Ragnarok (Boyut Kırılması)

14. BÖLÜM

Mete, titreyen sesiyle "EJDERHA RUHU UYAN!!" dedi. Bedeni titredi ve büyümeye başladı. Boyu uzadı, kolları ve bacakları uzadı, bedeni iyice irileşti. Bütün bedenini karanlık bir sis kapladı. Karanlık sis, Mete'nin ağzından ve burnundan bedenine giriyordu. Sis azaldıkça, Mete'nin zarif zırhı ve karanlık yüzü ortaya çıktı. Elinde Buz Kılıcı yerine Karanlık Kılıcı vardı. Rakibi güçlü olduğu için Buz kılıcı yerine Karanlık kılıcını seçmişti.

Karanlık kılıç, Buz kılıcına göre daha fazla ruh enerjisi tüketiyordu. Böylelikle daha kısa zamanda gücünü tüketiyor ve savaşını senin için daha zor bir hale getiriyordu. Bir zamandan sonra gücün tamamen azalıyor ve kolunu kaldıracak halin bile kalmıyordu. Eğer ruh enerjini tamamen bitirirsen, bedenin tamamen işlevini kaybediyor, düz kasların ve kalp kasın çalışmayı bırakıyor ve beyin ölümü gerçekleşiyordu. Bir nevi ölümle aynı anlama geliyordu. Tarihte birçok güçlü savaşçı kendini kaybedip ruh enerjisini bitirip öldüğü bilinir. Mete bunu tam olarak bilmese bile hissedebiliyordu. Aynı kanının hepsi akarsa öleceğini bilmek gibi...

Mete kılıcını toprağa saplayarak, topraktan kılıca doğru siyah enerji akmaya başladı. Siyah enerji, kılıcı sarıyor, kılıçtan Mete'nin bedenine dağılıyordu.

Rasa, normal olan elini gökyüzüne doğru kaldırdı. İçinden birkaç sözcük söyledi ve elinde bir kırmızı top oluştu. Kırmızı renkteki enerji topu, etrafındaki ruh enerjisine kendine doğru çekiyordu. Enerji çekilirken, kırmızı toz halinde ateş topunun etrafında dönüyor ve içine doğru çekiliyordu.

Kısa zaman içinde ikisi de gerekli enerjiyi toplamıştı. Mete'nin bedenini siyah bir duman sarmıştı. Yüzünde iki tane göz şeklinde kırmızı nokta parlıyordu. Mete kılıcını kaldırıp omzuna dayadı. Rasa'nın etrafında birkaç tane ateş topu belli bir yörüngede dönüyordu. Ateş topları, güneş gibi koyu kırmızıydı. Rasa'nın tüylenmiş pençeli kolundaki tüyler koyu griden kırmızıya dönmeye başladı. Pençeleri siyaha dönmeye ve uzamaya başladı.

Mete, açıkça Rasa'yı küçümsemekteydi. Ne kadar güçlü olsa da kendisi karanlık enerji kullanıyordu. Karanlık enerji, bütün enerji türlerinden daha tehlikeliydi. Çünkü daha saldırgan ve daha güçlüydü. Mete, kılıcını omzuna dayamış, Rasa'nın gözlerini açmasını bekliyordu. Rasa büyücü olduğu için enerji çekmesi Mete'den daha yavaştı. Büyük büyücüler savaştan günler öncesinden enerji çekmeye başlar, ancak iki üç günde enerjisini doldururlardı.

Ruh enerjisi kan içinde birikirdi. Kanla birlikte vücuda dağılır ve bedeni güçlendirirdi. Ruh enerji kapasitesini arttırmak için büyücüler sürekli meditasyon yaparken, savaşçılar ve suikastçılar bedenlerini geliştirerek damarlarını genişletir ve daha fazla enerji alabilirlerdi. Beden eğitimi sırasında beden istemsizce her nefeste daha fazla enerji hapseder ve defalarca kullanırdı. Aynı zamanda kan, zamanla daha fazla enerji depolar ve zamanla kanın çoğu enerjiden oluşurdu. Böylelikle organlar daha da gençleşir ve ömrü büyük oranda artırırdı.

Rasa yavaşça gözlerini açtı, gözleri kırmızıdan mora dönüyordu. Bakışları eskisinden daha sert ve korkunçtu. Mete, kılıcını omzundan indirerek gardını aldı. Rasa'yı küçümsemekle büyük bir hata yaptığını anlamıştı. Rasa, yeryüzüne inmiş yıkım tanrısı gibi görünüyordu. Etrafında dönen ateş toplarının ısısı Mete'ye kadar ulaşıyordu.

İlk saldıran Mete olmuştu. Şu an Rasa, eski tatlılığını kaybetmiş, şeytani bir varlığa dönmüştü.

Mete, kılıcını gökyüzüne kaldırarak kükredi.

"KAOSUN KARANLIK SİSİ!"

Mete'nin sesi güçlü çıkmıştı. Gökyüzünden inen siyah ateş topu yeşil toprağın üzerine düştü. Toprak kurumaya başladı. Etrafı saran sis, Mete'ye güç verirken, Rasa'nın gücünü azaltıyordu. Mete, bir kez daha kendinden emin bir şekilde kılıcını sıkıca tutup saldırmak için hazırlandı. Her tarafı siyah bir sis kaplamıştı. Mete, siyah sisin içinde zar zor görünüyordu. Rasa, etrafında dönen ateş toplarından bir tanesini tutup havaya bıraktı. Havada asılı kalan ateş topu, siyah dumanı içine çekip yok oldu. Mete, tekrar Rasa'nın ne kadar güçlü olduğunu anlamıştı. İkisi de birbirlerinin gücünü denemişti.