R Å E H | m y g × p j m

30| birbirimize bağlıyız.

İyi okumalar🌙

-

"Bu baş ağrısı beni çürütecek yakında." Ellerimi başıma bastırıyordum. Beynim birazdan kafatasımı delip tavana yapışacaktı. Gözlerimi açamayacak kadar çok ve gerçekten içtiğim ilaçları hiçe sayacak kadar yoğundu.

Jungkook karşımda oturuyordu, Sauvage bugün sakindi ve inanır mısınız kimse ortalıkta sevişmiyordu. Garip bir şekilde fazla kişi gelmemişti, insanlar ya da Rhualar içeceklerini aldıktan sonra köşelere dağılmış, dans pisti boş ve ortamdaki müzik sakindi.

Jungkook önündeki peçeteye bir şeyler yazmaya başladığında bakışlarımı Yoongi'yi görmek umuduyla yukarı kaldırmıştım  ve beni karşılayan koca bir hiç ile geri indirmek zorunda kalmıştım. 

"Hoseok yüzünden."  Jungkook'un çirkin yazısını okuduğumda gözlerimi devirdim. Boynum acıyordu, deli gibi kaşınıyordu bir kaç gündür.

"Taehyung nerede?"dedim gözlerimi dinlendirmek istiyordum. Barın arkasındaki sandalyeye oturdum ve geriye yaslandım.

"Yoongi ile bir işleri varmış beni de senin başına bıraktılar." dedi gülümseyerek.

"Ne o?" dedim ben de ona bakarken. "Bekçi köpeği mi oldun?" 

Jungkook peçeteyi top haline getirip bana attı.

"Sussana be cüce. Neyse, bana oradan bir sek sang ver bakayım." 

İstemeye istemeye sandalyemden kalkıp bir bardak sang doldurmak için hareketlendim. Başım deli gibi ağrıyordu. Doldurduğum bardağı Jungkook'a uzatırken kaşınan boğazımı kaşımaya başladım.

"İz yüzünden." dedi Jungkook bardağından bir yudum alırken.

"Pardon?" boğazımı kaşımaya devam ederken söylendim.

"Sangrienne olmuşsun ya ?" dedi gülerek.

"İz oluşacak boynunda." 

Gözlerimi ardına kadar açıp Jungkook'a baktım.

"Ne demek boynumda iz oluşacak?" 

"İz kendi seçer, sen belirleyemezsin." dedi o da.

"Büyük babam beni öldürür." dedim sonra arkamı dönüp köşedeki aynaya baktım. 

Boynumda, çenemin altından köprücük kemiklerimin ortasındaki boşluğa kadar olan kısım dümdüz bir şekilde kızarmış ve kabarmıştı. İki çizgi halinde büyük kırmızı çizgiye bakıyordum şimdi, çizgiler inceydi ve renginin şuan kaşımış olduğumdan dolayı mı yoksa kendi renklerinin mi kırmızı olduğunu anlayamıyordum.

"Bunun rengi kırmızı?" dedim ona dönerken.

"Bir Lord ile beraber olduğundan." dedi Jungkook da.

Yeniden aynaya döndüğümde Hoseok'u gördüm. Elindeki bardağıyla, bacak bacak üzerinde atmış bir halde direkt olarak bana ve Jungkook'a bakıyordu. Onun hakkında düşünemiyor, konuşamıyor olmak gerçekten sinir bozucuydu.

"Taehyung geliyor." dedi Jungkook bir an sonra.

Taehyung ve Yoongi arka kapıdan içeriye hızla girmişti. Yoongi başını çevirip de bana bakmamış sadece merdivenlere yönelmişti. Aynı şekilde Taehyung da Jungkook'a bakmamış ve direkt olarak yukarıya çıkmıştı.