Günler kartalın kanat çırpışı gibi hızlı geçerken, Mete her gün biraz daha öğrenmeye, biraz daha güçlenmeye başladı. Geçmeyen sabahlar ve uzun gecelerin ardından bedeninde, kanında akan gücün, ruh enerjisinin yoğunluğu biraz daha arttı. Her gün eğitimler biraz daha zorlaşıyordu. Yamtar, Mete'ye birçok dövüş tekniği daha öğretmişti.
...
Yamtar'ın sert sesi bir kez daha Mete'nin kulaklarında patladı.
"BUGÜN ÖĞRENECEĞİN TEKNİK, DÖVÜŞ TEKNİĞİNDEN DAHA ÇOK SİLAH TEKNİĞİDİR... BEDENİNİ BİR SİLAH GİBİ, BİR BIÇAK GİBİ KULLANMAYI ÖĞRENECEKSİN. BUGÜN İLK ÖĞRENECEĞİN STİLİN İSMİ 'KESKİN PENÇE' STİLİ. BU STİLİN USTASI TAM OLARAK BİLİNMEMEKTEDİR. BAZI DÖVÜŞ USTALARININ BU STİLDEN HABERİ BİLE OLMAYABİLİR. AÇIKLAMA BİTTİYSE EĞİTİME BAŞLAYABİLİRİZ. BÖYLE BİR TEKNİĞİ ANLATARAK HİÇBİR ŞEY ÖĞRENEMEZSİN. ÖNCELİKLE GÖSTERMELİYİM."
Yamtar'ın cümlesi bittiği anda, Yamtar göz önünden kayboldu. Mete can kulağıyla Yamtar'ı dinlerken, Yamtar'ın yok olması Mete'yi şoka uğrattı. Koca cüsseli adam sanki görünmez olmuştu.
Mete etrafına bakınarak Yamtar'ı ararken, bir anda göğsünde bir sızı hissetti. Bir anda gözleri açıldı. Koca Yamtar önündeydi ve göğsünden kanlar akıyordu.
Yamtar'ın iri eli, Mete'nin göğsünün içindeydi. Mete'nin göğsünde kocaman bir delik vardı.
Yamtar hızlıca elini çekti. Elini Mete'nin göğsünden çekerken et parçaları da beraberinde çıkıyordu. Mete, kütük gibi yere devrildi. Gözleri kanlanmaya başladı. Birkaç kez kan kustu. Hâlâ şaşkınlıkla gözleri açıktı. Vücudu bir anda öyle halsizleşmişti ki çektiği güçlü acıya karşı koyacak gücü bile yoktu.
Mete yavaşça başını kaldırıp göğsündeki deliğe baktı. Midesi bulanmaya başladı. Ufak kalbinin yavaş atışını bile görebiliyordu.
Mete tekrar başını yere koydu. Boğazından tırmanan kanı bir kez daha kusup hareket etmeden gökyüzüne baktı. Gözlerinde ölümün korkusu vardı. Konuşmaya, inlemeye bile gücü yetmiyordu.
Bu anda göğsünde bir kez daha bir şey hissetti. Tekrar kafasını kaldırıp baktığında, göğsünün üzerinde kocaman bir yaprak gördü. Mor renkli yaprak göğsündeki yaradan bile büyüktü. Göğsüne değdiği anda sülük gibi bedenine yapışmıştı. Yaprağın damarlarından sürekli bir şeyler hareket edip Mete'nin bedenine akıyordu.
Yaprak sayesinde Mete'nin göğsündeki kanama durdu. Bedeninin yavaşça güçlendiğini hissedebiliyordu.
Bu arada kapanan kulakları tekrar açılmaya, Yamtar'ın sesini duymaya başladı.
"YAPIŞKAN AĞACININ YAPRAKLARI, ÇOĞUNLUKLA YARALANAN ASKERLER İÇİN KULLANILIR. YARAYA YAPIŞARAK HEM DIŞ ORTAMA KAN AKIŞINI ENGELLER HEM DE İYİLEŞME SÜRESİNİ AZALTIR.
UMARIM TEKNİĞİN NASIL UYGULANDIĞINI ANLAMIŞINDIR... RUH ENERJİSİ, VÜCUDUN UZUVLARINDA YOĞUNLAŞTIRILIP BIÇAK GİBİ SİVRİLEŞTİRİLİR. ELLERDE VE BACAKLARDA GÖRÜNMEYEN PENÇELER OLUŞUR. AYNI ZAMANDA BEDENE GÜÇLÜ ÇEKİLEN OKSİJEN, BÖBREK BEZLERİNE VE BEYNE BASKI YAPARAK ADRENALİN HORMONUNUN BOLCA SALGILANMASINI SAĞLAR. BÖYLECE HIZIN VE GÖZLEM YETENEĞİNİN EN ÜST SEVİYEYE ULAŞIR. BİR KARINCANIN YÜRÜME SESİNİ BİLE DUYABİLİR, KİLOMETRELERCE UZAKTA UÇAN BİR GÜVERCİNİ BİLE GÖRMEYE BAŞLARSIN. İLERLEYEN SEVİYELERDE GÖZ VE KULAK KASLARI GİBİ UZUV KASLARI DA GELİŞİR VE HEM GÜÇ HEM DE HIZ OLARAK GELİŞİRSİN. GÜÇ OLARAK FAZLA ETKİ ETMESE DE HIZDA MUAZZAM ARTIŞ GÖSTERİR VE VURDUĞUN DARBELER DAHA ETKİLİ VE GÜÇLÜ OLUR."
Yamtar konuşurken, Mete gözleri kapalı bir şekilde yerde uzanmış vaziyette duruyordu. Yamtar bir süre sonra durup Mete'ye bakmaya başladı.
" ÖLDÜN MÜ ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ragnarok (Boyut Kırılması)
FantasiOn yaşında, Ulu Ata tarafından farklı bir boyuta ışınlanan Mete, kendi isteğiyle Ulu Ata'nın eğitimini kabul eder. Bu dünyada, en büyük eğiticilerden biri olan ve aynı zamanda Ulu Ata'nın öğrencisi olan Yamtar ve İzabella, Mete'nin eğitimini üstlen...