~SERSERİ~1

10.6K 218 40
                                    


İyi okumalar dileğiyle 🖤

Yine o yağmurlu günlerden biriydi, soğuk ve rüzgarlı gerçekten çok güzel hissettiriyor. Yağmur yağdığında camlara  geldiği zaman ki sesi, ağaçların sallanırken ki hışırtı sesleri, rüzgarın uğultusu..

Beni benden alıyordu. Eski evimizde ki arkadaşlarım şimdi yoktu veya orda ki okulum çevrem. Hiçbiri olmadan nasıl yapacaktım kim bilir? Kendime yeni bir sayfa açıyorum ve bu sayfanın geçmiş gibi kötü olmasına izin vermek dahi istemiyorum.

Belki de burada ki yaşantım daha iyi olabilirdi ya da daha iyi olabilmesi için biraz çaba gerekiyordu.

Annem, dünyanın en güzel ve en güçlü kadını. Yani bana göre. Tabi herkes kendi annesi der ya aynen benim içinde öyle.

Güçlü diyorum çünkü babam tarafından 3,5 yaşında terk edildik. O zamanlar durumumuz iyi değilmiş. Babam uzun bir süre işsiz kalmış sadece annemin o zaman ki parasıyla geçiniyormuşuz.

Babam ve annem de çok fazla kavga ediyorlardı, para meseleleri yüzünden. Asla unutamazdım o günleri. Ne kadar küçük olsam da hatırlıyordum. İnsan bazı zamanı, günleri unutmazmış ya aynen öyle. Dün gibi aklımda.

Para meselelerinden dolayı kavga ettiklerinden dolayı da babam evden ayrılmıştı o gün. O günden sonra geri gelmedi. Zaten o günde büyük bir kavga olmuştu. Bütün komşular gürültüden dışarıya dökülmüştü. Annem ile birlikte çok yokluk çektik. Annem evi geçindiremiyordu. O yüzden de babam yüzünden gidemediği dondurduğu üniversiteye gitti, hem okudu hem çalıştı hem de bana baktı.

Sonuç: hemşire oldu.

O kadar gurur vericiydi ki bu, babamdan sonra tüm düzenimizi otutturabilmiştik. Daha iyi geçmişti günlerimiz diyebilirim.

2 gün sonra okul var. Aman ne harika? Hepimiz o sıkıcı formaları ve bir ton makyaj yapıp gelen hocaları,öğrencileri kim bilir nasıl özledim..

Karnımın guruldaması ile düşüncelerimden ayrılıp mutfağa ilerledim. Yumurta yapmaya karar verdim.

Bir dakika sakın yemek yapmadığımı zannetmeyin kesinlikle yumurtadan başka yemek yapabiliyorum. Yani makarna, hazır mantı gibi.

Sadece bu kadarla da sınırlı değil. Domates de doğrayabiliyorum.

Yemeği yedikten sonra durulayıp yerine yerleştirdim. Annem bu gece nöbette olması gerekiyordu. Kardeşim falan yoktu tüm gün evde boş boş halı desenini, tavanları seyrediyordum.

Televizyonu açıp sıkıcı kanallarda gezindim. Neden çok sıkıcı filmler vardı?

Hepsi de sonunda birbirine aşık oluyorlar falan filan. Çok klişe.

Belki de gideceğim okul hakkında araştırma yapabilirdim! Yukardan hemen leptopu alıp aşağıya indim. Koltukta rahat olduğumu hissettiğim zaman bilgisayarı açtım.

Okulun adını yazdım. Bilgiler bulunuyordu. Okumaya başladım.

' Kolejimiz Adnan Karahan tarafından yönetilmektedir. Bir sürü spor dalı ve bir sürü etkinlikler yapılabiliyor..'

Bla bla bla

Sıkılmıştım diyebilirim. Yıllık da fiyatı uygundu. Annem buraya kaydımı yaptırmıştı çoktan..

Daha fazla düşünmek istemediğim için kendimi uykunun kollarına bıraktım. Yaklaşık bir gün sonra yeni hayatımın başlıyordu..

..

"Imm? Bu ses ne?" Uykulu gözlerle etrafa bakındım. Alarm sesi miydi o? Yok ya- tabi ya! Telefon çalıyor.

"Alo?"
"Yaa nerdesin sen kızım? Kaç günden beri ses çıkmıyor senden noldu sevgili mi yaptın yoksa yakışıklı mı bari?" Bu handeydi. İstanbul'a taşındığımı bile bilmiyordu.

~SERSERİ~ YENİDEN YAZILIYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin