İYİ OKUMALAR;
"Hadi ama Aygen boş ver düşünmeyi alışmış olman lazım senin bu dengesiz herifin yaptıklarına?"Söyleyen sanki kendine yapılanları kabul ediyormuş gibi yorum yapınca Aygen istem dışı gülüp başını sağa sola salladı.
"Elçin üç senedir sen değil misin şikayet edip duran,şimdi karşıma geçip de şu aptal adamı savunup durma bana!"Elçin karşısındaki kızın ne denli sinirlendiğini gözlerinden geçen öfkenin yanı sıra kurduğu cümleden de anlıyordu.Arkadaşı çok kızmadığı yada öfkelenmediği taktirde küfür değil hakaret edecek kelimeleri bile kullanmazdı.Elçin söylediklerini şöyle bir düşünerek ne kadar büyük bir hata yaptığını anladı_Onur beyi bir nevi savunmuştu değil mi?Gözlerini kocaman açarak;
"Ay öyle yapmadığımı,benim öyle bir hataya düşmediğimi söyle!"Gülse mi ağlasa mı bilemedi.Sinirleri iyice bozulmuştu Aygen'in.
"Neyse ben duymamazlıktan geliyor,asrın hatası olarak saydığım kelimelerini beynimden tamamen siliyorum."İkili gülerken iki şirketin patronlarıda toplantı odasını terk etmeye başlamışlardı.Aygen giden beylerin arkasından bakarken hala öfkesi tazeliğini koruyordu.Masadaki dosyaları toplayan kıza bakıp Elçinin kolundan çekiştirdi.
"Yürü hadi Gamzeye şunları toplamasında yardımcı olalım sonrada yemeğe çıkalım ben çok acıktım.Sabah stresten bir şeyde yiyemedim zaten."Dediğinde yemek yemeyi hayatın felsefesi edinen arkadaşının parlayan gözlerine bakıp gülmeye başladı.Bu kız midesinde kurt kolonisiyle doğmuştu kesin.Hani şu her şeyi yeyip yeyip kilo almayan tipler var ya Elçin tamda o gruba giriyordu.Gerçi yaptığı spor ve sabah koşuları da buna etkendi.
"Neşen yerine geldi bakıyorum da."Bir yandan konuşup bir yandan masadakileri ellerine almaya başladılar.
"Nasıl olmaz şimdi gideceğim ve marine edilmiş eti ızgarada kızartıp önüme koyma_"Bu sözler aç midesini dahada şahlandırmış biran önce şirketten çıkmak o lezzete kendide bakmak için sabırsızlanıyordu.Daha fazla dayanamayıp Elçinin lafını ağzı sulanarak böldü.
"Üff sus Elçin ağzımın suyu yerdeki döşemeyi kabartacak."Kızlar dosya toplama işini bitirdiklerinde toplantı odasından geldikleri gibi beraber çıkmışlardı.Şirket koridorlarında yürürken bir yandan gülüp bir yandan ne yiyeceklerini tartışırken Onur beyin Aygen'e seslenmesi ile oldukları yerden dönüp patronlarına baktılar.
"Aygen odama kadar gelebilir misin?"Onur bey dönüp odasına girdiğinde üç kız ne iş der gibi. bir birine baktı.
"Ne diye çağırıyor bu şimdi seni?"Kızlar memnun olamamış gibi yüzlerini asarken Aygen kucağındaki dosyaları Elçinin ellerine bıraktı.
"Bilemem gidip öğreniriz şimdi.Sizde ellerinizdekileri bırakın ben gelince hemen çıkarız."Deyip onları arkalarında bırakarak Onur beyin odasına girdi.Tek olduğunu sandığı patronunu Savaş beyle otururken görünce önce bir şaşırdı ardından hemen toparlanarak beylere doğru yürümeye başladı.Karşısındaki kızın gelişini izleyen beylerin biri işindeki başarısına diğeri ise güzelliğine hayran bakışlar atıyordu.İki centilmen erkek ayağa kalkıp Aygen'in şık bir o kadar da pahalıyım diye bağıran koltuğa oturmasını beklediler.
"Buyurun Aygen hanım!"Başıyla karşısındaki temiz gülüşe karşılık verip oturduğunda beylerde beklemeden yerlerini aldı.İşin doğrusu neden çağrıldığı hakkında hiç bir fikri yoktu.Endişe duymasını gerektirecek sebepte yoktu zira şu an karşısındaki beyler yüzüne tebessümle bakıyordu.Daha fazla dayanamayıp;"Bir sorun mu var Onur bey,Savaş bey?"Dedi her ihtimale karşın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Kokulu Papatya
General FictionEliyle biraz sonra evleneceği kızın çenesini kavrayıp yerde olan gözlerini,gözlerine sabitledi.Tamamen duygudan yoksun buz gibi bakışlarını önce çehresinde dolandırdı,ardından konuşmaya başladı. "Biliyor musun beyazlar içindesin ama ben sende değil...