İyi okumalar 🌙
-
Sıcacıktı içim. Etrafımı sarmıştı bir şey ki üşümüyordum. Belki de güneş vuruyordu yüzüme. Sadece birazcık sert bir yerdeydi başım ama rahattım. Nefeslerim bana geri geliyordu,içimi ısıtan onlar da olabilirdi. Belimi saran bir şey vardı ve başımın üzerinde de bir nesne duruyordu, ara sıra öpen ve içine çeken kokumu.
Gözlerimi ağır ağır aralamaya çalıştım. Hayatım boyunca aldığım en güzel uykuyu almıştım. Huzuru hissediyordum ki genelde pek huzurlu olmazdım. İlk defa, izleniyormuşum gibi hissetmiyordum. Sanki bu his bir anda içimi doldurmuştu hissetmiyordum ama biliyordum.
Kirpiklerim karanlık olan odanın içine aralandığında, gözlerim hafif bir sızıntı ile bir kaç kere kapanıp açıldı. Uyandığımı anladığında hafifçe güldüğünü duydum. Bir elini belime sarmış,başım göğsünde konaklıyor,çenesini saçlarımın arasına yerleştirmişti.
Hafifçe başımı kaldırıp yüzüne bakmak istedim.
"Gün aydı." dedi gülümseyerek.
Min Yoongi, hemen yanımdaydı. Vücudumu sıkı sıkıya sarıyor ve beni sanki yıllardır tanıyormuş gibi davranıyordu.
"Merhaba." dedim ben de.
Çünkü ne deseydim? Günaydın demek için fazla utanıyordum. Adamın göğsünde uyuya kalmış olmam ayrı bir meseleydi ki o adam benim patronumdu! Patronum! Yanaklarıma nüfuz eden kanım sağ olsun her yerim kırmızı olurken ağır adımlarla yatakta doğruldum. Hiç istemiyordum. O kadar doğru hissettiriyordu ki onun kollarında olmak. Sanki olmam gereken yerden ayrılıyormuşum gibi hissettiriyordu. Evden ayrılmak gibi hissettirmişti.
"Özür dilerim efendim sizi rahatsız etmek istememiştim." Yataktan kalkıp önünde eğildim.
Yoongi gülümseyerek beni izliyordu. Sanki camdan bir mankenmiş gibi, dün gece çılgın bir parti yapılmamış gibi harika duruyordu.
"Beni rahatsız etmedin Jimin." dedi.
"Beni rahatsız edebileceğin herhangi bir konu yok o yüzden bunu bir daha aklından bile geçirme. Üstelik seni buraya getiren ve uyumanı söyleyen de bendim. "
Hayal meyal hatırlıyordum. Elimden tutup beni odaya getirişini ve o gelene kadar güzel rüyalar görmemi söyleyişini. Öyle de olmuştu. Rüyam boyunca çiçekler dolu kırlarda koşturmuştum. Yanımda o da vardı. Öpüşmüş,yuvarlanmış ve sevişmiştik. Tabi bunlar rüyalarımda böyleydi. Gerçekteyse sadece patronumdu. Ve Taehyung'a göre, ona bulaşmamalıydım.
"İyi günler efendim." dedim ve bir kere daha eğilip odadan çıkmak için hareketlendim.
"Rüyaların..." dedi Yoongi bir elim kapının kolundayken. Sesi sakin ama derindi. Yüzünde bir gülümseme olduğunu sesinden anlayabiliyordum.
"Sadece rüya mıydı yoksa gerçek miydi,bir daha düşün..."
Ve kapının kolunu açıp hızla çıkmıştım.
-
Merdivenleri ciddi anlamda ikişer üçer atlamış hala yerde yatan insanların yanından koşup Sauvage'ın karanlık iç yüzünden Seul'ün aydınlık sabahına adım atmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R Å E H | m y g × p j m
FanfictionYüzyıllardır doğan ve yeniden ölen Ruh Konağı, her doğuşunda bedenini Mühürlerle süsleyen eş, Lort Rhua Yoon Gi'nin en değerlisi; Raeh yeniden doğdu. Funsåesser ve Ruensåesser'in hikayesi. min yoon gi × park ji min.