53| Azaptan Geriye Kalanlar

1.6K 116 78
                                    

İyi okumalar🌙 

-

Yatağın tavanında duran aynadan kendime, bedenimin değişimlerine, göğsümde ağır ağır belirginleşmeye başlayan başka bir izin ilk darbelerine, çenemden başlayıp köprücük kemiklerimin ortasında biten iki ince kızıl çizgiye, lacivert gözlerimin iki meraklı irisine ve tüm detayların nasıl da bu denli keskin olabildiklerine, saçlarımın yastık üzerinde dağılışlarına; yanımda yatan Yoongi'nin aynadan beni izleyen gözlerine, gözlerinin kırmızılığına ve içindeki altın rengi harelere, siyah ince tellerinin her birinin güzelliğine, küçük burnunun hemen altındaki kiraz kırmızısı pürüzlü dudaklarına, gözlerine sakladığı şefkatin görülebilir ışıltılarına bakıyordum.

Kavuşmuşluğun vermiş olduğu sahip olma ve bu sahip olma duygusunun verdiği yeterlilik asla tam gelmiyordu bedenime. Fiziksel olarak da görsem, ruhen de hissetsem ondan daha fazlasını istiyordum. Daha fazlasını hissetmek, daha fazlasına dokunmak, daha derinimde bilmek, daha derinine inmek istiyordum. 

Yıllar boyu susuz kalmış bir bedevi olsaydım ve çöllerin ıssız kum taneleri üzerinde dolaşsaydım kendimi kaybetmiş bir halde; Yoongi kesinlikle benim can suyum olurdu diye düşünüyordum. 

 Bir yılan misali çöreklenir kalırdım kıyısına, kendimi kumun altına gömer ve gözlerimi ondan ayırmaz, yaklaşanı zehirler ve ölümünü ağır ağır izlerdim sırf ona yakın olan tek kişi olabilmek için.

Öyle güzel görünüyordu ki şimdi yanımda yatarken, sonsuz bir tını gibiydi orkestrada çalan. 

Bir ninni gibiydi annemden duyduğum ve en güzeliyse, uzanıp da dokunabiliyordum. Onu sevebiliyordum, bunca yüzyıl sonra ve çektiği, çektiğim onca ıstıraptan sonra, cennetten dahi kovulduktan sonra; işte burada yanında yatabiliyor, şimdi ağır ağır aynı yatağın içindeyken gözlerimi aynadaki yansımasından alıp, tüm İzlerinin göründüğü çıplak göğsüne başımı yaslamak üzere ona yaklaşabiliyor ve ona, sesli bir şekilde söylemesem de seni seviyorum diyebiliyordum. 

"Güzelim..." diye mırıldandı ben başımı göğsüne yasladığımda. Bir eliyle saçlarımı alnımdan çekip hemen saç bitimimin ve alın çizgimin oraya bir buse bırakıp beni göğsüne yatırdı.

"Düşüncelerinde ben ne denli güzelsem senin gözünde..." Sözleri, sesinin ince tınısıyla karnımı okşayıp yüzüme bir buse bıraktı nedensizce. 

"Sen her birinden daha güzelsin, Ohar." Kollarımı karnının üzerine atıp onu kucakladım, bacaklarımız ince örtünün altında birbirine kenetlenirken açık pencereden içeriye, ince tülü hareket ettiren meltem doldu ve burnumun dibindeki Yoongi'nin teni sanki cenneti bulmuşum gibi hissettirdi bana.

"Sen daha güzelsin." Hafif bir kıkırtı dudaklarımdan dökülüp de Yoongi'nin de gülmesine sebep olunca Yoongi, biraz doğrulup beni göğsünden indirdi ve yeniden başım yastığa düşünce onun bedeni benimkinin üstünde yükseldi.

"Bu ilişkinin bir güzeli varsa o da sensin, aksini söyleyen olursa bil ki hayatında güzel görmemiştir." Elinin tersiyle ince ince, sanki bir çiçeği severmiş gibi yanağımı okşadı.

"Yüzyıllar boyu beklediğim, yüzyıllar boyu da bekleyeceğim bu güzel ruh ve bu güzel beden inan bana Ohar, tüm dünyaya bedel."

Onu ilk defa görüyormuş gibi içime yayılan sıcaklık gülmeme, gülüşümü kapatmak için ellerimi yüzüme çıkarmak istememe sebep olurken Yoongi de bu halime kıkırdadı. 

"Yüzyılları bu gülüşü görmek için beklerken ben, neden kapıyorsun çehreni?" Yüzüme kapanan ellerimi tek eliyle kibarca kaldırdı, burnu benimkinden birkaç santim uzaktaydı şimdi, gözlerimin kırışmış kenarlarıyla, onun beyaz tenine bıraktığım geçmişin izlerine bakıyor; gözlerim yüzünde dolaşıyor ve içim içime sığmıyordu.

R Å E H | m y g × p j mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin