Sonsuz otlarla kaplı bozkırın içinde, kocaman bir ağacın altında bir kadın oturuyordu. Elindeki oyma piposunu aralıklı zamanlarla ağzına götürüyor, bütün gücüyle çıkan dumanı içine çekiyordu. Dışarı çıkan duman, kocaman ağacın dalları arasından geçerek gökyüzüne ulaşıyor, gökyüzünde bulut gibi görünüyordu.
30 yaşlarında olan kadının gözü, az uzağındaki çocuğa ve yanındaki kahverengi renkli kura takıldı. Koca ağaca iyice yaslanarak ahşap ve dallardan örülerek yapılmış hasır şapkasıyla iyice yüzünü kapattı. Küçük çocuğun yanına gelmesini beklerken sırtını ağaca dayamış, oyma piposunu durmadan içine çekiyordu.
"Geç kaldığım için özür dilerim," dedi Mete. İzabella rahatını bozmadan olduğu yerde konuşmaya başladı.
"Evet, geç kaldın. 3 dakika geç kaldın... Bir daha olmasın," diye karşılık verdi İzabella, sadece başını sallayarak.
"Emredersiniz, kıdemlim."
"Neyse... Bugün yaşlı moruktan ne öğrendin bilmiyorum, ama suikastçı eğitimi de en az savaşçı eğitimi kadar zor olacak ama daha çok zihinsel zorluklar yaşayacaksın. Bedeninin ne kadar güçlü olduğu hiç önemli değil," diye devam etti İzabella.
Mete gülümseyerek, "Yaşlı Moruk," dedi. İstemsizce gülmüştü. Yamtar için bu kelime tam uyuşuyordu.
"APTAL! TÜM SÖYLEDİKLERİMDEN TEK ANLADIĞIN BU MU? NEYSE, NE DÜŞÜNDÜĞÜN UMRUMDA BİLE DEĞİL. SADECE ZİHİN ÇÖKÜŞÜ YAŞAMAZSAN SEVİNİRİM," diye sert bir tonla devam etti İzabella, son cümlesini söylerken sinsice gülümsemişti.
Mete gerilerek yere baktı. İzabella'nın nasıl bir psikopat olduğunu biliyordu. Pek acıması yoktu, kimsenin hayatını önemsemezdi. Sadece verilen görevi yapar, işi bitince ayrılırdı. Bu onun doğasıydı. Sonuçta o bir suikastçıydı... Duygularını belli etmez, kimseyle yakınlık kurmazdı. Zaten çoğu kişi asıl yüzünü bilmiyordu. Şu anki bedeni ve yüzü bile gerçek bedeni ve yüzü olmayabilirdi.
Bir anda İzabella'nın ince ses tonu Mete'nin kulağında yankılandı. Mete irkilip, Izabella'yı dinlemeye devam etti.
"Kimliksizlerin suikast tekniği üç adımdan oluşur. İlk öğreneceğin teknik RUH Silahıdır! Bir suikastçı ya da savaşçı tek bir silahla sınırlı kalamaz. Birçok silahı ustalıkla kullanmalısın. Görev sırasında farklı silahlara ihtiyaç duyabilirsin. İşte bu yüzden RUH SİLAHI tekniğini öğrenmelisin. Ruh silahını dilediğin silaha dönüştürebilmelisin..."
"Peki, bunu nasıl yapacağım?"
"Hayal gücünle! İstediğin silahı hayal et ve onu düşün. Onunla savaşırken kendini hayal et."
"Peki, oluşturduğum silahın güçleri olacak mı?"
"Bu tamamen nesline bağlıdır. Geçmişte aile büyüklerinin kullandığı silahları da kullanabilirsin. Örneğin, uzun bir kılıç hayal edersen, büyük büyük babanın kullandığı bir silah ortaya çıkabilir. Ancak, eğer ailenin geçmişinde böyle bir silah yoksa, böyle bir silah oluşmaz.
Ruhlar nesilden nesle güçlerini aktararak, son kişiye odaklanırlar. Bu nedenle, ruhlar nesiller arasında paylaşılır. Eğer 4. Nesil gibi güçlü bir ruha sahipsen, en güçlü olabilirsin. Ancak, gücünü ortaya çıkarmak da önemlidir. Nesil arttıkça, içindeki gücü dışarı çıkarmak zorlaşır. En güçlü olabilecekken, en zayıf ruh olabilirsin..."
İzabella uzun bir açıklamadan sonra derin bir nefes aldı. Mete bütün dikkatiyle Izabella'yı dinliyordu. İzabella, Mete'nin dikkatli olmasından memnun olmasa da güçlenme konusundaki derslere odaklanmasını takdir etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ragnarok (Boyut Kırılması)
FantasyOn yaşında, Ulu Ata tarafından farklı bir boyuta ışınlanan Mete, kendi isteğiyle Ulu Ata'nın eğitimini kabul eder. Bu dünyada, en büyük eğiticilerden biri olan ve aynı zamanda Ulu Ata'nın öğrencisi olan Yamtar ve İzabella, Mete'nin eğitimini üstlen...