İpek Yalçın
Gökyüzünde parıl parıl parıldayan yıldızlar adeta dans ediyorlardı sanki ay da eşlik ediyor gibiydi. Bulutlar ise kapkara bir geceyi anımsatıyordu adeta. Arabanın farları olmasa insanın yüzü zor görünürdü halbuki ben yanımda ki insanı bile zor görüyordum. Gerçi görüp görmem neyi değiştirirdi ki sonuçta tanımıyordum. Bir daha nerde görürdüm kim bilir? Belki de görmesem daha iyi olurdu, allah var yakışıklı adamdı fakat bana bakmayabilirdi çünkü yaş olarak büyüktü. Daha 10. Sınıfa geçmiştim ve 20 yaşından küçük durmuyordu belki de daha fazlaydı. Aramızda hem kültür farkı hem de yaş farkı .... kalpler bir olursa ne olabilirdi ki? Hey, hey yeter ama bu adam fazlasıyla canımı sıktı onunla ilgili hayaller kurmam fazlasıyla saçma. Sen böyle değildin İpek noldu sana? Tamam en azından bizim evin dibine kadar götürmesine gerek yoktu bir alt sokakta bırakmasını istemeliydim. Etrafa göz gezdirdim bir an kavrayamadım. Hey bom boş yolda gidiyordu şuan araba . Etrafta hiç ev gözükmüyordu. O anda bir koku aldım. Deniz kokusuydu.Sahile mi gelmiştik? Yok artık ben sahilden zaten eve yürümeye çalışmıştım geri sahile geldiğime inanamıyorum. Gerçi ben yolu tarif etmiştim ve şuan tam tersi yoluna gidiyorduk. Sesimi çıkarmalıydım. Evet ama nedensizce stres olmuştum? Neden!
Derin nefes al ver, derin nefes al ver kızım haydi!
Tam ağzımı açtım, ki telefonun melodisi kulaklarıma ilişti. Cama doğru çevirdim bakışlarımı. Camdan bile muhteşem gözüküyordu be adam! Telefonunu kulağına götürdü. Elleri güzeldi. Elleri güzelse bu iş..
-kapa çeneni İpek diyesim gelmişti ama sonra adam da bir an şoka girebilirdi.
Telefon konuşmasında geçen tek kelime "tamam" dı. Çok konuşmayı sevmiyordu anlaşılan. Çünkü 10 saniye bile olmamıştı telefonu kapatalı.Arkadaşlarımla 1 saat olmadan kapatmazdık, maziler canlandı bir anda.
O anda camı izliyordum denizi izliyordum. Garip birşeyler vardı. Sonucunda eve geleceğimi düşünerek susuyordum ta ki tabelayı görene kadar.
İstanbul'un üzerinde çarpı işaretli bir sembol
İstanbul'dan ayrılmıştık. Nasıl yani? Bu kadar çabuk ayrılmamız garip değil miydi? Hey bir dakika şuan yanlış yola gidiyorduk ve bende gidiyordum. Artık konuşmam gerekiyordu cidden kaçırılıyordum sanki ama , kendim binmiştim arabaya. Sanırım ilk hatamı arabasına binmemle başlamıştı.
"Hey Soner yanlış tarafa doğru gidiyorsun! İstanbul çıkışı da ne demek? Beni derhal evime götür."
Soner bana bir bakış attı ve yola devam etti.
"Seni aptal şey! İnmek istiyorum! Bırak beni!"
Aklıma gelenle gülümsedim. Çantamı hızla elime alıp kapıya yöneldim. "Tık"
Kapıyı kilitledi ruh hastası?
Soner'e korku dolu bir bakışla bakıyordum o ise gülümseyerek-ki içinden gülüyordur mutlaka- baktı. Camı,kapıyı kilitlemişti!
"Hemen kapıyı açıyorsun seni psikopat!"
"Beni ne uğruna kaçırıyorsun ben sana naptım ya ! Bırak beni evime geri dön lütfen?"Soner bana anlamsızca baktı ve yola geri döndü. Hay şansıma ya! Azıcık acıtasyon yapayım dedim o da olmadı ya!
Madem benim istediğim olmuyor beni evime götüremiyorsa, o zaman onun da istediği olmayacak. Yerimden kalkıp direksiyonu tuttum. Bir sağ bir sol yapıyorduk. Araba bir o tarafa bir bu tarafa gidip geliyordu. "Hey manyak mısın kızım sen ikimizi de öldürecek misin?" "BENİ EVİME GÖTÜR PSİKOPAT,SOSYOPAT ŞEY !" "Yapamam üzgünüm " "O ZAMAN BURDAN SAĞ ÇIKAMAZSIN APTAL ŞEY!" "Ulan ben çıkamazsam sen nasıl çıkmayı düşünüyorsun!" "NELER YAŞADIĞIMI TAHMİN BİLE EDEMEZSİN UCUBE ! BU DA BİR ŞEY Mİ ALLAH AŞKINA BENİ NEREYE GÖTÜRÜYORSUN SEN? KİMSEYE GÜVENEMEYECEK MİYİM YA NEDEN HERKES SÜREKLİ SIRTINI ÇEVİRMEK ZORUNDA ! ŞUAN HİÇBİRŞEY UMRUMDA DEĞİL TEK AMACIM MADEM EVE GÖTÜRMÜYORSUN BENİ ,SENİN İSTEDİĞİN YERE DE GİTMEYECEĞİZ DUYDUN MU BENİ APTAL !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SERSERİ~ YENİDEN YAZILIYOR
Literatura FemininaBaşlama tarihi:26.06.2018 (20.Bölüme kadar düzenlenmiştir, hikaye eskisine göre değiştiriliyor. 20.bölümden sonrası garip gelebilir)