"Hanımlar bence bu kadar yeter izninizle karımı kaçırmak istiyorum."Aygen henüz ne yapacağı konusunda muallakta kalmışken onun imdadına kocası yetişmişti.Düştüğü bu durumun müsebbibi onu oltaya yem gibi bırakan adam.Dişlerini sıktı.Kızmakla minnettarlık arasında ince bir çizgide duruyordu.Gerçi tepki vermesi onun için dezavantajdı.Kocasına uyum sağlamak ise şimdilik bir kurtuluştu.En azından düşünmeye ve arkadaşıyla nasıl bir konuşma yapacağına dair fikir yürütebilirdi.O bu düşüncelere dalmışken onu kendine getiren evin kadınlarından gelen itiraz sesleri olmuştu.Hemen oturduğu yerden doğruldu ve ne planladığını bilmediği kocasının yanına hızla geçti.
"Uy uşağum arkadaşuyla bir konişsun ondan sonra gidersunuz."
"Karımın arkadaşıyla konuşması sonraya da kalabilir babaannem.Bugün ki planımız biraz daha gecikirsek iptal etmek zorunda kalacağım ve ben yaptığım onca hazırlığın heba olmasını istemiyorum."Deyip kocası elini uzattı.Meryem hanım ve küçük gelini durumdan hoşnut olmazken onları gülerek yolcu etmeye hazır olan kayın validesi oldukça memnundu.Aygen hiç tereddüt etmeden yakaladı elin onu çıkışa doğru sürüklemesine izin verdi.Onları kapıda Elif bekliyordu.Aygen onun elinde tuttuğu kabanı ve çantasını görünce biraz afalladı.
"Elif dediklerimi halletiniz mi?"
"Evet Yusuf ağabey.Yiğitte hazır arabada sizi bekliyor."
"Tamam yardımın için sağ ol."Aygen kabanı ve ayakkabısını giyerken kendisini ikiliyi dinlerken buldu.Aklına takılan ise kocasının onu kurtarmaktan daha fazlasını hedeflemiş olmasıydı.
"Ne hazırlığı,nereye gidiyoruz ve benim neden şimdi haberim oluyor."Sesinde öfke değil sadece merak vardı.Şimdilik bu evden çıkması bile yeterken daha fazlasını beklemiyordu.
"Hmm oysa daha önce konuşmuştuk.Yakamoz ve ufak bir deniz turu."
"Ah o mu?Tamam şimdi hatırladım.Yalnız bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemiştim."Bu sözlerine karşın kocasının dudakları yana kıvrılmış göz kırparak ona bir adım yaklaşmıştı.
"Zaman kısıtlı ve benim seninle yapmak istediğim çok şey var.Hadi bizim ufaklığı daha fazla bekletmeyelim."Aygen biraz yana kayıp biraz ilerideki arabaya baktı.Yusuf dedeleri arka kapıya doğru eğilmiş gülerek konuşuyordu.Önünde duran basamağı inip onları tebessümle izleyen kıza döndü.
"Sonra görüşürüz Elifciğim."
"İyi eğlenceler."Arabayla arasındaki mesafeyi hızlıca katedip konuşan beylere yaklaştı.
"Kizun başundan aşayular.Ha bir birakun da hemencecuk olacak işmudur."
"Dede sana güveniyorum.Bugün bizi idare et."
"Sen merak etma iyice eylanun."Kocası arabayı açıp şoför koltuğuna yerleşirken Aygen'de onun için kapıyı açan Yusuf dedelerine döndü.Çok fazla sohbet etme fırsatı yakalayamadığı ve ona oldukça samimi davranan adama mahcupça baktı.
"Sizde bizimle gelseydiniz.Böyle olmadı sanki?"
"Yok kizum siz güzelce eylanun.Bende içerudaki riv rivcileru susturmanun yolunu bulayum."
"Onlar amaçladıkları hedefe ulaşmadıkları sürece susacak gibi durmuyorlar.Bence siz teklifimi bir kez daha düşünün."
"Haklisun kurdun önüna kuzuyu bırakacuğuk artuk ama ben aluşkunum hallederum evelallah.Hadi hadi sizde çok geç kalmayun."Yusuf dedesi itiraz etmesine fırsat vermeden onu tebessümle açtığı arabaya bindirdi. Kapıyı kapatmadan eğilip torununa dikkatli olması konusunda kısa bir nasihat verdi ve konuşmasını kesmeden önce Aygen'le Yiğit'i işaret ederek 'bu ikisi kıymetlim sende öyle onları gözünden sakın,sakla,koru.'Dediğinde kocasının cevabı da gecikmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Kokulu Papatya
General FictionEliyle biraz sonra evleneceği kızın çenesini kavrayıp yerde olan gözlerini,gözlerine sabitledi.Tamamen duygudan yoksun buz gibi bakışlarını önce çehresinde dolandırdı,ardından konuşmaya başladı. "Biliyor musun beyazlar içindesin ama ben sende değil...