İyi okumalar🌙
-
Bedenini kaybetmiş baş, siyah camdan masanın üzerinde, dehşetini bir an bile gerisinde bırakmamış açık kırmızı gözleri, kaskatı kalmış yüzünde bir milim bile oynamamış kaslarıyla, sarı saçlarının çuvala giren kafasından dolayı yüzüne yapışmış olması ve gözlerinin canlılığıyla birleşince ortaya çıkan bu tabloda Kris, son anında bile savaştığını gösteren ; saldırmak ya da ısırmak için hazırda bekleyen dışarıdaki dişleri ve gözlerinin altına yayılmış kırmızı ve mor karışımı damarlarıyla işte orada, zaten ölmüş olan bedeninden ayrılmış başıyla bu sefer ölümü gerçekten tatmış bir şekilde masada duruyordu.
Yanımda Yoongi, karşımda Jungkook ve Taehyung vardı. Bir de Zhou Mi. Zhou Mi, Jungkook'un arkadaşı olmasına rağmen Taehyung'u diken üstünde tutan, sakin ve bir heykel gibi olan güzel yüzünün arkasındaki kızgınlığı ve kıskançlığı benim bile algılayabileceğim kadar kuvvetli bir şekilde Taehyung'un hissetmesini sağlayan Zhou Mi, çok garip birisiydi. Saçları uzun, omuzlarına değin geliyor, tırnaklarında siyah ojeler ve dudağının tam ortasında derin bir kesik bulunuyordu. Ellerinin üzeri kına renginde işlemelerle oldu, gözlerinin rengi de kehribara çalıyordu. Zhou Mi geldiğinden bu yana konuşmamış, gözlerini Kris'in yüzünden ayırmamış başını çevirip bir defa bana bakmış ve bu bakışı Yoongi'nin gözlerini ona çevirmesi ile son bulmuştu.
Bilmediğim bir dünyada tüm duyularım açık olsa bile kör gibi hissediyordum. Büyük babamın ölümünü düşünmeyeyim diye Yoongi beni elimden tutup buraya getirmiş ve ne olursa olsun dinlememi ve dikkatle bakmamı söylemişti. Onların duyduklarını duyamazdım ve ben neden buradaydım bilmiyordum ama yine de yanı başında oturmuş, Kris'in bana bakan kırmızı gözlerine bakmamaya çalışıyordum.
"Son anına değin savaşmış." diye mırıldandı Zhou Mi en sonunda, ayakta dikildiği ve tek bir kelime dahi etmediği on beş dakika sessizlikle, incelemekle geçmişti.
"Birisi başını eliyle kopartmış."
Kris'in keskin bir nesne kesmemişçesine tırtıklı ve eşit bir yüzeye sahip olmayan boynuna baktık. Omuzlarının üzerinde ve kendi durumuna göre hayat dolu olması gereken bu baş, damarların sallandığı, derisinin tahriş edildiği, belli başlı parmak izlerinin şimdi dikkatli bakınca cildinde çöküntü yarattığını ve anatomisinin izleriyle, kıkırdaklarının boynun altından çıktığını görebiliyordum.
"Sizden istediğim malzemeleri aldınız mı?"
Gözlerini Jungkook'a çevirdiğinde olumlu yanıt gecikmemiş, Jungkook koltuğun kenarına bıraktığı siyah çantasını masanın üzerine çıkarmış ve içinden Zhou Mi'nin istediğini tahmin etmiş olduğum malzemeleri masaya bırakmıştı.
Ne oldukları hakkında bir fikrimin olmadığı iplerle bağlanmış birkaç farklı çeşitte ot, büyük geniş ve ahşaptan bir kase, küçük şişelerin içindeki yağlar ve iksirler olduğunu düşündüğüm sıvılar ve birkaç tane mum vardı. Bir ayin gerçekleştirilecekti ve benim buna şahit olacak olmam korkmamı sağlıyordu. Sauvage'ın daha önce hiç girmediğim bir odasındaydım, oda Yoongi'nin odası gibi siyah ama farklıydı. Yalnızca iki tane koltuk, tıpkı Yoongi'nin odasındaki gibi siyah, camdan bir masa, bir duvarı kaplayan kütüphane ve başka bir duvar boydan boya raflarla kaplanmış ve hınca hınç doldurulmuştu ve tepemizde etrafı aydınlatan bir avize vardı.
Zhou Mi kınalı ellerini dudaklarına yaslayıp gözlerini kapattı. Kollarının yukarı çıkışı üzerindeki uçuş uçuş siyah tülden kıyafetinin havalanmasına, tülün kayıp dirseklerine kadar kollarını açıkta bırakmasına ve tıpkı elleri gibi, dirseklerinden bileğine uzanan bölgelerin uzun ve yaygın işlemelerle kaplı olduğunu, kına renklerinin bazı yerlerde açık maviye dönüştüğünü görmüştüm. Kapalı dudakları ve gözlerinin ardından ses işitmesek de dudaklarının oynadığını ve ortamın soğuduğunu hissetmeye başlamıştım. Ellerinin üzerindeki işlemeler, dudaklarının kıpırtısına kapılmış, renkler kınalıklarını geride bırakıp siyahlaşmış ve Zhou Mi'nin dudaklarından duyamadığımız fısıltılar bir anda odanın içinde yankılanmaya başlamıştı, tekrar ediyor, gittikçe güçleniyor ve ardı arkası gelmeyecek gibi mırıldanıyordu bu üç kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R Å E H | m y g × p j m
FanfictionYüzyıllardır doğan ve yeniden ölen Ruh Konağı, her doğuşunda bedenini Mühürlerle süsleyen eş, Lort Rhua Yoon Gi'nin en değerlisi; Raeh yeniden doğdu. Funsåesser ve Ruensåesser'in hikayesi. min yoon gi × park ji min.