PAPATYALARIM BEN GELDİM...SANIRIM İÇİNİZDE HALA 45.BÖLÜMÜ OKUMAYAN OKUYUCULARIM VAR...BU HUSUSTA YORUMLAR ALIYORUM...NEYSE UMARIM BU BÖLÜMÜ HERKES OKUYABİLİR VE AYRICA YARIN SINAVA GİRECEK TÜN ARKADAŞLARA BAŞARILAR DİLİYORUM...ALLAH ZİHİN AÇIKLIĞI VERSİN EMEKLERİNİZİN KARŞILIĞINI UMARIM ALIRSINIZ...BİRDE BANA BU GÜZEL KAPAĞI YAPAN bsudee TEŞEKKÜR EDERİM...
Aptal değildi.Kocasının ısrarını ve ne demek istediğini anlıyordu.Karşılık olarak sadece tebessüm edip ses tonunu oldukça yumuşak tuttu.Zira en son tartıştıklarında küçüğü etkilenmişti ve bu konuda kendi kendine söz vermişti.Kesinlikle onun yanında tartışmayacaktı.Yiğit'e bardağını uzatıp sütünü bitirmesi için yardımcı oldu.Daha sonra sarı saçlarını okşayıp alnına sıcak bir öpücük kondurdu.
"Bir tanem hadi büyük babaanne ile büyük dedenin yanına geç sen."
"Büyük dedem beni kujulaya götüysün mü?"
"Bu gün değil yeni yıkandın ve hasta olabilirsin ama istersen boyama kitaplarına bakabilir benim için kırmızı bir araba boyaya bilirsin."
"Ama kıymıjı kalemim küjüjük kaldı."Yiğit eliyle kalemin ebatını gösterdiğinde Aygen her zaman olduğu gibi sevimliliğine gülmeden edemedi.
"Öyle mi?Hemen babaanneni arayıp gelirken yenilerini almasını isteyelim o zaman."Biraz önceki konuşma şimdilik ertelenmiş ilginin odağı değişmemişti.Bakışlarını küçüğünden alıp kocasına çevirdi.Öfkesini saklayan onun gibi oğlunu düşünüp sakinliği seçen adama...
"Telefonum yanımda değil Zeynep anneyi arayabilir misin?"Kocası sadece başıyla onaylayıp aynı sessizlikte telefonu Yiğit'e uzattığında Aygen biraz daha küçüğüne sokuldu. Numarayı tuşlamak için eli ekranda kaydığında ise önüne çıkan görüntü ile bir an afalladı. Kocasının ne ara çektiğini bilemediği karede Yiğit ve kendisinin uyurken halleri vardı.Aygen şaşırdığı görüntüye ne tepki vereceğini bilemedi ve hemen numaraların olduğu bölüme girdi.Hızlıca kayın validesinin ismini bulup tuşladı ve daha sonra kocasına kirpiklerinin altından baktı.Yüzü donuktu.Onun resmi gördüğüne emin olmasına rağmen hiç bir tepki vermemiş oluşu aklına başka soruları getiriyordu.Görmesini mi istiyordu yoksa umursamamasının nedeni evliliği ile ilgili olan düşüncesi mi karar verememişti.Her şey sarpa sarıyordu.Aygen'in olmak istediği nokta bu değildi.Bu adamın kendisine duygular beslemesini ve bu evliliği sürdürmesini istemiyordu.Dişlerini sıktı.Her ne kadar Trabzon'u,Yılmazlar ailesinin tüm bireylerini sevse de böyle zamanlarda bir an önce İstanbul'a dönmek istiyordu.
"Tamam babaannejiği göyüşüyüj"Aygen Yiğit'in yüksek çıkan sesine daldığı düşüncelerden sıyrılıp telefonu kapatarak babasına uzatışını karışık duygularla izledi.
"Hadi bakalım şimdi doğruca salona.Bana tüm renkler olduğu bir araba boyamanı istiyorum."Deyip yerinden doğruldu ve Yiğit'ide yerinden kaldırarak kapıya kadar götürdü.
"Beş yenk yapayım mı?"
"Evet içinde yeşil ve pembede olsun lütfen."
"Kıj ayabası olsun o jaman."
"Hı hı kız arabası olsun."Yiğit mutfaktan uzaklaşırken Aygen o salon kapısından içeri girene kadar peşinden baktı.Bir müddet orada öylece dikilmeyi seçip hala aynı yerinde duran adamla ne konuşması gerektiğini düşünmeye başladı.Ömründe bu kadar ısrarcı bir adam görmemişti.Üstelik davranışları onu ikna etmek yerine daha çok sinir ediyordu.Hiç bir şey olmamış gibi davranmayı yada onu bu kadar kolay affetmesini bekliyorsa dünyanın en büyük hatasını yapıyordu.Tamam kabul ediyordu eli artık eski haline neredeyse dönmüştü.Her iki fizyoterapisti işinin ehli çıktığı için ve buna Aygen'in azmi katılınca oldukça gelişme göstermişti.Vücuttaki yaralar bir şekilde kapanıyordu ya dil yarası onca sarf edilen sözler...Aklına her geldiğinde sarsılıyor öfke nöbeti geçiriyordu.Oysa en başından sadece anlayış gösterseydi kocası belki şimdi sevgili olur ayrılık değil gelecekle ilgili güzel hayaller kuruyor olurlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Kokulu Papatya
General FictionEliyle biraz sonra evleneceği kızın çenesini kavrayıp yerde olan gözlerini,gözlerine sabitledi.Tamamen duygudan yoksun buz gibi bakışlarını önce çehresinde dolandırdı,ardından konuşmaya başladı. "Biliyor musun beyazlar içindesin ama ben sende değil...