AÇIK MASA TOPLANTISI

374 33 10
                                    

(Zamanında yazmışım yapacak bir şey yok. Diğer Açık Masa Toplantısı da Açlık Çekenler içindedir. Okumak isterseniz bakabilirsiniz.)



Oval bir sahnenin etrafına dizilen tek kişilik sandalyelerin üzerinde oturan birkaç kişi bıkkın gözleriyle sahneyi süzerken sonunda dalgın gözlerinin alıştığı kırmızı perde yavaş yavaş açılmaya başladı. Perde duraksayarak açılırken kalın kırmızı perdenin ardında görülen kırk yaşlarındaki uzun saçlı top sakallı adam elini karnında tutarak eğildi. Seyirciler hâlâ dalgın bakışlarıyla bu adamı süzüyorlardı. Üzerinde siyah bir takım olmasına rağmen ellerindeki beyaz deri eldivenler ısrarla göze batıyordu. Fakat adamın göze batan en önemli yeri dişleriydi. Gülümserken çarpık ve sararmış dişleri seyircilerin gözlerini kanatmaya yetiyordu. Adamın kötü görünüşüne rağmen giydiği kıyafet çok absürttü. Birkaç seyirci kendi arasında fısıldaşmaya başlamıştı. Bu kadar zamandan sonra böyle bir sunucuyu kimse beklemiyordu. Fakat fısıldaşmalar uzun sürmeden sunucunun yoğun sesi üstünde parlayan beyaz ışık gibi birden yükseldi. Herkesin gözü tekrardan sahneye indi.

"MERHABA SAYIN SEYİRCİLER, HOŞGELDİNİZ..."

Birkaç küçük alkış sesinden sonra sunucu konuşmasını devam ettirdi.

"BUGÜN HER ELLİ BÖLÜMÜN ARDINDAN YAPILAN AÇIK MASA TOPLANTISINA ŞAHİTLİK ETMEK İÇİN SİZİ ÖZEL OLARAK DAVET ETTİK. LÜTFEN EĞLENCENİN KEYFİNİ ÇIKARIN."

Sunucu hemen arkasındaki on kişilik uzun masayı işaret etti. Masanın etrafına dizilen sandalyelerin hepsi boştu. Sunucu yüzünü tekrardan seyircilere döndü.

"ŞİMDİ HUZURLARINIZDA ASIL KONUKLARIMIZI ÇAĞIRIYORUM. ONLAR BU YALNIZ DÜNYANIN KAHRAMANLARI VE USTALARI... KARŞINIZDA METE, YAMTAR, RASA, İZABELLA VE GHOST GELİYOOR!"

Yine küçük bir alkış eşliğinde altı kişi içeri girdi. İlk beşinin ardından yürüyen altıncı kişinin uzun beyaz saçları ve kaslı vücudu dikkat çekiyordu. Fakat en dikkat çeken şey çıplak olmasıydı. Vücudunun her yanı köpükler içindeydi.

Sahneye inen altı kişi büyümüş gözleriyle sahneyi iyice süzdüler. Şaşkın bakışları arasında sunucu ısrarla hepsini masanın bir tarafına dizdi. Hepsi mum gibi oturarak derin bir sessizliğe büründü. Fakat çıplak olan adam dayanamayıp sonunda elini havaya kaldırdı. Sunucu adamın yüzüne derince baktıktan sonra kafasında ampul yanmış gibi sevinçle gülümsedi.

"EVET SAYIN SEYİRCİLER, ULU ATA DA BULUNMUŞ... YANİ BİZİM MASAMIZA TEŞRİF ETMİŞ... ONU BURADA GÖRMEKTEN ÇOK MUTLUYUZ..."

Ulu Ata ısrarla elini indirmedi. Sunucu terleyen yüzünü kapatarak eliyle Ulu Ata'yı işaret eder gibi işaret etti. Ulu Ata ölü bakışlarıyla sunucuyu iyice süzdükten sonra derin bir nefes aldı. Yüzünde duygu belirtisi bile gözükmüyordu. Sadece birazcık rahatsız olmuş gibiydi.

"Ben neden buradayım ve neden çıplağım?"

Sunucu elini kulağına götürdükten birkaç saniye sonra yüzünü Ulu Ata'ya döndü.

"Sizi sıcak su kaynaklarıyla ünlü bir gezegende birçok kadınla birlikte olurken bulmuşlar. Belki neden çıplak olduğunuzun sorusunu bu cevaplar efendim..."

Sunucu yavaşça konuşurken Mete alev saçan gözlerini Ulu Ata'ya çevirdi. Ulu Ata yavaşça Mete'nin öfke dolu bakışlarını süzüyordu. Fakat bir şey söyleyemeden Mete'nin gözleri aç bir kurt edasıyla Ulu Ata'nın yüzüne kenetlendi.

"DEMEK BUNCA ZAMAN KEYİF ÇATIYORDUN! DEMEK KADINLARLA KEYİF ÇATIYORDUN! BUNCA ZAMAN GELMEMENİN NEDENİ BU MUYDU? SENİ AŞAĞILIK ADAM BENDE SENİ DURMADAN ÇALIŞIYOR ZANNETMİŞTİM! AŞAĞILIK..."

Ragnarok (Boyut Kırılması)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin