İpek hastaneden çıkalı tam iki gün olmuştu ve biz bu süreçte birbirimizi görmek dahi hiç konuşmamıştık. Sürekli odasında duruyordu. Bazen bile yemeğe inmiyor odasına istiyordu. Hastaneden sonra onunla bizzat kendim konuşmak istiyordum. Dedikleri hala aklımdaydı belki de hasta halde saçmalamıştır? Diye düşünüyorum bazen de hastayken belki de kendinde değildi o sıra doğruları veya yanlış konuştu.
Aklım allak bullak olmuştu. İlk işim İpek ile konuşmak olacaktı. Bu sorun Biran önce çözülmeliydi, ayrıca Onur da çok kötü bir durumdaydı. Kardeşine yanlışlıkla olsa da eli kalkmıştı kendisini hiç olmadığı kadar yalnız ve karanlık hissediyor olmalıydı. Sürekli odasında duruyordu. Ona yardımcı olmak çok istiyordum fakat kimseyi odasında istemiyordu.
Neden herkesin bir sorunu vardı? Bir tek çocuklar mı vicdan azabı çekecekti? Annem ve Erkan Bey peki?
Araları eskisi kadar iyi değildi. Ayrıca Erkan Bey bana da çok soğuk davranıyordu. Annem de mutsuz görünüyordu. Bu işin sonu hayırlı gibi gözükmüyor desem yalan olmazdı..
1ay sonra
Yemek yerken kimse de ses çıkmıyordu. İpek artık aşağıda yemeğini yiyordu. Fakat Onur hala bitkin haldeydi. Unutmamamış olmalıydı. Fakat İpek ile hala konuşmamıştım. Konuşmak istesem araya ya birşeyler giriyordu ya da İpek meşgul olduğunu, uyumak istediğini yani kısacası benimle konuşmak istemiyordu.Ama bugün ne olursa olsun onunla konuşmak zorundaydım. Çünkü artık bu sonucu merak ediyordum.
Onur bir ay da çok zayıflamıştı. Ona ne kadar sen hatalı değilsin desem de o üzülmeye devam ediyordu.
Yemek yerken Onur yanımıza gelip sandalyeden birine oturdu. Erkan Bey hızlıca sandalyeden kalkıp Onur'a baktı. "Ne yüzle buraya geliyorsun sen? Ben sana demedim mi odanda yiyeceksin diye?"
"Bab-"
"Baba deme bana! Bundan sonra senin gibi bir oğlum yok benim duydun mu?"
"Dinl-"
"Ne diyeceksin ha? Ne! Bundan sonra bizimle yaşamayacaksın Onur! Seni yatılı bir okula yerleştirdim oraya devam edeceksin!Erkan Bey hızlıca yerinden kalkmıştı. Annem de o kalkınca gitti. Onur ise yere çökmüş ağlıyordu. İpek ise aldırış etmeden merdivenlere doğru ilerledi.
İpeğe değmezdi!
"Ağlama nolur Onur, bak ben yanındayım.."
"Bir tek sen varsın beni bırakma olur mu?"
"Bırakmam!"diyerek sarıldım ona sıkıca. Kardeşçe.**
"Peki şu yatılı okul işi nolacak?"
"Onu bende bilmiyorum."
"Buldum, eğer istersen babamın arsasını satar orda yaşarız sende benimle gel olur mu?"
"Neden olmasın!"
"Tamam ben onu halledeceğim."
"Benim çok küçük bir isim var hemen geleceğim."
"Tamam."dedi Onur.Mira da hemen kapıdan çıkıp merdivenlere yöneldi. İpek ile konuşmanın tam da zamanıydı!
Kapıyı yavaşça açtı ve İpeği masa başında gördü. Mira'yı o da gördü tepki vermeden telefonuyla ilgilendi.
"İpek konuşmamız lazım."
"Meş-"
"Yeter ve yeter beni oyalandığın yetmiyor mu? Kendine gel! Sana adam akıllı birşey soracağım."
"İyi kısa olsun."
"Hastahanede dediklerin gerçek miydi?"
"Ne demişim?" Dedi beni takmayarak.
"Mira?"
"Efendim "
"Ben senden çok özür diliyorum. Senin sevgilini aldım bu yüzden çok üzgünüm. Siz birlikte olmayı hak eden çiftlersiniz. Ben Ateş'i sevmiyorum. Gerçekten siz birbirinize layıksınız."Ama-"
"Hayır önce beni dinle. Kaan'ı da zorladım onu tehdit ettim hatta sana gelip söylemeye çalıştı sonra ben konuştum ve gelmeye cüret edemedi. Ateş'i seviyor gibiydim önceleri çok aşıktım fakat bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Zaten de Onur sevgili olmamı istemiyor. Biliyorsun sende. O yüzden sizin olmanız daha iyi olur. Seni Ateş ile birlikte olmanı isterdim. Hem o da seni unutamadı! Sen yanımızdan geçerken değişik davranıyor ve konuşma tarzı farklı oluyordu. Seni hala unutamadı. Ama biliyorsun ki sende unutamadın onu. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SERSERİ~ YENİDEN YAZILIYOR
ChickLitBaşlama tarihi:26.06.2018 (20.Bölüme kadar düzenlenmiştir, hikaye eskisine göre değiştiriliyor. 20.bölümden sonrası garip gelebilir)