15. BÖLÜM

699 81 11
                                    

Yamtar, sırtını mağaranın bir köşesine dayamış, küçük çocuğa baktı. Gözleri kızarmış, yanakları ıslanmıştı. Kendisine göre çocuğun boyu cüceden farksızdı. Yapısız vücudu ve sıska bedeni vardı. Buna rağmen gözlerindeki korkusuzluk ve karanlık tanrıları bile kıskandırabilirdi. Bedeninde birçok morluk ve şişle dolmasına rağmen sesi bile çıkmıyordu. Sadece dişlerini sıkıyor ve sessiz bir şekilde sayıklıyordu:

"EN GÜÇLÜ OLACAĞIM, HERKES ÖNÜMDE TİTREYECEK, TANRILAR BİLE ADIMIMI AĞIZLARINA ALAMAYACAK, YENİLMEYECEĞİM, YENİLMEYECEĞİM..."

Yamtar, bir dizinin üstüne çökerek elini Mete'nin kafasına koydu ve yavaşça okşadı. Devasa elleri Mete'nin bütün kafasını avucunun içine alıyordu. Buna rağmen Yamtar olabildiğince dikkatli davranıyordu. Yamtar çok güçlüydü, herhangi bir hatasında Mete'ye ciddi zararlar verebilirdi.

Mete kızarmış gözlerini Yamtar'a dikti. Artık dişlerini sıkmıyordu. Gözlerinde huzurlu bir bakış vardı. Belki ilk kez şefkat bu kadar tatlı geliyordu. Zorla da olsa ağzını biraz oynatıp gülmeye çalıştı. Gülümsemeye çalışsa da gözleri hala doluydu. Zorlanarak ağzını açtı. Konuşmak istiyordu, lakin nefesi boğazında takılıyor, ses tellerine değmiyordu.

Mete sonunda kısık sesiyle konuşmayı başardı. Sesi titriyor, nefesi zor yetiyordu.

"Yamtar Amca, bir gün bende senin gibi güçlü olabilecek miyim?"

Yamtar düşünmeden "HAYIR!" dedi. Mete iç çekerek yere baktı. Gözlerinden birkaç yaş damlası yere düşmüştü.

"İNANIYORUM... BİRGÜN HERKESTEN DAHA GÜÇLÜ OLACAKSIN METE. SENİN EĞİTİMİN BUGÜN BAŞLAMADI. SENİN EĞİTİMİN YENİ BAŞLIYOR. BUGÜN SADECE SENİ DENEDİK. HERHANGİ BİR SİLAH EĞİTİMİN YOK! BEDENEN GÜÇSÜZSÜN AMA BUNLAR ÖNEMLİ DEĞİL! SADECE İRADEN ÖNEMLİ, GÜCÜ NE KADAR İSTEDİĞİN ÖNEMLİ. ARTIK BİR AMACIN VAR! EN GÜÇLÜ OLMAK İSTİYORSUN. BU YOLDA SANA ULU ATA KADAR OLMASADA YARDIM EDECEĞİM. ŞİMDİDEN İTİBAREN SENİ ZORLU BİR EĞİTİM BEKLİYOR. BEDENEN VE RUHEN AĞIR BİR YÜKÜN ALTINA GİRECEKSİN. ERKEN UYANACAK GEÇ YATACAKSIN. AZ YİYECEK, ÇOK ÇALIŞACAKSIN. BEDENİNİ SONUNA KADAR ZORLAYACAKSIN. KASLARIN YIRTILANA KADAR DURMAYACAKSIN. HER GÜN EĞİTİMİN DAHA ZORLAŞACAK VE DAHA ACI VERİCİ OLACAK. SABAHKİ EĞİTİMİN BİTTİKTEN SONRA SANA BÜTÜN DÖVÜŞ SANATLARINI 1 YIL GİBİ KISA BİR SÜREDE ÖĞRETMEYE ÇALIŞACAĞIM. BİRÇOK TEKNİK ÖĞRENİP USTALAŞACAKSIN. BİRÇOK USTANIN KILIÇ VE DÖVÜŞ TEKNİKLERİNİ ÖĞRENECEKSİN... ARDINDAN İZABELLA İLE EĞİTİME BAŞLAYACAKSIN. BEDENİN ACIYA ALIŞACAK, ACIYI SEVMEYE BAŞLAYACAKSIN. HER GÜN BU DÜNYANIN EN SICAK SUYUNA GİRECEK, ARDINDAN EN SOĞUK SUYUNA GİRECEKSİN. KEMİKLERİN HEM ERİYECEK HEM DE KATILAŞACAK. ZAMANLA BENİM GİBİ ZIRH VÜCUDA ULAŞACAKSIN..."

Mete gülümseyen gözlerle ayağa kalktı. Yamtar da Mete'yi izleyerek ayağa kalktı, gözlerinin ucuyla Mete'yi izliyordu. Mete gözlerini sildi ve bir dizinin üstüne çöktü. Sağ elini kalbinin üzerine koyup "EMREDERSİNİZ KIDEMLİM!" dedi. Gözlerinde bir caninin bakışı vardı. Uzun saçlarından biri gözünü kapatıyordu ve siyah bakışlarıyla dikkat çekiyordu.

Yamtar derin bir nefes aldı ve az uzağındaki çukuru işaret etti. Çukur fokurdayan kaynar su ile doluydu. Üzerindeki buhar örtüsü yukarı doğru çıkarken mağaranın taşları sararıyor, dökülüyordu.

Mete kalkıp üstünü çıkardı. Kirlenmiş ve yırtılmış giysisi ile sokak dilencilerine benziyordu.

Giysilerini yere bırakan Mete, kaynar suya doğru yürümeye başladı. Her adım attığında bedeni titriyordu. Yamtar uzaktan dikkatlice Mete'yi izliyordu. Mete'nin yüz ifadesinde bir değişiklik yoktu. Yamtar kaşlarını çatarak Mete'ye baktı. Mete kaynar suyun dibine kadar gelmişti. Bir adım daha atarsa bedeni sıcak suyun içinde olacaktı.

Ragnarok (Boyut Kırılması)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin