"Günaydın"
"Sana da Günaydın." Dün ki olan olaylardan Onur ve Dilara'ya bahsetmiştim, gerçi daha önce yaşadığım Tuğçe ile problemden de biraz bahsetmiştim. İkisi de dün yanımda olmadığı için biraz morali bozuk gibiydi. Bugün kendimi enerjik hissediyordum. Dün erken uyandırılmıştım, bugün yeteri kadar uyumuştum. Enerjik olmamı buna bağlıyordum sanırım. Bugün akşama doğru evlere geri dönecektik."Ne zaman yemek yiyeceğiz?"
"Sanırım bir on dakika sonra." Pijamalarımı çıkarıp siyah tayt ve salaş beyaz bir tişört giydim. Pijamaları katlayıp kenara koydum. Çadırdan çıkıp beyaz ayakkabılarımı giyip sandalyelerden birine geçip oturdum.
"Günaydın"
"Günaydın Onur."dedim ve tam karşıma oturdu. Onur ile sohbet etmeyi özlemiştim sanırım. Çok fazla zaman olmamıştı ama bana fazlasıyla uzun bir zaman gibi gelmişti.
^^
Yemek yemiştik, herkes çadırlarına koşu için hazırlanmak adına girmişti. Bugün koşuya gitmeyecektim, Ayfer hocadan izin almıştım. Bugün ki planım tüm gün uyumaktı.Dilara çadırdan çıktıktan sonra arkalarından baktım. Onur da Dilara ile gidiyordu. Onlar geldikleri gibi zaten servise binecektik bu yüzden çok fazla gecikeceklerini düşünmüyordum.
Ben uyuyana kadar gelmiş olurlardı belki..
__
"Dilara biz neredeyiz? Bu üstümde ki gelinlikte ne böyle?"
"Aklın nerde senin? Şimdi ayakkabını getir ve isimlerimizi sırasıyla yazalım." Etrafıma baktığımda Tuğçe Dilara ve İrem vardı. Dilara surasıyla isimleri yazdıktan sonra ayakkabıyı elime tutuşturdu. Onlarda güzel olmuşlardı, İrem yeşil uzun askılı bir elbise giymişti, Tuğçe mavi boyundan bağlamalı bir elbise, Dilara'nın da straplez siyah elbiseydi. Hepsi çok şık gözüküyordu.Aynaya doğru ilerledim ve kendime baktım. Tam hayalimde ki gibi bir gelinlik olmasa bile güzel bir gelinlikti.
Düşük omuz askıları, üst bedeni boncuk işlemeli M yakalı balen etekli bir gelinlikti. Saçlarım topuz yapılmış, parıltılı bir taç takılmıştı. Duvağım gelinliğim kadar parıltılı değildi. Ayakkabılarım da gelinliğim gibi kırık beyazdı, ince topuklu tek bantılı güzel bir ayakkabıydı.
"Çok güzel gözüküyorsun." Diyen Dilara'ya gülümsedim. Diğer kızlarda onaylayan bakışları ile bana bakıyorlardı. Güzel gözüküyordum ama ben kiminle evleniyordum ki?
"Kızlar müsade var mı?"
"Var tabi enişte."dedi Dilara gülerek, üçü de yanımdan ayrıldı. Bana doğru yaklaşan bir Ateş vardı. Kendisi damat mıydı? Ben onunla mı evleniyordum şimdi?
"Nasıl hissediyorsun kendini?" Biraz garip biraz da düşünceliydim.
"İyiyim yani sanırım öyle, aşağısı çok mu kalabalık?"
"Evet""Vay, vay burda kimler varmış yenge?" Kapıdan bize bakan bir adet Berk vardı. O da şık gözüküyordu. "Aşağıdakiler sizi bekliyor."dediği anda kapıdan çıkmamız bir olmuştu. Aşağısı çok kabalıktı, iğne atsan yere düşmezdi. Aşağıya doğru ilerlediğimiz de bir alkış tufanı kopmuştu. Kendimi çok gergin hissediyordum. Etrafı inceledim, annem bana heyecanla bakıyordu. Annemde buradaydı! Annem'in yanında oturan Onur'a kaydı gözlerim o da çok mutlu gözüküyordu. Herkes çok mu mutluydu yoksa yalancılıktan mı mutluydu herkes?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SERSERİ~ YENİDEN YAZILIYOR
Literatura KobiecaBaşlama tarihi:26.06.2018 (20.Bölüme kadar düzenlenmiştir, hikaye eskisine göre değiştiriliyor. 20.bölümden sonrası garip gelebilir)