Merhaba Arkadaşlar, uzun süre yoktum bunun farkındayım. Bunu telafi etmek istiyorum bu bölümü diğer bölümlere nazaran daha uzun tuttum. Belki tam olarak bir telafi değil ama bundan sonra daha sıkı bölümlerin geleceğini bildirmek istiyorum. Ayrıca eski bölümlerde çok fazla yazım yanlışı, biraz olayların kargaşalığı, gibi hatalarım var. Bunları da düzeltmek istiyorum. 71 K olmuş okunma sayısı gerçekten çok mutlu oldum. Çünkü ben bu hikayeye 26 Haziran 2018 yılında başladım ve yazın genelde köy ortamında olduğum için kendimi oyalanacak bir şeyler aradığım için aslında bu hikayeye başladım. Çokta uzatmak istemiyorum hikayeye geçebilirsiniz;
İyi okumalar dileğiyle🖤
^^^
Mira Sönmez"Anne ben şimdi hangi okula gideceğim?"
"O koleje devam edeceksin tabi ki. Ücreti ödenmeseydi ordan almayı isterdim güzel kızım ama seni daha iyi bir okula gönderebileceğimi zannetmiyorum." Dedi Serpil Hanım koltuğa iyice yayılarak. Eline kumandayı alıp televizyonda ki kanallarda tek tek gezinmeye devam etti.Mira ise iç çekti, o okula asla gitmek istemiyordu. Artık 12sınıf olmasına rağmen gitmek istemiyordu. O saçma sapan insanların yüzünü görmek dahi istemiyordu sorun da buydu ya zaten. O arkadaşları bile hiç arayıp sormamışlardı. Kabul ediyordum bende onları aramamıştım fakat yine de -başıma gelenleri bildiklerini düşünerek- aramaları gerekirdi. Belki de bu konu da bencil davranıyordum ama kendimi yalnız hissediyordum. Onur ile de ara da bir mesajlaşıyorduk sadece o kadardı, daha fazlası yoktu. Yağmur sesi miydi o? Ne ara bu kadar yağmaya başladı? Sanırım bu yaklaşan sonbaharın habercisiydi...
-^^-
Telefonumun melodisi kulaklarıma ilişince direk olarak odama yöneldim. Bu saatte beni arayan mı olurdu? Odamın köşesinde duran telefona bir iki adım ilerleyip hemen elime aldım. Telefonda ki arayan kişi şaşırmama sebep olacak kişiydi.İpek'
Bu kız neden beni arama ihtiyacı duymuş olabilirdi ki? Yine ne saçmalayacaktı allah aşkına akşam akşam hiç bu kızın sesini çekemezdim.
'Ya önemli bir şeyse?' Diye dürtükleyen iç sesimi umursamadan sessize alıp telefonu odada bırakıp salona yöneldim.
Bir insan sesine ihtiyacım vardı fakat bu İpek'in sesine hasret kaldığımı kimse söyleyemezdi.
Kayhan Deniz
(Hatırlamayanlar için; Ateş'in patronuydu.)"Kayhan, bugün pek bir düşüncelisin noldu iş yerinde bir takım sorunlar mı var ?"dedi Fahriye Hanım. (DİPNOT: Kayhan Bey'in eşi)
"Hayır yok, aynı şeyler oluyor." Dedi Kayhan Bey elinde ki çatalı umursamadan masaya bıraktı aniden ve sandalyeyi hışımla çekti. Fahriye Hanım ise bu tepkiye irkilerek cevap verebildi.
Bir şeylere canı sıkıldı heralde. Çok fazla üstüne gitmemek gerekir , dedi ve yemeğini yemeye devam etti.
^^^
İpek ''ten ;
Titreyen ellerim, yırtık pantolonun arasından çıkan ipler soğuktan donmuş kıpkırmızı burunumla harika gözüktüğümü hiç zannetmiyordum. Fakat umursamadım, ben buydum işte daha fazlası yoktu, olmayacaktı da. Yazın bitmesi mi ah? Sanırım hiç istemiyorum.Cebimde titreşim modunda kalmış olan telefonumu elime aldım, şarjım da 10 kalmıştı harika! Babam bir çok kez aramış bulunmaktaydı. Ama sadece bir kaç kez? Normalde daha fazla araması gerekirdi. Herhalde bu benim için daha iyidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SERSERİ~ YENİDEN YAZILIYOR
Chick-LitBaşlama tarihi:26.06.2018 (20.Bölüme kadar düzenlenmiştir, hikaye eskisine göre değiştiriliyor. 20.bölümden sonrası garip gelebilir)