"ÖLÜM KADAR YAKINIM SİZE, GÜÇTEN YOKSUN CANLILAR! HAHAHAH !!"
Yılan şeklinde örülmüş uzun saçlarıyla dikkat çeken kırmızı gözlü genç adam, gökyüzünde iri açılmış kırmızı gözlerini ölümcül bakışlar atarak alev alev yanan dünyaya dikti. Gözünün üstündeki yara dikkat çekiyordu. Üzerindeki deri zırhı altın kaplama aksesuarlarla doluydu. Kirli sakalı, sivri çenesine yakışmıştı. Yeryüzüne ayak basmış yüzlerce bedeni örtülü düşük rütbeli şeytan, hareket eden her şeyi tek tek yok ediyordu. Düşman olmaları ya da zararsız olmaları kimseyi ilgilendirmiyordu. Alev ve kan, bu dünyayı saran tek şeydi.
"Sakin ol, Mot! Bütün enerjini bu dünyada harcama! Daha çok işimiz var!"
Küçük çocuğa benzeyen, kıvrımlı boynuzlara sahip şeytan, Mot gibi gökyüzünde süzülerek yeryüzündeki şeytanların kan dökmelerini izleyerek küçük bir tebessümle önündeki vahşeti izlemeye koyuldu. Sivri kulaklarına ikişer tane gümüş renkli küpe takmıştı. Kehribar gözleri, şeytani bakışın tanımıydı. Kızıl küt saçları, kaosun dehşetiyle dalgalanıyordu. Şüphesiz bundan büyük hoşnut duyuyordu.
"Mara haklı, Mot! Enerjini harcama! Bana bak, ben harcıyor muyum? Zaten uykumdan uyandırılıp bu göreve atandım. Hepsi Şeytan Kralı'nın yüzünden! Savaş başlatacaksa eğer, başlatsaydı... Benim uykumu bölmeye ne hakkı vardı!!"
Bir gözü siyah bandajla sarılı, kehribar gözlü adam, dudaklarından çıkan iki sivri dişi göstererek yüzünü Mot'a döndü. Bu, bir kurdun hırlamasına benziyordu. Kulakları, Mera gibi sivri ve küpeliydi. Sadece yüzündeki duygusuz bakış, bütün öfkeyi göz ardı edip adamın gerçek duygularını belli etmesine engel oluyordu.
"Rüya Şeytanı Vesnan... Sanırım Şeytan Kralı yetersiz görüyorsun. Eğer bir daha uyumak istiyorsan, bunu senin için yaparım. Hem de sonsuza kadar!!"
Kıvrımlı boynuzları, yarasaya benzeyen kırmızı kanatlarıyla yüksekten uçan kadın, bütün gözünün içini kaplayan açık mavi gözleriyle Vesnan'a yüksekten küçümseyen bir bakış attı. Kendini ondan daha güçlü gördüğü gayet net bir şekilde anlaşılıyordu. Tamamen kibirden oluşmuş bir yaratıktı.
Vesnan, yüzündeki küçük bir tebessümle kadına baktı. Böyle bir yaratığa ne söylese altta kalırdı.
"Lakap kullanmıyorum, Bila! Ya da Deniz Cadısı mı demeliyim?"
Kadının küçümseyen bakışları bir anda değişti. Yerini kin ve öfke aldı. Mavi gözlerinin içini bir anda derin bir karanlık kapladı. Öfkeden yerinden fırlayacak olan gözleri, korku saçarak Vesnan'ın titremesine neden oldu. Birbirlerine ölüm saçan bakışlar atarken farkında bile olmadan bedenlerindeki karanlık ruh enerjisini dışarı taşımaya başlamışlardı. Bu, diğerleri için rahatsız edici olmaya başlamıştı.
"Biraz rahat durun! Sizin yüzünüzden kitabımı okuyamıyorum!!"
Gökyüzünde dizlerini birleştirerek bağdaş kurmuş, uzun siyah saçlı kız, üç parmağıyla tuttuğu kitabı büyük bir ciddiyetle okuyordu. Saçları duman gibi gökyüzüne doğru dalgalanıyordu. Bedeninde birçok kesiğe benzeyen dövmeler bulunuyordu. Konuşurken diğer ikisinin yüzüne bile bakmamıştı. Şu an düşündüğü tek şey, elindeki ne olduğu belirsiz bir kitaptı. Kimin savaştığı, kimin öldüğü umurunda bile değildi. Tek istediği biraz huzurlu bir şekilde elindeki kitabı okumaktı. Lakin bu durumda imkânsız gibiydi.
Yeryüzünde savaşan elindeki iki yeşil yazılı balta ile dikkat çeken adam, tek sıçrayışta gökyüzüne çıktı. Yüzündeki kanlı gülümseme diğerlerinin yanına varmıştı. Yarı çıplak bedenini ayı postuyla kapatmıştı. Gözleri gibi dövmeleri de yeşil renkte parlıyordu. Uzun saçlarının yanlarını kazımıştı. Sakalları da saçları kadar uzundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ragnarok (Boyut Kırılması)
FantasyOn yaşında, Ulu Ata tarafından farklı bir boyuta ışınlanan Mete, kendi isteğiyle Ulu Ata'nın eğitimini kabul eder. Bu dünyada, en büyük eğiticilerden biri olan ve aynı zamanda Ulu Ata'nın öğrencisi olan Yamtar ve İzabella, Mete'nin eğitimini üstlen...