3|ilk viski.

4K 414 88
                                    

İyi okumalar 🌙

-

Siyah, oldukça büyük ve geniş, içerisinde bir dans pistini, iki uçtaki farklı arka planlara sahip olan tezgahları barındıran, belirli yerlere dağılmış siyah deri koltukların ve uzun yuvarlak masaları şuan saatin erken olmasından kaynaklı olarak boş olduğu bu bara adım attığım ikinci seferdi. Tezgahların arkasındaki beyaz led ışıklar yanık, tepede duran büyük  kristal avize gecenin yıldızı olmak için şuanlık kapalı, sağda ve solda tezgahların yanlarına dağılmış küçük ışıklar da açıktı. Etraf loştu, temizlik kokuları burnuma dolmuş, iyi havalandırma sayesinde de ferah hissettirmişti burası beni. 

"Geldin demek..." Ön kapıdan içeri girdiğim gibi gözümün önüne serilen manzarayı izlemeye dalmışken, sol tarafımdan gelen yumuşak ses tonuyla başımı oraya çevirmiş, isminin Jaebum olduğunu hatırladığım yakışıklı çocuk bana doğru bir baş selamı vermişti. 

"İstemezdim ama elden ne gelir."  Ağzımın içinde gevelediğim cümlelerin sonuna bir gülümseme yerleştirmiş, arkasından parlayan led ışıklarla güzel yüzüne bakmıştım. 

"Merak etme, bir çoğu zaten işi yürütemeden sızıyor." dedi Jaebum elindeki siyah camdan şişeyi raflardan birisine koyuyordu. Şişenin dışında bir yazı dahi yoktu, kapağı oldukça şık, şişenin kesimleri de keskindi. 

"Öyle mi ?" dedim ben de içime serpilmiş yalancı bir suyla gülümserken, eğer kör kütük sarhoş olup sonunda bana ulaşmadan sızacaklarsa en azından biraz olsun mutlu olabilirdim. Hatta daha hızlı sarhoş olmaları için onlara istedikleri kadar içki de getirebilirdim, benim için hiç önemli değildi. 

"Peki ya çok iyi içicilerse?" dedim elimde olmadan, sıkıntı dolu bir nefesi ciğerlerime çekerken.

Bu sefer o güldü, beyaz dişleri iki dudağının arkasından güzelce sergilendi, dudağındaki piercingi gerildi ve bir an için canını acıtıyor mu diye düşündüm. Gözleri kısılıp, burnu kırışırken uzanıp bir az önce rafa koyduğu siyah şişeyi kavradı yeniden. 

"Tabi ki kan içenler de işe yaramıyor ama bu..." Keskin kesimli siyah şişe parmakları arasında dönüp yeniden rafa kaldırıldığında yüzüne yayılan gülümsemeyle konuşmaya devam etti. 

"Bu onları sızdırıyor. Ve bağımlılık yapıyor bu yüzden çalışanların içmesi yasak burada."

"İçmek yasak mı? En azından içebilirim istediğim kadar diye gelmiştim aslında." dedim ben de üzgün yüzümle, elbette şakaya vuruyordum, içmek ve sızmak istemezdim bunların sonucunda işimi kaybetmek hiç istemezdim üstelik. 

"Selam, bu kim?" dedi birisi solumdan, bir anda ortaya çıkmışçasına ayak seslerini dahi duymamıştım. 

"Ben Jimin sen kimsin?" dedim ben de farklı bir uyruktan olduğunu anladığım çocuğa, saçları başının üzerindeki şapkanın altına sıkışmış, siyah tişörtünün üzerinden bile kol kaslarını seçebileceğim kadar sportif ama benim gibi kısa birisiydi. Yüzü genel olarak oldukça çekiciydi ve şimdi bu siyah ortamda parıldayan beyaz ledlerle oldukça yakışıklı duruyordu.

"Ben Jackson?" dedi sorgular bir halde, sanki benim gibi birisinin neden burada olduğunu sorguluyordu. Ben de sorguluyordum, neden burada, neden bu pozisyonda çalışmak zorunda olduğumu. 

R Å E H | m y g × p j mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin