Güneş ışıklarının camdan yansımasıyla güneşin doğduğunu anlamam uzun sürmemişti. Bugün cumaydı ve sanırım okulu ekecektim. Okula gitmeye halim yoktu ve Onur'u ziyaret etmek istiyordum. Tabi ki okuldan sonra da gidebilirdim ama ders programı kafamın almayacağını haber veriyordu. Üstüme bordo bir tişört ve siyah pantolon alıp geçirdim. Gayet iyiydim. Makyaja gerek yoktu zaten okula gitmiyordum. Sadece Onur'u ziyaret edecektim. Telefonumu şarjdan çıkarıp lavaboya girip işlerimi halledip çıktım. Canım yemek yemek istemiyordu. Kendime bir tost yapsa mıydım?Çalan kapı ile düşüncelerimi bir kenara bırakıp kapıya döndüm. Sabah 9da kim kapıya dayanırdı ki? Karşımda Ateş, Berk, Kaan ve Tuğçe duruyordu. Hey sabahın 9'unda sizin okulda olmanız gerekmiyor muydu?
"A-a, hoşgeldiniz?"
"Anlatacaklarımız var, içeri girebilir miyiz?" Dedi Kaan. Kafamı olumlu anlamda sallayıp bende onlarla birlikte içeri girdim. Noluyordu? Acaba Onur ile alakalı mıydı? Muhtemelen öyleydi ama zaten haberim vardı ki?
"Onur ile ilgili diyorsanız Onur bulundu."dedim ve karşılarına oturdum. Kendimi değişik hissediyordum. "Hayır Onur ile ilgili değil, Dilara ile ilgili." Diyen Tuğçe ile bakışlarım ona döndü, keskin bakıyordu. "Onur iyi mi? Nasıl bulundu?" Diyen Berk'e döndüm bu sefer. Kafam dönmüştü iki üç cümleyle.
"Marketten dönerken karşılaştım, kalabalıktan öğrendim bende zaten daha doğrusu kulak misafiri olduğum söylenebilir. Herneyse kadınların dediklerine göre arabadan atılmış ve çiğnemeye çalışmışlar. Çiğneme başarılı sonuçlanmamış iyi ki, bir adam kurtarmış. Hastaneye kaldırıldı bende dün oradaydım zaten. Sizin Dilara ile söyleyecekleriniz neler?"
"Dilara'nın son zamanlarda yaşadığı herhangi üzecek bir olay var mıydı?"
"Yani sanırım Onur dışında yok heralde."
"Peki hiç intihar etmekten söz eder miydi?"
"İntihar mı? Hayır hiç bahsetmedi de daha açık konuşur musun Kaan?"
Kaan kafasını salladı ve derin bir iç çekti. Herkesin haberi vardı ve benim yine haberim yoktu bir şeyler olmuş olmalıydı.
|KAAN BİLGİN|
"Seninle konuşmak istediğim bir konu var ve yarın buluşabilir miyiz?"
Mesaj Dilara'dan gelmişti, demek ki gece yarısı saat 3'30 olsa bile uyanıktı. Gülümsedim ve "pekala" yazıp gönderdim. Telefonu masanın üzerine koyup düşünmeye koyuldum. Düşünmeye bir taraftan ihtiyacım varken bir taraftan da uyku deli gibi bastırıyordu. Karnım gece yarısında acıkınca yataktan çıkıp mutfağa ilerledim. Annemin yaptığı pastayı çıkarıp bir taraflarını didiklemeye koyuldum. Pasta enfesti, bayılmıştım.
Yedikten sonra pastayı dolaba koyup odaya çıktım yarın güzel bir gün olmasını dileyip yattım. Daha fazla uykumu geciktiremezdim.
^^
"Hadi tatlım poğaçalar yaptım, bitmesini istemiyorsan hızlı bir şekilde mutfağa gel."
Hızlı adımlarla üstüme bir kaç bir şey geçirip mutfağa ilerledim. Annem gerçekten güzel yemek yapardı ve ben onun yemeklerine bayılırdım.
"Saat kaçta buluşuyoruz?" Dedim ve gönderdim. Poğaçaları yedikten sonra masadan kalktım. Dilara hala mesaja cevap vermemişti. Herhalde hazırlanıyordur kafasıyla tv programlarına döndüm.
Bir kanalda bırakıp onu izlemeye koyuldum.
Dilara'dan hala çıt yoktu, aradım hemen. Açmayınca daha da endişelenmiştim. Tekrar, tekrar aradım. Hiçbirinde de açmamıştı daha doğrusu telefonu kapalı olarak gözüküyordu.
"Anne ben çıktım"
Evden ayrılıp bir taksi çevirdim. Eğer Dilara benimle oyun oynuyorsa gerçekten kendime hakim olamayabilirdim.
Taksiye ücretini verdikten sonra evin önünde ki kalabalıklığı görmemle şaşkına döndüm. Hem insanlar vardı hem de polisler. Nasıl yani Dilara nerdeydi?Hızlı bir şekilde eve adımladım.
"İçeri giremezsiniz inceleme yapıyoruz"
Geri çekilip dışarıda bekledim. Bu gerçekten sinir bozucuydu. Dilara'ya nolmuş olabilirdi? Daha dün gece iyiydi ne ara kaybolmuştu bu kız ortadan?
"Bu notu bulduk." Diyen polise adımladım. Hızlı bir şekilde notu ellerinden kaptım. Polisin dik dik bakmasını kale almayıp nota baktım.
"Peşimden asla gelmeyin, artık yoruldum. İntihar etmek en kolayı geldi."
Ama , ama bu çok saçmaydı. Daha dün gece iyi durumda olan kız bugün intihar etmeye mi gitmişti? Bu saçmalıktan başka bir şey değildi.
"Polis Bey umarım burda ki yazılanlara inanmıyorsunuzdur, buna imkan yok dün gece Dilara ile konuştum. Bugün buluşacaktık nasıl intihar edebilir? Mesajlar da hala duruyor. Saat 4'e yakındı."
Telefonu açıp mesajları polise göstermiştim, poliste anlamsız bulmuş gibi bakıyordu. Anlamsız bulmamalıydı! Mantıklı bulmalıydı!
Polislerin işi uzun sürerdi ama benim tek bildiğim Dilara'nın intihar etmeyeceğini bildiğimdi. Adım gibi emindim başka bir olayın olduğuna..
^^
-Günümüz-Şaşkınlıktan dilim damağım kurumuştu, bu nasıl olurdu? Dilara intihar neden etsindi ki? Belki tamam sevgilisinden ayrılmıştı, hatta baya kötü ayrılmışlardı ama bunun üzerine intihar edeceğini zannetmiyordum.
"İntihar olayı hikaye gibi geliyor."diyen Tuğçe haklıydı, bana da öyle geliyordu.
"Şu not ile Dilara'nın yazısını karşılaştıralım, hala not sende mi Kaan?" Cebinde ki kağıdı bana uzattı. "Geçen derse geç kalmıştım ve Dilara'yla sohbet etmekten pek yazamamıştım o yüzden defterinin fotoğrafını çekmiştim."
Bir bacağıma notu bir bacağıma da telefonu koyup iki yazıyı da karşılaştırmaya çalışıyorduk. "Bu iki yazı da birbirine benziyor"diyen Ateş'e döndüm. Haklıydı, nottaki ve defterde ki yazılar birbirine çok benziyordu ve muhtemelen Dilara yazmıştı bu notları.
"Dilara'nın böyle bir şey yapması mümkün mü?"
"Değil, sadece geçen sevgilisinden ayrılmıştı daha doğrusu aldatmış yani Dilara'nın gözü önünde. Birazda ondan dolayı psikolojisi iyi değildir ama ilk gün ki gibi değil. İlk gün baya kötüydü ama düzeldi. Gayet iyiydi yani"
"Umarım intihar gibi bir durum söz konusu değildir." Kafamı olumlu anlamda salladım. Onur bulunmuştu ve ondan sonra ki gün Dilara birden kaybolmuştu. Nasıl oluyordu anlayamıyordum. Ya ikisinin de çevresinde sıkıntılı olduğu birileri vardı ya da şanssızlıktı.
Gerçi ben pek şansa inanmazdım ya.
|DÜZENLENMİŞTİR|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SERSERİ~ YENİDEN YAZILIYOR
ChickLitBaşlama tarihi:26.06.2018 (20.Bölüme kadar düzenlenmiştir, hikaye eskisine göre değiştiriliyor. 20.bölümden sonrası garip gelebilir)