Eve gelmiştim ve sahildeki bankıma gidip sakinleşmek istiyordum. Menekşe'nin kollarını boynunda görmek beni çıldırtmış olsa da belli etmemeye çalışmıştım. Buna alışmalıydım çünkü sık sık böyle manzaralar görecektim sanırım.
Ben kolay sevemem,
Gel de aşka inandır beni.
Kimseyle paylaşamam,
Sevmesinler başka eller sevdiğimi.
Bakmasa da yüzüme,
Çarpmasa da kalbi,
Ben severim o yar sevmese de beni.
Ertesi gün eğitim vardı ve hazırlanıp hastaneye gittik. "Arkadaşlar merhaba. Bu eğitim bildiğiniz gibi bir hafta sürecek. Doktorlar olarak eşit olarak dağılım yapacağız. Aramıza yeni bir doktor katıldı. İki doktor ikişer kişi alırken bir doktor bir kişi alacak ve ondan sorumlu olacak. Adil olması için kura çekeceğiz. Biz yeni gelen doktorla anlaştık ve ikişer kişi alacağız. Tahir Bey rahatsız olduğu için bir kişi alacak. Anlaştık mı?" dedi Mahir Bey. Ama Tahir'den sonra ne dediğini anlamadım çünkü neden rahatsız olduğunu merak ediyordum. Kuralar çekildikten sonra Tahir bana çıkmıştı. Menekşe yanıma gelip "Doktorları değişsek olur mu? Bana yeni doktor çıktı ama ben doğru düzgün tanımıyorum bile." dedi. Sanki bizim yıllardır arkadaşlığımız vardı yeni gelen doktorla. Bir şey demeden kağıtları değiştirdik. Yeni doktorun adı Cemal'di. Mahir Bey bizi tanıştırıyordu ve sıra bana gelince Cemal Bey bana bakıp gülümsedi ve bende gülümsemesine karşılık verdikten sonra başka yerlere bakmaya çalıştım. Tahir ve Menekşe önden arabaya gidiyorlardı bile. Tahir halinden gayet memnun görünüyordu ve bu benim sinirlerimi bozsa da çaktırmamaya çalışıyordum. Bize tahsis edilmiş otobüse binip hareket ettik. Normalde araba tutmazdı beni ama midem bulanmıştı ve öne geçmek için öne geldiğimde Tahir ve Menekşe'nin burada oturduğunu görünce vazgeçtim. "Ne oldu, hayırdır Dilyar? Bir şeyin yok ya?" dedi doğrularak Mahir Bey. "Hayır, biraz midem bulandı da. Öne gelirsem iyi olur dedim ama her neyse geçer birazdan" dedim. Sol tarafta onlar otururken sağ tarafta Mahir Bey ve Cemal Bey oturuyordu. Cemal Bey oradan "Lütfen, benim yerime geçin. Buradan dışarıyı izlersiniz hem." dedi. Tahir olduğum tarafa bile bakmıyordu. Bir zamanlar elleri birbirine dolaşırdı halbuki. "Oturun, ben size limon varsa limonlu su yaparım mide bulantınızı alır." dedi Cemal Bey. "Hiç gerek yok, zahmet etmeyin." dedim ama çoktan gitmişti.
"Şimdi nasılsınız, biraz daha iyi misiniz?" dedi Mahir Bey. "Evet iyiyim, teşekkürler." dedim alçak bir sesle. Otobüste yalnızca biz yoktuk, başka servislerden de yeni atananlar vardı ve onlarda bizimle eğitime geliyordu. Otobüste sıkılmıştık ve biri "Sesi güzel olan biri yok mu ya? Şarkı söylese de dinlesek." dedi. Elmasla önceden mesajlaşırken hep şarkı söyleyip, mesaj olarak gönderirdim. Biran "Dilyar'ın sesi çok güzeldir." dedi. Yanına bana yerini verdikten sonra Cemal Bey geçmişti ve "Öyle mi, söyler misiniz o zaman?" diye ısrar ettiler. Yanımda Mahir Bey "Hadi söyle, havamız değişir hem. Tabi kendini iyi hissediyorsan, hissetmiyorsan sağlığından önemli değil." demişti. Tahir'e çok benziyordu. Oda böyle nazik, düşünceliydi. "Ne söylesem ki?" dedim. Elmas oradan "İncesaz'dan söyle. Sesin ona çok yatkın. Nasıl Olur Da'yı söyle." dedi. İncesaz, bizim ilk tanışma hikayemizin bir parçasıydı. Tahir, benden yana bakmıyordu bile. Söylemeye başladım. Tahir, bana evlenme teklifinde sesimin güzel olabileceğini ve Ona şarkı söylememi söylemişti. Bu hiç kısmet olmamıştı ve şuan ilk defa duyuyordu sesimi. Tepkisiz bir şekilde dışarıyı izliyordu.
Şarkı bittikten sonra herkes alkışlayıp, istek parçalarda bulunmuştu. Ama benim gözüm sadece Tahir'deydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahilde Bir Bank
Любовные романыDilyar, hayatı boyunca annesi ve teyzesi tarafından sevgi görüp, dışlanmış bir genç kız. Tahir, hayatı boyunca tek bir kadına kendini adamak için beklemiş yetenekli, yakışıklı bir doktor. Geriye dönüp baktığında çokta güzel anısı olmayan bir genç kı...