50.BÖLÜM

35.9K 2K 430
                                    

PAPATYALARIM BEN GELDİM BUNDAN SONRA BÖLÜMLERİ NE ZAMAN BİTİRİRSEM O ZAMAN YAYINLAYACAĞIM CUMA GÜNÜNÜ BEKLEMEYECEĞİM.ŞİMDİDEN ANLAYIŞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.BU BÖLÜM SANA ELİ HEMEN YILDIZA GİDEN VE KLAVYEDE GEZEN TATLIŞ OKUYUCUMA GELSİN...

İYİ OKUMALAR;

Aygen asansörden çıkan ve ona gülerek bakan adamın açtığı kollara koşarak atladı.Neredeyse iki yıldır görmemişti genç adamı.Özlem öyle ağır basmıştı ki çocukluğunu yakalayıp hasret gideriyormuş gibi sımsıkı sarıldı.Aynı şekilde oda karşılık almıştı.Tolga onu yakaladığı gibi etrafında döndermişti.

"Hayırsız iki sene...iki koca sene sensiz geçti.Ne çok özledim seni haberin var mı?"Dünya durmuş sadece o ve Tolga vardı.Gözleri dolmuştu.Ağabeyi yerine koyduğu adam daha doğrusu süt kardeşi şimdi yanındaydı.

"Dur bakayım prenses sen ağlıyor musun yoksa?"Ayakları yere basan Aygen bakışlarını hemen kaçırdı.

"Birazcık duygulandım olamaz mı?"    

"Bu kadar özlediğini bilseydim daha önce gelirdim prenses."

"Tabi canım çok hayırlıyız.Ne bir telefon ne bir adres veren adam söylüyor bunları gel de inan."Diyen Elçine dönen süt kardeşler nihayet diğerlerin varlığını hatırlamışlardı.

"Hoş buldum Elçin."

"Hop imada bulunacak biri varsa oda bizleriz."Komik bir sessizlik oldu ve üçü de kahkaha atmaya başladı.Öyle yakın arkadaşlardı ki bir birlerine küs dahi kalamıyorlardı.Elçinde en az Aygen kadar arkadaşını özlemişti.

"Çok özledik seni."Dediğinde arkasından gelen öksürük sesiyle birden irkildi.Onlarla beraber asansörü Fatih,Yusuf Yılmazların yanı sıra Gamzede bekliyordu.Gülerek arkasını döndü fakat karşılaştığı yüz ile Tolgayı tanıtma isteği tamamen kaçmıştı.Çünkü iki Yılmazlar erkeği Tolgayı öldürecek gibi bakıyordu.Gamze ise sadece tebessümle izliyordu onları zira Tolganın kim olduğunu Aygen'le geçirdiği zaman zarfında öğrenmişti.Yine bir sessizlik oluştu bu sefer tamamen buz gibi ve aşırı gerilimliydi.Aygen koluyla onu saran adama baktı ilk ve onun bakışlarını takip edip karşısında yüzü şekilden şekle giren adamla göz göze geldi.O an gülümsemesi yüzünde soldu.Kocasının öfkesinde nasibini alan biri olarak ne yapabileceğini biliyordu.Gerçi ona dokunmasına asla izin vermezdi.O Aygen'in süt kardeşiydi.Geçmişi gibi geleceğinde var olacak değerli insanlardan bir tanesiydi.

"Eee beni bu beylerle tanıştırmayacak mısınız?"Tolga'nın Aygen'den önce davranması onu biraz gerse de hemen toparlanıp konuşmaya başladı.

"Tabi...Tolga,Meryem ablanın Oğlu.Bu beylerde."Dediğinde kocası konuşmasını bölüp çoktan elini uzatarak kendisini tanıtmaya başladı. 

"Ben Yusuf Yılmazlar,bu güzel hanımefendinin eşiyim."Kendisini oldukça sıcak bir şekilde tanıtmıştı kocası.Aygen o karman çorman yüz ifadesinden düzgün bir şeyler çıkacağını sanmazken kocası onu yine yanıltmıştı.Gülüyordu.Oldukça centilmen bir üslupla yaklaşmıştı üstelik.Bu da yetmezmiş gibi Tolga'nın elini sıktıktan sonra Aygen'i kendisine çekip saçlarına öpücük kondurmuştu.Hoşlanmıyordu bu yersiz dokunuşlarından ama Tolga ailesinden olduğu için yanında fevri davranmaktan da kaçınmış,itmemişti.Kısaca mutluluk oyunu oynamaya devam etmişti.

"Ben de Fatih Yılmazlar,Elçin'in sözlüsüyüm."İşte bu beklenmedikti.Tolga yeni tanıştığı kişinin adını öğrenirken Elçinle olan bağlantısını duyduğunda şaşkınlıkla gözleri açıldı.Diğerlerinin durumu şaşkınlıktan da öteydi.Hiç biri bu itirafı beklemiyordu.Bahsi geçen sözlü meselesi büyüklerin kendi aralarında Elçini benimsemelerinde kaynaklanırken Fatih'in ortaya böyle bir laf atması herkesi şok etmişti.Üstelik bir vaat yada ortada evlilik teklifi bile yokken.Arkadaşına  baktığında öfkeyle dudaklarını kemirdiğini gördü.

Hüzün Kokulu PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin