ALTIN İSTEK

3.9K 298 196
                                    


Dikkat! Kısa bir smut içermektedir!


Taehyung üzerine doğru eğilirken Jungkook nefesini tutmuştu. "Sen kötü bir kurabiyesin." Diyordu, Taehyung, derin sesiyle. "Beni çok kızdırıyorsun."

Jungkook karnındaki kasılmayı fark etti. Kasıkları ve bacakları uyuşuyordu. Aletinin şiştiğini saniye saniye hissetti. Salondaki kanepede, ikisi de çırılçıplaktı. Jungkook boylu boyunca uzanıyordu. Bacaklarını dizlerinden katlamış, üzerine uzanan Taehyung'ı uyluklarının arasına almıştı. Bir eli oğlanın saçlarını okşuyor, diğeri sırtında geziniyordu. Taehyung ellerini başının iki yanına koyarak oradan destek alıyordu. Aletini onun aletine sürtüyordu ve bunu yaparken Jungkook'un istekle açılan ağzına edepsiz laflar gönderiyordu. Gözlerini onun baygın gözlerinden bir an bile ayırmadı.

"Taehyung..."

Taehyung aletini bir kez daha, bu kez sertçe Jungkook'undakine sürterken "Hmm?" dedi. Sonra gelen zevk dalgasıyla ağzı aralandı. "Siktir."

"Taehyung..." Jungkook inler gibi konuşmaya devam ediyordu. "Seni seviyorum."

Oğlan dudaklarını Jungkook'un dudaklarına sürttü, sonra onları yaladı. Kararmış gözleriyle ona bakarken aletini deliğine konumlandırmıştı. "Ama ben Jimin'i seviyorum, kurabiye."

Jungkook'un dudakları titredi. "Yalan söyleme."

Taehyung kendini yavaşça içine itti. Boğuk çıkan sesiyle "Yalan değil." Dedi. "Eğer seni sevseydim, onu bırakırdım, değil mi?"

Oğlan zevk dalgasıyla sarsıldı ama ruhsal acı daha yoğundu. Bacaklarını kaldırıp Taehyung'ın bacaklarına sardı. Taehyung yüzünü ondan uzaklaştırıp elinin tersini nazikçe Jungkook'un göğsünde, kaslı karnında ve karnına uzanmış aletinin üzerinde gezdirdi. Dudaklarını yavaşça yalarken onu açlıkla süzüyordu. "Jimin kadar güzelsin."

Jungkook hıçkırdı. "Çık içimden piç kurusu!"

"Onun kadar darsın, kurabiye."

"Siktir git, Taehyung!" Ona vurmaya başladı. Taehyung kollarından yakaladı, içinden yavaşça çıkıp tekrar aynı yavaşlıkla içine girerken "Çok ayıp." Dedi. Kollarını başının iki yanında sabitleyip boynuna derin bir öpücük kondururken Jungkook'un istekle başını arkaya atmasına gülümsedi. "Onun gibi kokuyorsun." Jungkook'u paramparça ediyordu. "Ama o senden daha güzel sevişiyor."

"Senden nefret ediyorum." Diye fısıldadı çocuk, dişlerinin arasından. "Senden nefret ediyorum..."

"Çok saçma." Boynuna bir öpücük daha armağan etti. "Çok saçma. Ben de senden nefret ediyorum."

Jungkook gözlerini aralarken farklı bir ruh hali içindeydi. Aleti ıslanmıştı. Uykusunda boşaldığını fark edip yatağında doğruldu. Saat öğle ikiyi biraz geçiyordu. Biri okulun konferans salonunda yangın çıkarttığı için okul öğleden sonra iptal edilmişti. Bir daha bu saatlerde uyumamaya yemin etti. Gereksiz rüyalar görüyordu.

Ortak banyoya gitti –çünkü şahsi bir banyosu yoktu- ve ılık suyu açıp biraz daha ayılmayı bekledi. Gördüğü rüya saniye saniye aklına gelirken kaşları şaşkınlıkla havalandı. "Hadi orada." Mırıltısını neredeyse kendisi bile duymadı.

Üzerini hızla çıkarıp duşun altına girdiğinde, neler oluyor, diye düşündü. Ayıldıkça gördüğü rüyayı hatırlıyor ve şaşkınlığı artıyordu. Derin bir iç çekti. Suya doğru başını kaldırıp yüzünü ıslattı ve başını tekrar indirirken öfkeyle yavaşça duvara vurdu. Bu saçmalıktı! Rüyasında Taehyung'ı görmesi saçmalıktı! Onun yüzünden azması ve yine onun yüzünden boşalması saçmalıktı!

ALTIN PİÇLER ŞEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin