularının üstüne giden bir Dilyar göreceklerdi.

Sahilde Bir BankHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin