CANLAAAAAAAR....
İYİ OKUMALAR;
O gözleri hala unutamıyor küçük kahramanını kreşe bıraktığından bu yana içindeki burukluğu bir türlü atamıyordu.Değil bir kaç aydır yıllardır yanında kalmış gibi hatta daha fazlasını hissettiği o ufaklık onda bambaşka duygular uyandırıyordu.Kıyamamıştı ama mecbur olduğu için bir yerden başlamalıydı da.Sabah maaile kreşe Yiğit'i bırakmak üzere gitmiş biraz gurur birazda endişenin sancısıyla evin en küçüğünün yanında olmayı seçmişlerdi.Aygen geçen sefer yaptıkları ziyarette Yiğit'in etrafı alıcı gözlerle incelemesini iyiye yormuştu ama kreşe adım atar atmaz durumun sandığı gibi olmadığını anlaması uzun sürmemişti.Sınıfının önüne geldiğinde Aygen'in bacaklarına yapışmış başını gitmek istemediğine dair sallayıp endişeli gözlerle ona bakmıştı küçüğü.O an ne yapacağını bilememişti.Konuşmayı denediyse de çok başarılı olamadığı gibi ağlamaklı gözlerine bakıp yeter gidiyoruz dememek için kendini zor tutmuştu.Taki kocası araya girene kadar.Ondan beklenmedik bir konuşma yapmış oğlunu ikna etmeyi başarmıştı.Yaşanan bu olay karşısında ilk şaşırmış ardından küçük kahramanının öğretmeni eşliğinde girdiği sınıfta ne kadar eğlendiğini görünce oldukça sevinmişti.Gerçi bu süreç bir kaç ders almış onu sınıf kapısının önünde beklemişlerdi ama yinede değmişti.Kocası olası bir durumda öğretmene hemen aramasını sıkı sıkı tembihlemiş ardından almak için kendilerinin geleceğini söyleyerek kreşten ayrılmışlardı.İdris bey ve Zeynep hanım evin yolunu tutarken Aygen kocası ile şirkete geçmişti.İkinci kez geldiği şirketin görkemli binasına yüzünü ekşiterek baktı.Artık çalışmaya başlayacak, akşamları bile zor tahammül ettiği suratı günün her anında görecek bununla da kalmayacak üstüne bahsi geçen projenin çizim aşaması için ekip arkadaşlarını toplayacaktı.Arabadan iner inmez önden giden kocasına ve hemen etrafı saran koruma ordusuna baktı.Tıpkı Bedri gibi onlarda takım elbise giymiş uzun boylu kalıplı adamlardı ve bir kaç gün önce aklını kurcalayan soruyu beklemeden dile getirdi.
"Senin bu ağabeyin mafya mı?"Dediğinde Bedri yürümeyi kesip Aygen'in yüzüne baktı.Ciddi olup olmadığını anlamak ister gibiydi ve ardından kopardığı kahkahası ile Yusuf ağabeyi dahil herkesin dikkatini çekti.Tabi gülmesi ağabeyinin çatık kaşları ile ona dönmesiyle ardından silinmişti ama yinede yanında yürüyen yengesine tebessümle karşılık verdi.
"Bedri bence hiç komik değil ben şaka yapmadım."
"Özür dilerim yenge ama böyle bir kanıya nasıl vardın hiç bilemiyorum."Deyip Aygen'i dumur ederken hala aynı yüz ifadesi ile başını sağa sola sallıyordu.Yanındaki kızın bozulduğundan ve günlerdir bu düşüncenin aklını kurcaladığından bi haberdi.Aygen işaret parmağının havaya kaldırıp kocası ve arkasındaki adamları işaret etti.
"O zaman bu kadar adama ne gerek var?Birde kıyafetlerine baksana aynı şekilde sende öylesin hatta benim yanımda bile."
"Sırf bu yüzden mi yani kıyafetlerimiz mi seni bu düşünceye sevk etti."
"Hayır tabi ki patronun mu ağabeyin mi her ne haltsa onun sert mizacı ve acımasız oluşu da böyle düşünmeye itiyor beni."Aygen'in bu sözleri üzerine Bedrinin gülen yüzü bir anda düştü.Onun neden bahsettiğini çok iyi anlamıştı.Balayına çıktıklarında ağabeyinin yaptıkları ve Aygen'in kanlar içerisindeki halini hala dün gibi hatırlıyordu.Oda ön yargıyla yaklaşmıştı ilk başlarda yengesine.Ağabeyinin yıllar önce yüreğinde fırtınalar kopmuş ve o sıcacık adamın yerini buz kütlesi almıştı.Onun başından geçenlerin en yakın şahidiydi.Toparlanması yıllarını almıştı.Aygen yengesi geldiğinde ise neden evlendiği ve o parayı kabul edip ağabeyine evet demesi onunda midesini bulandırmıştı.Fakat yanılmıştı.Ne ağabeyinin nede onun düşündüğü gibi çıkmıştı yanında kendinden emin adımlarla yürüyen kız.Bedri Yusuf yılmazları sağ koluydu genç yaşına rağmen eli kolu uzundu ve istediği bilgilere en kısa zamanda ulaşabiliyordu.Tıpkı eski karısının şu an nerede kiminle ne yaptığı gibi.Aygen'inde kim olduğuna dair kısa bir araştırma daha sonra bırakarak gözlemlemeyi tercih etmişti.O sayfaları açık kocaman harflerle yazılmış bir kitap gibiydi.İyi merhametli ve anlayışlı.Birazda inatçı tamda toprağının kadınları gibi.Yaşadığı lüks hayat onu bozmamış aksine daha mütevazi yapmıştı.Mesela çoğu kez onunla dışarı çıkmasına rağmen kendi için çantalar dolusu alışveriş yapmak yerine Yiğit'in hoşuna gidecek şeyleri alıyordu.Yada o yuvadaki çocukları mutlu edecek oyuncaklar.Bedrinin ayriyeten hoşlandığı hususlardan biride buydu.Çocuk sevgisi.Ağabeyinin eski eşinin acımadan bıraktığı çocuğa hiç düşünmeden annelik yapması bununla da kalmayıp onu konuşturmak için olmadık çabalara girmesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Kokulu Papatya
General FictionEliyle biraz sonra evleneceği kızın çenesini kavrayıp yerde olan gözlerini,gözlerine sabitledi.Tamamen duygudan yoksun buz gibi bakışlarını önce çehresinde dolandırdı,ardından konuşmaya başladı. "Biliyor musun beyazlar içindesin ama ben sende değil...