Heran arkamda onu hissedeceğim ve bana "Pardon, burası müsait mi oturabilir miyim?" diyecek gibiydi. Çıkıp gelecekti aşılmaz yollardan. 'Özledin mi beni?' diyecekti yandan gülüşüyle bana derin derin bakarak. Hiç düşünmeden 'Evet! Hemde ne özlemek. Hasretinden ölüyordum be adam!' derdim. 'Yaktın yüreğimi ama görünce seni, su serpildi yüreğime.' Bu hasret ne zamana dek sürecekti? Allah'ım yardım et. Üstüme sabır yağdır, kalbimi genişlet. Genişlet ki dayanabileyim Onun yokluğuna. Bir daha gelmeyeceğini bile bile neden içimde kavuşmayı bekleyen sevgili umudu vardı? Yanına mı gidecektim yoksa? Ölüp de yanına mı gidecektim.
Elmasla işe başlayalı 29 gün olmuştu ve bugün 1. ayımız dolacaktı. Sabah erken kalktık ve işe hazırlanıp çıktık. Çok fazla konuşmasam da iş arkadaşlarımız iyi insanlardı. Sessiz, kendi hallerindeydi. Yeni birininde aramıza katılacağını duymuştuk. Bugün yarın gelirmiş ve zengin bir ailenin kızıymış. Hangi zengin aile kızını sağlık teknisyeni yapardı şaşılacak işti. Eğitimlere gidip geliyorduk, diğer doktor izinde olduğu için Mahir Bey biraz zorlanıyordu. Yorgun argın hastaneye geliyordu ve neredeyse hiç uyumuyordu. Onda tanıdık bir şeyler hissediyordum ama Onunla da diğer insanlarla konuşmadığım gibi çok fazla iş dışında konuşmuyordum. Kendimi bir makine gibi hissediyordum ve evden işe, işten eve gidip geliyordum. Sadece müzik dinleyip, karnımı bankta denizle doyuruyordum. Tahir'siz yemek bile yenmiyordu. "Haber geldi ve diğer doktorda bir aylık tatilinden nihayet dönüyor. Paşa çocuğumu acaba?" dedi Yiğit. Yiğit, bizim gibi burada yeniydi ve Oda diğer doktoru tanımıyordu. Aslı "Hayır, paşa çocuğu değil ama çok yakışıklı olduğunu söyleyebilirim. Taş, hayır bildiğin kaya." dedi. Hiç ilgilenmiyordum. Yiğit Aslı'ya adını sorunca Elmas birden telaş yaptı. 'Ne oldu Elmas?' dercesine bir bakış attım. Konuşmasak da anlaşıyorduk artık gözlerimizle Elmasla. "Bakın, yeni arkadaşımız sanırım, o geliyor." dedi birini göstererek. Gösterdiği tarafa baktık ve uzun siyah saçlı, esmer, uzun boylu ve havalı bir kız geliyordu. Yanında idariden bir yetkiliyle geldi ve "Merhaba, ben Menekşe." dedi. Yeni arkadaşımız Menekşeydi. "Merhaba." deyip yerime oturdum. Diğer arkadaşlarla tanışması ve konuşması çok kısa sürmüştü. O kadar da kötü bir kıza benzemiyordu ama ufaktan bir kibri vardı. Doktor beyin yanına gidip "Mahir abi, kardeşini göremedim nerede?" dedi. Mahir Beyi daha önceden tanır gibiydi. "Bende henüz konuşmadım. Evindedir, yol yorgunluğunu çıkarıp yarın işbaşı yapar." dedi. Demekki Mahir Beyle diğer doktor kardeşmiş. "Sen bugün nöbettesin değil mi Mahir Beyle? Yarın görüşürüz o zaman." dedi Elmas. Bugün de fazla yoğun değildi hastane. Sabahın nasıl olduğunu anlayamadan geçmişti saatler. Ben hazırlanıp Mahir Beyin yanına gittim. Biriyle konuşuyordu sanırım diğer doktor gelmişti. Arkası dönüktü. Tam geri dönerken Mahir Bey "Dilyar, gidiyor musun?" diye seslendi arkamdan. Döndüm ve "Evet Mahir Bey. Konuşmanızı bölmek istemedim de. İyi günler." dedim. "Tamam, iyi günler. Ha unutmadan kardeşimle tanıştırayım gel, hem de diğer doktorunuz sen nöbetten çıktığın için birkaç gün daha tanışamayabilirsiniz." Mahir Beyin yanına giderken kardeşinin hala sırtı dönüktü. Ne kabaydı halbuki tanıştırayım dediğini Oda duymuştu. Arkasına doğru geldim. "Bak kardeşim, Dilyar bizim yeni personellerimizden biri. Sen görmedin Onu daha. Çok konuşmaz ama iyi kızdır." dedi. Arkasını yavaşça döndü ve "Merhaba." dedi tok bir sesle. O anda telefonla annem beni 11 kez aramıştı çünkü 10 dakikadır 'Çıktım.' diye aramam gerekiyordu. Başımı bakmak için kaldırmıştım ve gördüklerim karşısında şok olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahilde Bir Bank
Любовные романыDilyar, hayatı boyunca annesi ve teyzesi tarafından sevgi görüp, dışlanmış bir genç kız. Tahir, hayatı boyunca tek bir kadına kendini adamak için beklemiş yetenekli, yakışıklı bir doktor. Geriye dönüp baktığında çokta güzel anısı olmayan bir genç kı...