İyi okumalar🌙
-"Uyan." Üzerimden çekilen örtü, aniden açılan cam,bir bardak suyun yüzüme fırlatılması, örtümün üzerindeki sıcaklığının gidip camdan gelen soğuğun bedenimi üşütmesi ve şimdi yüzümden boynuma akan suyla beraber kendime sarışım kollarımı, dudaklarımın arasından uyanamayan sesimle çıkan ilk kelimem, acı dolu ve huysuzdu.
"Neden?"
Gözlerimin içine giren suya aldırış etmeden hafifçe araladığımda büyük babam bana aptal olduğumu söyleyen bir yüz ifadesi ile bakıyordu. Neden uyanmam gerekiyordu ki? Zaten bir işim ya da gidecek bir okulum yoktu, buluşup vakit geçirecek arkadaşlarım ya da bir sevgilim dahi yoktu. Yalnızca ben ve büyük babam, bir de üzerimizden atamadığımız yalnızlığımız vardı. Elbette sorgulayacaktım neden uyandırıldığımı.
Büyük babam bana acınası gözlerle baktı bir süre, başını sağa sola sallayıp derin bir nefes alıp arkasına bağladığı elleriyle odadan çıkmadan önce bıkkın bir şekilde geri verdi. Ufak adımlarla geriye dönüp odadan çıkarken, büyük ihtimalle ne kadar salak olduğumu düşünüyor olmalıydı.
"Balık çorbası keşke işe yarasa." diye söylendi kendi kendine odamdan salona giden yolda ilerlerken.
"Sana bir ton balık alırdım.Belki beynin gelişimini tamamlar."
Ona hafifçe güldüm, yastığımı başımın altından çekip kollarımın arasına alırken, bacaklarımı yataktan sarkıttım, uyumak ve bir daha uyanmamak seçeneklerim arasındaysa, gönülden bir şekilde o iki seçeneği seçmek istiyordum.
"Büyük baba, altına mı kaçırdın yine?" dedim yüzümdeki uyuz gülümseme ile, şimdi rahat rahat görüyordum üzerindeki sarı renkli eşofmanının kasıktan aşağı bölgesi farklı bir tona bürünmüştü. Yaşlılığının verdiği bu kontrolsüzlük ara sıra ona bunu yapardı, özellikle çok içtiği zamanlarda olurdu bu.
"Sana ne?" diye çemkirdi ardına bakmadan, belliydi altına kaçırdığı ve asla bana temizletmezdi.
"Çişini tutamayan adam gelmiş bana beyin gelişiminden bahsediyor." dedim ben de sarıldığım yastığımı kendime daha çok çekerek.
"Jimin,sabah dayağını hiç sevmem bilirsin." dedi yavaşça, başını bana döndürüp eski vücudunu banyonun önüne sürüklerken.
Büyük babam sandığım kadar yaşlı değildi sanki. Buradan oraya oldukça hızlı ilerlemişti, üstüne bana hala geri dönütler verecek, benimle ağız dalaşına girecek kadar da atikti.
"Kalk kahvaltı hazırla." Banyonun kapısını açtığı sırada bana kısa bir bakış atmış, ardından temkinli adımlarla içeriye girip kapıyı kapatışını beklemiş, düşmediğinden emin olduğum sırada açılan su sesiyle bir süre daha yatmıştım.
Ardından, uyandırıldığım için daha fazla yatmamın bir mantığı olmadığından dolayı kalkıp, yastığımı ve ıslanmış çarşafımı kuruması için camımın önüne bıraktıktan sonra savsak adımlarla odamın kapısına yönelmiş, banyonun önünde bir süre bekleyip işlerin onun için güvende gittiğinden emin olmuştum.
Dün gece, ben uyuduktan sonra yapılmış olan pansumanlı dudağıma ve kremin nasıl da çeneme kadar bulaştırıldığına bakıyordum, banyonun dışındaki duvara asılı olan küçük aynadan. Acemice değil, aksine elleri alışkındı ama bir türlü kafası ayık gezmediğinden elleri her daim titrer ve bir kaç gözyaşı gözlerinden yuvarlanırken bu titreyen ellerle, görmeyen gözlerinin eşliğinde bana pansuman yapar, açtığı yaraları kapatmaya çalışırdı büyük babam. Dediğim gibi,büyük babam beni hem sever hem döver, içindeki öfkesinin sevgisine galip gelmesine izin verir, zamanında anneme olan kızgınlığını, ona çok benzediğimi bildiği için tüm hıncını ve biraz da pişmanlığını yine benim üzerimden çıkarır, sonunda pansuman yaparken ağlayarak benden af dilerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R Å E H | m y g × p j m
FanfictionYüzyıllardır doğan ve yeniden ölen Ruh Konağı, her doğuşunda bedenini Mühürlerle süsleyen eş, Lort Rhua Yoon Gi'nin en değerlisi; Raeh yeniden doğdu. Funsåesser ve Ruensåesser'in hikayesi. min yoon gi × park ji min.