İyi okumalar 🌙
-Siyahtı artık her taraf. Kırmızı ve bordoydu. Karşı tezgahımda elindeki sang şişesinden bir bardak sang servis eden Jaebum'u izliyordum saniye saniye.
Şişenin ucunda kalan bir damla sangı parmak ucuyla alıp yalamış ardından kırmızıya dönüşen gözleriyle önünde oturan beyaz tenli çocuğa göz kırpmıştı.
Sangın da ne olduğunu öğrenmiştim. Fransızcaydı ve kan demekti. Jaebum'un gözlerinin renginin neden kırmızı olduğunu da anlıyordum. Anlayamıyordum,bunca zaman nasıl lens sanabilmiştim,aklım almıyordu.Yani gerçekten salak olmalıydım. İçime dolan ani sinirle saçlarımı geriye taradım. Saçlarım iyice uzamıştı ve göğüs dekoltemle bana bakan insanların gittikçe fazlalaşması iyice sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
Jungkook önümde duruyordu. Aramızdaki tezgahın arkasında,sandalyesinde öylesine oturmuştu. Onun da canı sıkkın gibiydi.Yumruklarını çenesinin altına dayamış,boş gözlerle tezgaha bakıyordu.
Taehyung on dakikalık molasına gitmişti. Dinlenmeye ihtiyacı var mıydı onu bile bilmiyordum. Ne zaman besleniyordu,kimin kanını içiyordu... Bir sürü soru vardı aklımda.
Her şeyden önemlisi onu düşünüyordum. Yoongi'yi. O da insan değildi.
Hafifçe gülümsedim. Zaten insan olamayacak kadar güzeldi. İçimi ısıtıyordu ve bu beni korkutuyordu.O da bir vampirdi neticede.Jungkook bakışlarını yüzüme çıkardı.
"Ne bu gülümseme bebek surat? Rhua olduğumuzu öğrendin diye mi mutlusun bu kadar?"
Gözlerimi sözlerine devirdim.
"Bana bak velet."dedim yalan yok Jungkook'a uyuz olsam da onu sevmeye başlamıştım.
"Velet dediğin ben..." dedi Jungkook yüzündeki gülümsemesine yumruk atmak istiyordum. "Senden iki yüz yıl kadar büyüğüm."
"Aman aman başın göğe eriyor mu?" Dedim sinirle.
"Eğer istersem uçabilirim." Dedi o da.
Gözlerim kocaman olurken onun doğru mu yanlış mı söylediğini anlamaya çalışıyordum.Kahkahalarını duyduğumda aklımdaki şüpheleri ve az önce Jungkook'u sevmeye başladığımı söylediğim cümleyi geri almıştım.
"Tepkin o kadar komik ki!" Diye güldü.
Taehyung arka kapıdan içeriye insanları... Vampirleri mi demeliydim bilemiyorum... Tanrım, beynim yanıyordu ya!
Ne diyecektim? Vampir desem vampir de olmayabilirledi. İnsan desem belki de insan değillerdi? Bu saçmalıktan başka bir şey değildi. Gerçekten bunun için fazla salaktım.
Taehyung insan görünümünde olan varlıkların arasından sıyrılarak geldiğinde Jungkook hala gülmekle meşguldü.
"Neye gülüyorsun?" Dedi Taehyung o da gülmeye başlarken.
"Jimin'i az kalsın uçabildiğime inandırıyordum." Dedi bir çırpıda.
Taehyung destek olmak için omzumu sıkmıştı.
"Jungkook'a aldırma sen. Uçamıyoruz ama çok yükseğe zıplayabiliriz. Jungkook yanlış örnek oluyorsun ama!"Diye bağırdı en sonunda onun kafasına vururken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R Å E H | m y g × p j m
FanfictionYüzyıllardır doğan ve yeniden ölen Ruh Konağı, her doğuşunda bedenini Mühürlerle süsleyen eş, Lort Rhua Yoon Gi'nin en değerlisi; Raeh yeniden doğdu. Funsåesser ve Ruensåesser'in hikayesi. min yoon gi × park ji min.