Mera sert boynuzuna bir kere sertçe vurdu. Boynuz sert bir şekilde titremişti. Mera elini açarak tek elinde gümüş renkte büyük bir olta oluştu. Oltanın ucunda olta iğnesi yerine kocaman bir çapa duruyordu. Ghost gözlerini kısarak Mera'yı izlerken, Mera ilk kez kendine gelerek derin bir nefes aldı.
"Oh! Çok korkmuştum! Ama şimdi kendime geldim. Birazdan hepsi burada olacak! Siz öldünüz!!"
Ghost gözlerini kısıp Mera'nın elindeki oltaya baktı. Bir anlığına Mete'nin gölgesini görmüştü. Mera'nın hala elleri titriyordu fakat kendine gelmiş gibiydi. O korkak mıydı? Elindeki oltadan gelen uğursuz büyü aşikardı. Buna rağmen hala elleri titriyordu. Çok belirsiz hareketlere sahipti.
Mete'nin kılıcından çıkan siyah dalga Mera'nın üzerinde belirdi. Siyah dalga Mera'ya değmeden, Mete bir anda Mera'nın üzerinde belirmiş, kafasının üzerinden bir siyah dalga daha yollamıştı. Mera elindeki oltayı iki siyah dalga kendisine değmeden bıraktı ve bir anda her şey kayboldu. Mete'nin ayakları yere değiyordu. Ghost Mete'ye baktı. Mera oltasını bırakmış ve olta yerin dibine doğru inmişti. Her yer loş ve sessizdi. Mete yere baktı. Suyun üzerinde duruyordu. Ayakları suya değdikçe suyun yüzü dalgalanıyordu.
"Bu da nedir?"
Mera gülümseyerek oltasını çekmeye başladı. İlk kez sakin ve korkusuz görünüyordu. Gülümsüyordu ve mutluydu.
"Burası benim yarattığım bir mavi oda! Tamamıyla benim kontrolüm altında! Buradan çıkamazsınız! Bu odanın tanrısı benim!"
Mera oltayı sertçe çekti ve büyük bir yaratık su yüzüne çıktı. Kabuklu derisi ve metrelerce uzunluğu ile korkunç görünüyordu. Uzun dişleri parçalamak için var olmuş gibiydi. Böyle bir yaratık suyun içinde var oldukça diğer yaratıkların suyun içine var olması bile zor olmalıydı. Su dünyasının avcısı böyle bir şey olabilirdi.
Mera suyun içinden çıkan yaratığa yavaşça dokundu. Büyük ıstakoz sudan bir anda çıktığı için su yüzeyine yıkılmıştı ve hareketsiz duruyordu. Mete bir şey yapmadan önündeki garip manzarayı izledi. Bu tüylü ve korkutucu ıstakoz güçlü görünüyordu ama sanki Mera'nın evcil hayvanı gibi hareketsiz ve sakindi. İçten içe bu durumu merak ediyordu. Nasıl böyle bir yaratığa sahip olmuştu. Mera, Mete'nin şaşkın bakışlarının farkına varmıştı. İçten içe sırıtırken bir yandan da korkunç ıstakozun derisini okşuyordu.
"Onu Cehennem denizinde avlamıştık. Gerçekten güçlü bir yaratık ve benim odamın içine yaşıyor. Bu da bana itaat etmesi gerektiğini gösterir. Burası benim kendi okyanusum ve içinde birçok yaratık var. Hepsini bir koleksiyon gibi topladım. Sence onu yenebilir misin?"
Mete elinde bir kılıç oluşturmak istedi fakat ruh enerjisi toplayamıyordu. Sanki ruh enerjisi onu reddediyordu. Ne kadar denese de bunu yapamıyordu. Mera ise ona bakarak derinden sırıtıyordu. Bunun olacağını biliyor gibiydi. Bu odanın içinde tanrı oydu ve ruh enerjisini bile o yönetiyordu. Sözlerinde yanlış yoktu. Gerçek anlamda o bu odanın tanrısıydı. Ruh enerjisi bile onun emrindeydi.
"Beni de Mictian gibi öldürmeliydin. Bu odanın içinde beni öldüremezsin!"
Mera, büyük ıstakozdan elini çekerek tekrardan eski yerine geçti ve oltasını suyun içine bıraktı. Istakoz hızlı bir şekilde ayağa kalkmış ve korkutucu yüzü ile Mete ve Ghost'a bakıyordu.
"Öldür onları benim sadık canavarım!"
Mete gülümseyerek elinde kocaman bir kılıç oluşturdu. Mera'nın gözleri bir anda genişledi ve olduğu yerde donup kaldı. Bu imkansızdı. Bu oda ki ruh enerjisini o yönetiyordu. Ghost tekrardan gülümseyerek sakin bir şekilde Mera'ya baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ragnarok (Boyut Kırılması)
FantasyOn yaşında, Ulu Ata tarafından farklı bir boyuta ışınlanan Mete, kendi isteğiyle Ulu Ata'nın eğitimini kabul eder. Bu dünyada, en büyük eğiticilerden biri olan ve aynı zamanda Ulu Ata'nın öğrencisi olan Yamtar ve İzabella, Mete'nin eğitimini üstlen...