Edepsiz içerik barındırıyor.
Bambam, akşam karanlığı çökerken ıssız bir sokaktan daha geçiyordu. Sehun'un adamlarını atlatmak için köşe bucak kaçmıştı. Aron ona toz olmasını söylemişti ama Sehun o kadar öfkeliydi ki değil toz olmak, Bambam atomlarına ayrılsa bile onu bulabilirdi.Taehyung'a ve Hoseok'a ulaşamıyordu. Aron saatlerdir telefonunu açmıyordu. Bambam Victory'nin emrindeki küçük çetelerden yardım alarak bu saate kadar kendini gizlemişti ama şimdi çaresizdi. Nereye gidecekti? Aklına sığınabileceği sadece Onew geliyordu ama birbirlerine sadece cenazelerine geleceklerine dair söz vermişlerdi.
Bambam fazlasıyla yalnız ve yurtsuzdu.
Bir sokağa girerken hava iyice kararmıştı. Korkudan ve heyecandan midesi bulanıyordu. Bir kez daha Taehyung'ı aradı. Telefonu yine kapalıydı. Çocuk küfretti.
Ensesinden tutulup sarsılınca nefessiz kaldığını hissetti.
"Bakın burada kim varmış?" Dedi, onu yakalayan uzun boylu adam. Fazlasıyla kaslıydı. "Bir küçük fare. Tam da istediğimiz gibi."
Koşturarak yanına gelen adamlar sırıttılar. "Sehun sevinecek." Dedi, içlerinden biri. "En azından öfkesi azalır."
"Hala azalmamış mı yani? Kaç kişiyi öldürmesi gerek?" Bir diğeri pis pis sırıtmıştı. Kötü gülüşüne rağmen dişleri bakımlıydı.
Birini mi öldürdü? Kimi? Bambam telaşla düşünüyordu. İçine düşen korkuyu görmezden gelmeye çalışsa da olmuyordu.
"Hadi şunu götürelim." Dedi, daha kaba sesli olan. Genizden konuşuyordu.
Kafasına boş bir teneke kutu yiyene kadar keyifli bile sayılırdı.
"Lan!" Diye bağırıp geriye doğru baktı. "Jackson! Sen ne bok yiyorsun!"
Jackson motosikletini yanında yürütmeyi kesti. Aracı Mark'a tutturdu. Adama bakışları rahattı. "Çaylak ruhumu canlı tutuyorum, moruk. Sen ne bok yiyorsun?"
"Seninle uğraşacak vaktim yok!" Adamlarına baktı. "Gidelim." Bambam'ı çekiştirerek Jackson'ın yanından geçmek istedi ama adam Bambam'ın kolundan tutunca durmak zorunda kaldı. Kaşlarını çattı. "Ne yapıyorsun?"
Jackson derin bir nefes aldı. "Kim Kai'nin işine taş koyuyorum."
Adamın gözleri irileşti. "Ne saçmalıyorsun, Jackson? Ne dediğinin farkında mısın? Kai'ye karşı gelemezsin!"
"Gelemem öyle mi?" Jackson öfkelendi. "Lanet olsun iri adam! Kai Minho'nun Taemin'ine tecavüz etmiş! Lanet olsun! Tecavüz bu şehirde yasaktır! Onun köpeği Sehun'un ne istediği umurumda değil! Bambam'ı bırakın!"
"Sen delisin." Adam inanamıyordu. "Kai böyle bir şey yapmaz."
"Evet dostum, o bir melek." Diyerek dalga geçti, Jackson. Apansız ciddileşti. "Bambam'ı bırak." Fısıltısı tehlikeliydi.
"Ben senden emir almıyorum, piç." Adam Bambam'ın başını dirseğinin iç kısmına hapsedip boynunu sıktı. Bambam acıyla inildedi.
Jackson kalbinde bir acı hissetti.
"Şöyle bir anlaşma yapalım, Jackson." Adam sallanarak Bambam'ın canını daha çok yakıyordu. "Ben bu çocuğu Sehun'a götürürken uslu ol, canın yanmasın. Güzel teklif, ha?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN PİÇLER ŞEHRİ
FanfictionBurası normal bir şehir değil. Burası acıyla, tehditle ve kanla süslendi. Herkes intikam istiyor. Herkes birbirini suçluyor. Çeteler, hiç olmadıkları kadar öfkeliler. Çeteler, güç istiyorlar. Küçük bir çetenin lideri olan Kim Taehyung, unutamadığı g...