2.Bölüm

77.1K 2.7K 70
                                    

O GÜZEL OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...

İYİ OKUMALAR;

Aygen akşam yemeğinden sonra  hiç beklemeden odasına çıkarak yatağına uzandı. Tüm günün yorgunluğu vücudunda hissederken aklı sürekli yarın ki sunumdaydı. Ne kadar çabalarsa çabalasın uykunun uğramadığı gözlerini kapatıp bir ara koyun saymayı bile denedi. Oflayarak sağına döndü bunu yaparken yastığını da yumruklamayı ihmal etmedi. 'Yarın davul gibi şişmiş gözlerle adamlar seni görür görmez kaçacak o zaman göreceksin her şeyi bu kadar dert etmeyi. Yada dur adamaların karşısında uyuklayınca ağzından akan salyayı Onur bey silerse hiç şaşırma Aygen hanım. Of! " Deyip yerinden doğruldu. Ellerini saçlarına daldırarak iyice karıştırdı. Sonra tekrar kendini yüz üstü yatağa bırakıp yastığı başının üstüne koydu. Uykuya daldığında saat sabaha karşı 2:30 gösteriyordu.

Sabah onu uyandıran ne telefonun alarmı nede annesinin ninni gibi sesiydi. Bu cırlamanın tek sahibi vardı oda başının tatlı belası biricik arkadaşı Elçindi. Bu saatte gelmiş ve onun uykusuz gözlerini açması için sözlü işkence ediyordu. Üstelik bu halde olmasına sebep oyken. Onun başlattığı kaosu düşünürken gözüne uyku girmemişti. Şimdi gelmiş uyanmasını istiyordu.

"Kızım kalksana saat kaç oldu. Öldün mü?" Parmağı ile Aygen'in poposuna dürterken bir yandan dişine vurdu.

"Ay Allah göstermesin!" Aygen huysuzlandı ve sağ koluyla gözleri kapattı.

"Elçin git başımdan tüm gece senin yüzünden dönüp durdum zaten." Elçin kaldırmadığı parmağıyla aynı yere tekrar dürttü.

"Görende hanımefendiye sabaha kadar beşik sallattım sanır." Sabır çekip yattığı yerden doğrularak arkadaşının yüzüne imalı bir şekilde baktı. Hem suçlu, hem güçlüydü. 

"Üff tamam anladık be! Hem niye bu kadar dert ediyorsun sana hallederim dediysem hallederim demektir." Baş ucunda duran dosyayı alıp Aygen'e doğru uzattı.

"Al bak bitti buda bir nüshası, yolda çalışırsın diye sana getirdim." Dediğinde hemen elinden  dosyayı çekip içeriğine baktı. Gözlerine inanamıyordu. Bitmişti. Her şey hazırlanmış gayet muntazam duruyordu. Elçin saçı başı bir birine girmiş üzerindeki ayıcıklı pijamasının dizinin teki yukarı sıyrılmış gözleri şiş arkadaşına bakıp işaret etti.

"Hadi kalk artık Asiye teyzenin nefis poğaçaları yerine senin şu halini görmek iştahımı kapatıyor." Arkadaşlarının dediklerini duymuyordu bile Aygen. Şu an mutluluktan uçabilirdi. Evet bitmişti bu son projeyi de sorunsuz teslim edip bütün ilişkilerini kesecekti Dağhan Holdingle. Sonrası ver elini özgürlük ve Onur beysiz hayat.

"Tamam kalktım. Sen aşağı in ben hazırlanıp hemen geliyorum." Aygen üzerindeki pikeyi hızla atıp koşarak banyoya girdi. Önce güzel bir duş aldı ardından giysi odasına geçerek ne giymesi gerektiğine baktı. Çok fazla oyalanmaya vakti olmadığı için bugüne gidecek en güzel kombini gri takımını seçti. Üzerine hemen giyinip aynalı şifonyerin karşısına oturdu. Önce saçlarını ardından hafif bir makyajla hazırlığını bitirdi. Daha sonra çantasını, Elçinin getirdiği dosyayı da alarak odasından çıktı. Gelen seslere bakılırsa ailesi çoktan kahvaltı masasına oturmuştu ve bir tek eksik vardı oda kendisiydi. Hızla merdivenlerden inip yemek odasına ailesinin yanına geçti.

"Günaydın çekirdek ailem." Dedi cıvıldayan sesiyle. Babası her zaman okuduğu gazeteyi masanın kenarına iliştirerek tek evladına göz kırpıp başını sağa sola salladı.

"Sana da günaydın güzel kızım. Bu gün sanki biraz geç kalktık gibi?" Önünde duran tabaktan bir tane salatalık dilimini alıp ısırdı ardından babasının arkasını işaret edip sorusunu cevaplamaya başladı.

Hüzün Kokulu PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin