-Bölüm bir miktar hüzün içerebilir-
-Bölümde geçen adlara ve gruplara takılmayınız. Sadece o sahnede görünecekler, gidişatı etkilemeyecek-
-Bu bölüm bol bol yorum istiyorum :)-
Altın Piçler Şehri, neredeyse yüz yıldır, adaletsizliğin ve zorbalığın yeri olmuştu.
Güney Kore onu görmezden gelir; dünya, içinde yaşananlara sessiz kalır ve devran bu şekilde dönüp giderdi. Sadece insanların bir kısmı, merak ve ilgiyle, internet üzerinde buldukları kaynakları karıştırır ve şehir hakkında birkaç ipucu daha edinmeye çalışırlardı.
Ama bu gece, şehir hakkında sadece meraklıları değil, tüm dünya konuşuyordu. Çetelerin içindekiler sosyal medyayı aktif kullanıyorlardı. Kai'nin adamlarının onlara saldırdığında ya da onlar Kai'nin adamlarına saldırdıklarında, bu görüntülere ulaşmak bir tık uzaktaydı. Bazen kaynak kesintisi yaşayıp internetsiz kalsalar da bir yolunu bulup durumu dünyaya aktarmayı başarıyorlardı.
"Arsız Bölge'den başlayacağız." demişti, Victory. Şehrin bir haritası önünde duruyordu. Parmağı yollar üzerinde gidip geliyordu. "Momo -Twice-, Goo Hara -Kara- ve Soyeon -Gidle-. Baekho ve Youngjae sizin liderliğinizi yapacak. Sizler orayı alacaksınız." Arsız Bölge'nin ilerisindeki Çelik Köprü'yü gösterdi. Dragon Gölü'nün üzerinde kurulu olan bu köprü Kai'nin bölgesine girmek için en kısa yoldu. "Hongbin -Vixx-, Jisoo -Blackpink-, Joy -Red Velvet-. Köprü sizindir. Baekhyun ve Chanyeol liderinizdir." Hepsi hızla onayladı. Pembe Prens'in içi çete liderleriyle doluydu. Hava gergindi fakat herkes kendi gerginliğini kontrol altında tutabiliyordu. "Kai'nin bölgesine girdiğimiz zaman orayı Minho -Shinee-, Jackson -Got7- ve Sungjae -Btob- tutacak. Suga ve Hope başınızı çekecek." Etrafına baktı. Jin bir köşede tırnaklarını kemiriyordu. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı. "Halkı bu işe karıştırmamaya çalışacağım." diye devam etti. "Luhan sizlere destek olmaları için diğer çeteleri atayacak. Endişelenmeyin, az değiliz. Geri kalanlar benimle gelecek. Monster, Jin, Luhan, köle Sehun ve Choi Siwon'un -Super Junior- adamlarıyla birlikte Kai'nin kalesine gireceğiz. Sorusu olan." Kimseden ses çıkmadı. Victory gülümsedi. "Sabah ne yaşayacağımız, sizin ellerinizde. Gidin ve kaderinizi geri alın." Kafedeki herkes onay verdi ve hızla dağıldı.
///
Momo, Goo Hara ve Soyeon; Arsız Bölge'deki düzlüğün bir ucunda motosikletten indiler. Peşlerinde yüze yakın kişi vardı. Ağaçsız ve çorak bu düzlüğün diğer ucunda şehre yeten bir elektrik santrali bulunuyordu. Onlar Kai'nin adamlarının oyalarken Victory ve diğerleri Çelik Köprü'ye doğru ilerlemeye devam edecekler, oradan da adamlarını bırakarak gölün çevresinden ilerleyeceklerdi. Victory, eğer savaşı burada yaparlarsa Kai'nin geri kalan herkesi buraya yığacağını biliyordu. Halbuki Kai'nin bölgesine peyderpey sızmalı ve her bir alanı tek tek kontrol altına alıp imha etmeliydiler.
Baekho ve Youngjae, arkalarında kalanlara bir baş hareketiyle gitmelerini söyledi. Arsız Bölge'yi ele geçirecekler dışındaki herkes sessizce güney tarafına yöneldi. Bunu o kadar ustalıkla ve o kadar ahenkli yapıyorlardı ki, görenler bir savaşın tam ortada olduklarını değil de, bir koreografi gösterisine geldiklerini düşünebilirlerdi.
"Oooo! Kimleri görüyorum?" Düzlüğün diğer ucundan bir ses yükseldi.
Momo o tarafa bakarak gülümsedi. Elindeki beysbol sopasını toprağa batırdı. "Yoona -GG-, hala çirkinsin." Gözleri yanındaki ikiliye uğradı. "Tiffany -GG-, sevgilinin seni aldattığını duydum. O zamandan beri yanındakiyle mi takılıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN PİÇLER ŞEHRİ
FanfictionBurası normal bir şehir değil. Burası acıyla, tehditle ve kanla süslendi. Herkes intikam istiyor. Herkes birbirini suçluyor. Çeteler, hiç olmadıkları kadar öfkeliler. Çeteler, güç istiyorlar. Küçük bir çetenin lideri olan Kim Taehyung, unutamadığı g...