18|r a e h.

3.2K 379 188
                                    

İyi okumalar 🌙
-
Yüzümde salak bir gülümseme,dudaklarımda Vanilya'nın tadı,kalbimde küçük sızılar vardı onu sevdiğime dair. Mutluydum inkar edemezdim ve daha fazlasını da istiyordum.

Taehyung keyifli halimle dalga geçiyordu ne olduğunu söylememiştim ama anlamıştı zaten çünkü bu hallerime rağmen,deli gibi Vanilya'dan kaçıyordum. 

Onu görme ihtimalimin olduğu yerlere gitmiyordum mesela,yukarı toplantı vardı ve üç defa sang siparişi gelmişti hepsinde Jaebum ya da Taehyung gitmişti ben gidersem büyük ihtimalle ölürdüm. Vanilya'nın güzelliğinden ve aklıma gelen tadından...

Tanrım,ne de güzeldi ve nasıl bu cesareti bulmuştum vücudumda? Şimdi olsa asla yapamazdım,bırakın onu öpmeyi teklif etmeyi yanında kızarmadan duramıyordum bile. 

"Şu yüzündeki salak gülümseme sinirlerimi bozuyor." dedi Jungkook önümde oturuyordu elindeki telefonuyla oynarken.

"Benimkini de senin varlığın bozuyor ben bir şey diyor muyum?" 

"Dua et,beni başına seni koruyayım diye bıraktılar." 

Ona kıkırdadım. Kimsenin korumasına ihtiyacım yoktu,eğer gerçek insanlarla karşı karşıya kalmış olsaydım ama Rhualarla dolu bu barda bir korumamın olması bence de gerekiyordu.

"Taehyung niye dönmedi bunca saattir?"

Elimi çeneme yasladım,henüz durgun saatlerindeydik barın ve bunu da geçtim canım sıkılıyordu birazcık. 

"Toplantı yapıyorlar önemli bir konu sen anlamazsın."

"Ne diye anlamıyor muşum?" diye çıkıştım ona.

"Rhua tarihi,sınırlar ve anlaşmalarla ilgili?" dedi bir kaşını kaldırarak.

"Aman," dedim ben de gerçekten anlamayacağım konulardı.

"Çok meraklıydım!"

Aslında deli gibi merak ediyordum. Süper güçlerim olsaydı böyle ekstra iyi duyma ya da Yoongi'ninki gibi zihin okuyabilme,efsane olurdu!

"Söylesene," dedi Jungkook yüzünde anlamlandıramadığım ifadeyle.

"Nefes almak nasıl bir şey?"

Gözlerimi onun gözlerine çevirdim. Bu soruyu beklemiyordum ya da bunu birisine sorunca ne cevap verir bilmiyordum.

"Ben." dedim duraksayarak. "Nasıl anlatabilirim bilmiyorum..."

Başını yeniden öne eğdi ve telefonuyla ilgilendi. Nefes almak,dolu hissettiriyordu. Özgür hissettiriyordu belki de, hayatta hissettiriyordu.

"Yaşıyormuşsun gibi." dedim ben de en sonunda.

"Nefes almanın nasıl bir şey olduğunu unuttum." dedi o da gülümseyerek.

"Ciğerlerinize hava çekebiliyorsunuz ama değil mi ?" Tek kaşımı havaya kaldırarak ona bakıyordum ki kıkırdadı.

"Nefes almaya ihtiyaç duymuyoruz. Ama ciğerlerimize nefes çektiğimizde," dedi ve derince bir nefes aldı.

R Å E H | m y g × p j mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin