29| yoksunluk.

2.1K 266 112
                                    

İyi okumalar🌙

-

Serin havanın camdan içeriye girdiği, dışarıdaki gürültünün televizyon sayesinde emilip ortamda kaybolduğu, sersemleşmiş beynimin büyük babamın yorgun ve yaşlı sesi sayesinde bir türlü odaklanamaması ve kendimde kalkıp odama gidecek gücü bulamamamla birlikte yalnızca büyük babama bakıyor, dinliyor ve onu cevaplayamıyordum bile. 

Dudaklarım titriyordu. Saç diplerim karıncalanıyordu, gözlerim bazen odağını kaybediyordu ve ben büyük babamın mahallede olan kavgayı anlatışını dinliyordum. 

"Sonra çirkef kadının birisi tükürdü. İnanıyor musun, adamın yüzüne tükürdü. Delirmiş insanlar."

Başımı olumlu anlamda salladım, vücudumda bir şeyler oluyordu neler olduğundan emin değildim. Terlemeye ve uyuşmaya başlamıştım. Ağzım kurumuştu, yutkunurken canım acıyordu ve bir türlü odaklanamıyordum. 

"Sen ne yaptın boynuna hergele, üç kere sordum sinek ısırdı dedin, it herif seviştiysen seviştim de."

Kafamı zar zor kaldırdım ve ona baktım. Koltuğa öylece uzanmış, başını benden yana çevirmişti.

"Büyük baba." dedim derin nefes alarak.

"Büyük baba, ben erkeklerden hoşlanıyorum."

Ne diye söylemiştim? Ne diye şimdi söylemiştim? Hiçbir fikrim yoktu ne yaptığıma dair, yalnızca nefes almakta bile  zorlanıyordum, delirmiş olmalıydım...Derince bir nefes aldı ve arkasına yaslandı büyük babam, gözlerini tavana çevirdi. Ses etmedi ve bekledi.  Bir süre boyunca televizyonu ve yalnızca nefes seslerimizi dinledik.

"Yani?" dedi büyük babam uzun bir sessizliğin ardından.

"Sana buket mi vereyim domuz. Ne bok yersen ye."

Ve bana tamamen sırtını döndüğünde oturduğum koltuktan kalkacak gücü kendimde zar zor bulup, köşedeki örtüyü onun üzerine örttüm. İzinliydim ve ne yapacağımı bilemez halde evdeydim. Kalktığımdan beri bir gram bir şey yiyememiştim, sadece bir kaç yudum su içmiş ve bütün gün oturmuş büyük babamı dinlemiş, Iseul teyzeyi dinlemiş ve durmuştum. Parmak uçlarımdan, saç diplerime kadar her yerim uyuşuyordu. Dudaklarım karıncalanıyordu ve bir türlü dikkatimi veremiyordum hiçbir şeye. Aklımda yalnızca bir isim vardı. Yoongi. Yoongi ve onun dudakları. Gözleri, parmakları ve kirpikleri, o ve onun bedeni, başka bir şey düşünemiyordum, başka bir şey düşünmeyi bile düşünemiyordum.

Odama giden koridoru geçip kapımı ardımdan kapattım. Yatağıma uzandım, açık pencereden içeri giren rüzgarın yüzüme vuruşu beni biraz rahatlatırken, vücudumu iyice küçülttüm yatakta.

"Yoongi?" diye mırıldandım, duyacak mıydı beni?

Cevap veren olmadı, ses çıkarmadım ben de bir daha.Gözlerimi kapattım, uyumak istiyordum. Şuan Yoongi'nin yanında olabilirdim, şuan onun kollarında uyuyor olabilirdim ama evimde ve halsizdim. Başım ağrıyordu, gözlerimin üzerinde birer ağırlık varmış gibi onları açık tutamıyordum. 

"Seni nereden tanıyorum hergele?"

Büyük babamın sesi dışarıdan odama girdiğinde gözlerimi açıp başımı hafifçe kaldırdım.

R Å E H | m y g × p j mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin