T' Duygularıma Esir Oluyorum

69 3 0
                                    

Apar topar bir odaya kaldırdılar Dilyar'ı. Onu o halde görmek istemiyordum ve dışarı çıktım. Biraz sonra abim yanıma geldi ve "Neler oluyor Tahir? Anlat bakalım." dedi. "Yok bir şey abi." desemde inanmadı ve sakin bir yere oturup olan biteni olduğu gibi anlattım Ona. Anlattıkça ağladım, ağladıkça anlattım. Abim şaşkın gözlerle beni izliyordu çünkü daha öncesinde beni hiç böyle görmemişti. Oynarken düşüp dizimi kanatsam bile ağlamazdım ben. Ama bu öyle bir şey değildi. Dilyar'ın aşkına düşmüştüm ve bu sefer kalbim kanamıştı. Bu diz kanamasına benzemiyordu. Abimi ilk defa bu kadar duygusal görmüştüm çünkü o her zaman mantıklı olan taraftı. Öyleki çok sevdiğimiz dedemiz öldüğünde bile insanlara destek olmuş, acısını ustalıkla gizleyerek kimseye canının acıdığını göstermemişti. Ama karşımda oturan abime ben anlattıkça bir hüzün çökmüştü üzerine. "Neler çekmişsin sen oğlum." demişti abim. Sesinde acı vardı. Bana kıyamazdı ve her zaman destekçim olmuştu. "Öyle ya abi. Neler çektim Onun aşkından. Ama bir çırpıda sildi beni ve sevgime en ufak saygı göstermeden terk edip gitti acımasızca." dedim. Biraz oturduktan sonra "Daha iyi misin?" dedi abim. Onaylar şekilde başımı salladım. "Hadi kalk o zaman durumuna bakmaya gidelim." dedi. "Olmaz." dedim. Bunu yapamazdım çünkü Onu öyle görmeye dayanamazdım. Abim ısrar etmedi çünkü acımın farkındaydı. Yukarı çıktı ve bende kafamı toparlayıp işimin başına geçtim. Ne kadar toparlansam da çıkmıyordu aklımdan. Merak ediyordum. Biraz zaman geçtikten sonra abim geldi ve iyi olduğunu, eve gittiğini söyledi. Derin bir nefes almıştım. Yine de akşam iş çıkışında içim rahat değildi ve iyi olduğunu öğrenmek için evini öğrenip oraya gittim. Burası benim evimdi ve Dilyar tam da hayal ettiğim yerde oturuyordu. Her zaman duymak istediğim o güzel sesiyle türkü söylüyordu. Gözyaşlarım içime aktıkça içim yanıyordu. Daha fazla dayanamadım ve hayallerimdeki yerde Onu bırakıp eve döndüm. Gözümü her kapadığımda gözümün önündeydi, kulaklarımda sesi ne de güzel yankılanıyordu. Hiç değişmemiş, daha güzelleşmişti. Yüzüne bir hüzün oturmuş, biraz daha büyümüştü. 

"Ben öğleden sonra geleceğim, kendimi pek iyi hissetmiyorum abi." dedim. Abim her zamankinden daha anlayışlı davranıyordu bana bugünlerde. Çektiğim acılar Onu derinden etkilemişti sanırım. Hastaneye gittiğimde abim yemeğe çıkmak üzereydi ve beraber yemekhaneye çıktık. Yemekleri aldıktan sonra abim bir masaya yöneldi ve izin alarak oturdu. Dilyar masada oturuyordu. Oturmakla oturmamak arasında kalmıştım. Neden bunu yapmıştı? Neler çektiğimi biliyordu. Ayakta dururken Dilyar'ın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. O iri gözleriyle oturmamı beklercesine bana bakıyordu. Başka masaya geçip oturdum çünkü gözlerine baktığımda Ona her an yenik düşmekten korkuyordum. Sırtım masaya dönüktü, biraz sonra baktığımda Dilyar masada yoktu. Yaptığım kabalıktı, biliyordum. Kalbini kırmak istememiştim, bu isteyeceğim en son şeydi. Yemek bittikten sonra aşağıya indim ve Dilyar'ı burada da görememiştim. Dışarı çıkıp bakmak istedim ama cesaret edemedim. Çok fazla hasta yoktu ve doktor odasına giderken Dilyar karşıdan geliyordu. Nasıl olur da kalbimi bu denli acıtan, defalarca kıran insana karşı hislerim değişmez ve aşkım bu kadar büyüyebilir? Hala aynı heyecanı yaşatıyor, ellerimin içini terletiyordu. Uzun koridorda birbirimize doğru yürürken, karşıma Menekşe çıkmıştı. Menekşe ile ailelerimiz tanışıyordu ve aslında moda tasarım okumuş, bu işte de başarılı olmasına karşın bana olan herkesin bildiği duyguları nedeniyle sağlık teknisyeni olmuş ve tayinini de buraya istemişti. Çok köklü bir aile olduklarından bu Onun için çokta zor değildi. Kötü bir kız sayılmazdı ama içten içe bana beslediği duygularını yakın bir zamanda açmıştı ve benim Onu reddetmem de işe yaramamış görünüyordu. Laubali bir kızdı ve kollarını boynuma dolayıp konuşmaya başlamıştı. "Nasılsın, seni çok özledim Tahiir." Dilyar bu hareketini görmüştü ve yüzü mimiksiz bir şekilde bana bakmadan personel odasına geçmişti. Kollarını boynumdan alıp "Kaç kere uyardım, burası bir hastane ve ayrıca böyle davranışlardan hiç hoşlanmam biliyorsun Menekşe." dedim sert bir ifadeyle. Dilyar'ın böyle davranması şaşırtmamıştı aslında beni. Zaten sevse, terk etmezdi. Onun için bir şey ifade etmiyordum ve sevmediğini daha kaç kere söylemesi gerekiyordu Ondan vazgeçebilmem için? İş çıkışında da Menekşe yanıma gelmişti ve Onu bırakmamı söylerken o sırada Dilyar'da arkadaşıyla önümüzden geçip, yüzüme bile bakmadan gitmişti.

Sahilde Bir BankHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin