41| roh yulnera un humone.

1.4K 196 170
                                    

iyi okumalar🌙

-Yoongi-

"...Sen artık ölü bir adamsın Twen Shon."

Yüzündeki mimikleri saniye saniye yukarı tırmanıp, burnu öfkesini yansıtmak için yukarıya çıkıp tenini kırıştırırken ağzı tam aksi yöne ilerleyip aşağıya inmiş, uzayan dişleriyle bana tıslamış, bir vahşi hayvana dönüşürken yüz mimikleri, kaşları çatılıp vücudu saldırı için bir ok gibi gerilmişti. Arkamda Taehyung ve Jungkook'un iyice öfkelendiğini, etraflarındaki potansiyel avlarının yerlerini bildiklerinden kişileri paylaştıklarını zihinlerinden duyuyor, onlara olan güvenimi boşa çıkarmayacaklarını biliyordum. Herhangi bir şekilde yara almayacaklarını, sırt sırta dövüştükleri sürece güçten düşmeyeceklerini Mühür'ün onları koruyup, güçlerini birbirlerine geçirip zayıflıklarını kapatacağını  biliyordum.

Tam önümde yükselen binanın çatısındaki Svaliler aşağıya atlamak  için hareketlenmiş, arka bahçedekiler buraya gelmek için koşmaya başlamış, Shon burnumun dibinde ağır ağır hamlesi için hareket ederken ben sanki bunların hepsini ağır çekimde görüyor gibi hissediyordum. Ama değildi, bunlar ağır çekimde gerçekleşmiyordu. Hepsi bedenlerinin insanüstülüğünün vermiş olduğu hızla gerçekleşiyor, Shon ilk darbesini vurmak için iyice geriliyor ve ben yalnızca bekliyordum. 

Sonunda kırmızı gözlerinin içinde yanan alevlerle iki kolunu omuzlarıma dayamış,  toprağın üzerinde geriye doğru ittirerek adeta beni sürüklemiş, yere sapladığım ayaklarım toz dumanlarına neden olurken boğazından çıkan homurtusu beni güldürmüştü. Sırtım  tapınağın duvarına hızla çarptığında, ellerimi onu boynuna sarıp ince boynunun iki elim arasında sıkışmasını sağladım. Bir bacağımla kendimi duvardan ileriye iterken boynundaki bir elimi saçlarına çıkarıp başını olabildiğince geriye doğru çekiştirdim.  Elleri omuzlarımdan boynuma tırmanırken, onun benim yaptığım hamleyi yapmaması için başını daha büyük bir güçle aşağıya çekiyor, omuzları ve boynu bir elim sayesinde sabit dururken saçlarındaki elim başını tüm gücümle geriye, omuzlarından aşağıya, yere doğru çekiyordum. 

Göz ucumla tıpkı bir kurt gibi, karşısındakinin boynuna bir an bile düşünmeden, hiçbir fire vermeden saldıran Jungkook'a ve hemen onun arkasında onu kollayıp gelenleri savuşturan ve dirseğini önünde diz çöktürdüğü adamın boynunun çevresinden geçirip kendisine çekiştiren, en sonunda başın kopup karşısındaki adamın kucağına attığı, yüzündeki gülümseme ve alev rengine dönüşmüş gözleri ile hırıldayan Taehyung'u görüyordum.

Ölümümüz kolay değildi, doğumumuz gibi. 

Gözlerimi, ondan kat be kat güçlü olduğumun farkında olan ve karşımda çırpınan, yine de hiçbir şekilde gardını düşürmeyen ve benimle savaşmaya çalışan Shon'a çevirdiğimde;  başını geriye çekiyor olmam gözlerinin büyüyüp dehşetle açılmasına, boynumdaki elinin uzun tırnakları sebebiyle yatay bir şekilde boydan boya çizmesine, ağzının dişlerini kıstırıp vücudundaki kirli kanın dudaklarından akmasına, uzun zamandır beslenmemiş olmasının verdiği açlıkla güçsüz düşen bedenini ellerimden kurtarmaya çalışmasını gördüm.

Bir elim onu kendime çekiyor, diğer elim başını yere itiyordu. Boğazındaki kıkırdakların çıtırdayışı kulaklarıma güzel melodiler bırakırken elimi bir anda serbest bırakıp onu kendi yerime, duvara yasladım. Bir elimi boynuna çıkardım ve ince boynunu çatırdayıp, bükülene, nefes borusu ve yemek borusunu ezilene, boynu elimin altında şeklini kaybedip yassılaşana değin sıktım. Hissettiği acının çığlıkları ezilen boğazından çıkarken, iki eliyle benim elime sarılıp hiçbir efor sarf etmeden onu öldürüyor olduğumun gerçeği ile yüzyüze geldi Shon.  Tırnakları bileklerimi çizip, etimi delip kemiklerime dayandığında, bileğime kısa bir göz attım. Hiçbir şey hissetmiyordum. İki eliyle bileğime geçirdiği tırnaklarına ve etimin kemiğimin üzerinden görünüşünü inceledim. Ağzındaki kanlar boynuna akarken Shon beni öldüreceğine dair bir şeyler mırıldandı. Hissettiği acı onu delirtmişti şimdi. Elimi daha çok sıkıp gözlerimi ona sabitledim. 

R Å E H | m y g × p j mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin