Mete'nin göğüs kasları ve karın kasları günden güne gelişiyor, şekilleniyordu. Her sabah çektiği zorlu eğitimin ardından Yamtar ve İzabella'dan zorlu teknikler öğreniyordu. Ardından Rasa ile kısa süren dövüşler yaparak gücünü ve dayanıklılığını ölçüyordu. Her gece girdiği sıcak su kırılan, incinen kemiklerini kaynaştırırken, soğuk su kemiklerini ve kaslarını daha da sertleştirip, güçlendiriyordu. Aynı zamanda vücudu zamanla mükemmel derecede direnç, dayanıklılık ve bağışıklık kazanıyordu.
İzabella, Ruh Silahı tekniği üzerinde önemle duruyordu. Zaten önemsenmeyecek bir teknik değildi. Farklı silahlar üreterek farklı silahlar üzerinde ustalaşmanı sağlıyordu.
Mete, İzabella 'ya bu tekniğin önemini sorduğunda İzabella şöyle cevap vermişti:
"Ruh Silahı tekniği dövüş veya herhangi bir tekniğe benzemez. Tamamen zihin gücüne dayanır. Zihin ve ruh gücü aynı doğrultuda birbirini tamamlayarak birbirini dengelerler.
Ruh Silahı tekniği aynı bir demirci gibi içinde silah üretir. Tabi önceden de söylediğim gibi bu silahı aile üyelerinden herhangi birinin kullanmış olması lazım. Böylelikle ruhunun derin bir köşesinde bu silahın tarifi kalır. Böylelikle ruhun bu silahı işleyebilir.
Bir kere işlenen bir silah için bir daha 5 saat gibi uzun bir süre beklemen gerekmez. 10 dakika gibi kısa bir sürede aynı silahı yapabilirsin. Ancak 5 saat içinde yaptığın silah güçsüzse 10 dakika içinde eline gelen silahta güçsüz olacaktır. Önceliğin silahlarını mükemmelleştirmek olmalı. Bir silahın %100 gücünü dışarı çıkaramazsan gireceğin herhangi bir savaşta veya dövüşte o silahtan fazla bir şey bekleyemezsin. Kullandığın silah ne kadar güçlü olursa olsun tam güç sağlamadığı sürece her zaman zayıf bir noktası olacaktır. Rakibin bu zayıf noktayı öğrendiği anda savaş senin için bitmiş olacaktır.
Tabi zamanla işlediğin bir silahın eline gelmesini 10 dakika beklemeyeceksin. Bu teknikte ustalaştıkça zaman kısalacak hatta saniyelere düşecektir. İstediğin silah anında elinde belirecektir. Zamanla sadece kılıç değil, yay, mızrak, bıçak gibi ruh silahları da üretebileceksin. Böylelikle Yamtar ile öğreneceğin farklı silah tekniklerinde kolaylıkla silahını çıkarabileceksin.
Büyük Usta Ulu Ata bu tekniği bana öğretirken şöyle açıklamıştı:
BİLİYORSUN Kİ EN USTA DEMİRCİLER UZUN SAKALLI CÜCELERDİR... İÇİNDE USTA BİR DEMİRCİ DÜŞÜN VE BU DEMİRCİ SEN OL. HER ÇELİĞE VURDUĞUNDA KULAKLARINDA FARKLI BİR MELODİ ÇALIYOR. HER VURUŞUNDA ÇELİK MÜKEMMELLİĞE BİR ADIM DAHA YAKLAŞIYOR. SEN USTA BİR DEMİRCİSİN VE MÜKEMMEL ESERLER VERMEN LAZIM. GÜÇLÜ SİLAHLAR İŞLEMEN LAZIM. ÇÜNKÜ KENDİNDEN BEKLENTİN BU VE HER ZAMANDA BU OLMALI..."
İzabella gururla gözlerini gökyüzüne kaldırıp parıldayan gözlerle gökyüzüne baktı. Güçlü bir ustadan ders almanın verdiği onuru ve mutluluğu yaşıyordu.
Mete, Izabella'yı dikkatle dinlerken Ulu Ata'nın isminin geçmesiyle birlikte gözleri dolmaya başladı. Ne kadar belli etmemeye çalışsa da içindeki Ulu Ata'nın özlemi her gün artıyordu. Bütün zorlukları ona layık bir çırak olmak için harcıyordu.
Mete günler geçtikçe ruh silahı tekniğinde ustalaşmaya başladı. Artık başka kılıçlar, başka silahlar da üretiyordu. Silahlar tam güçte olmasa bile tam güce yakınlardı. İzabella, Mete'nin azmini saygıyla karşılıyordu. Mete büyük bir azim göstererek durmadan bu teknik üzerinde çalışıyordu. Bazen suyun içinde bile uykusundan ödün vererek daha güçlü silahlar üretmeye çalışıyordu.
Mete, haftalar sonra bir silahında tam güce ulaştı. Bu silah, bu teknikle yaptığı ilk silahtı. Terden sular içinde kalmış giysisi ve dağılmış saçlarına rağmen yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Adeta yorgunluktan ışığı sönmüş yeşil gözleri yeniden parlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ragnarok (Boyut Kırılması)
FantasiaOn yaşında, Ulu Ata tarafından farklı bir boyuta ışınlanan Mete, kendi isteğiyle Ulu Ata'nın eğitimini kabul eder. Bu dünyada, en büyük eğiticilerden biri olan ve aynı zamanda Ulu Ata'nın öğrencisi olan Yamtar ve İzabella, Mete'nin eğitimini üstlen...