R Å E H | m y g × p j m

28|ruhumu gördüm öldür beni.

-
İyi okumalar 🌙
-

"Bu kadar güzel olmaya gerçekten utanmıyor musunuz? İsterseniz bir geceliğine sizi dünyanın en şanslı adamı yapabilirim?" 

Jungkook tezgahın arkasında, ellerini çenesinin altına dayamış bir şekilde Taehyung'u izlerken ben de köşede, sandalyelerden birisine yerleşmiş, elimdeki elmamı iştahlı bir şekilde yerken o ikisini izliyordum.

"Bu sizi hiç ilgilendirmez beyefendi, evliyim. Ayrıca bir gün değil, her gün dünyanın en şanslı adamıyım." 

Taehyung sildiği bardağı geri yerine bırakırken Jungkook kalp krizi geçiriyormuş gibi elini kalbine koydu.

"Bu güzelliğiniz bana kalp krizi geçirttiriyor beyefendi! Gerçekten bir kere öpebilir miyim?"

Jungkook yüzündeki acı ifadesi ile Taehyung'a baktığında, Taehyung  rolüne iyice girmiş bir şekilde elindeki bezi tezgaha fırlattı. 

"Ne dediniz?" diye çıkıştı Jungkook'a.

"Bir kere, o güzel dudaklarınıza sahip olabilir miyim?" Jungkook yinelediğinde Taehyung aniden tezgahın üzerine çıkıp bacaklarını Jungkook'un iki kenarından sarkıttı.

"Yalnızca bir kere." diye mırıldandı Jungkook'un dudaklarına.

Ve Jungkook kıkırdadı.

"Tadının bağımlılığını bilmesem, bir kere tadıp geri çekilirdim. Ama bu dudaklar için, öldürürüm herkesi."

Ve onlar öpüşmeye başladıklarında elmamdan başka bir ısırık alıp başımı boş Sauvage'ın içinde gezdirdim gözlerimi. Dans pisti, kabin, karşımdaki tezgah, sandalyeler, özel odalara giden iki farklı koridor, ve merdiven. Gözlerim merdivenin sonundaki geniş alanı buldu.

Kristal avizenin ışıklarının yüzüne vurduğu sevgilimi gördüm. Ellerini trabzanlara yaslamış, aşağıya bana bakıyordu. Gözlerimi ondan çekmeden, saçlarının arasına düşen ışıklara, burnunun gölgesinin dudaklarına yansımasına, siyahlar içindeki bedeninin beyaz teninin ne denli güzel göründüğüne baktım.

Yoongi bana gülümseyip arkasını döndü ve odasına girdi. Elmamı bitirmiştim, öpüşen Taeyung ve Jungkook kendilerini kaptırmış gözüktüğünden onları rahatsız etmeden elmayı çöpe attım ve ellerimi yıkadım. Hızlı adımlarla henüz açılmamış barın içinden geçip merdivenleri tırmandım ve odanın önüne geldim.

Kalbim ağzımdan çıkacak gibi atıyordu. Sanki ilk defa girecektim bu odaya. Sanki ilk defa tanık olacaktım yakınlığına Yoongi'nin güzelliğinin. Sanki ilk defa aşık olacaktım ona. Kapıyı açıp içeri süzüldüm yavaşça. Ve hemen ardından Yoongi'nin kapıyı kapatan elleri, sırtımı göğüsleyen bedeni ve tenimin üzerindeki dudakları midemin kasılmasına ve kıkırdamama neden oldu.

"Neden bu kadar uzun sürdü?" dedi beni yatağa yürütürken.

"Merdivenlerde çok basamak var." dedim ben de kıkırdarken.

"Öyle mi?" Güldü.

"Öyle." dedim ben de.

"O merdivenleri yıkıp, oraya bir asansör yaptırmalıyım. Her seferinde yanıma gelmen bu denli uzun sürmemeli."